Davacının, kendisine verilen iki haftalık süre içinde ama yasal bir haftalık süresinin geçmesinden sonra davasını ıslah ettiği ve harcını da aynı gün yatırdığı, mahkemece de ıslah edilen değerler üzerinden hüküm kurulduğu, ne var ki süresinde yapılmayan ıslaha değer verilerek hüküm kurulmuş olmasının usul ve yasaya aykırı olup bozma nedeni olduğu-
Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemi-
Haksız fiil nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemi-
İtirazın iptali davasının (tamamen) ıslah yolu ile alacak davasına döünüştürülebileceği- Vekâletnamesinde ıslaha ilişkin özel yetki bulunmayan davacı vekilinin, davayı tamamen ıslah edemeyeceği
Manevi tazminata ilişkin ıslah dilekçesinin, nispi harç yatırılmak suretiyle mahkemeye verilmesi ve fakat başvuru harcının yatırılmaması nedenleriyle bir ek dava dilekçesi olarak kabulünün dahi mümkün olmadığı, manevi tazminat davası açma hakkı saklı kalmak üzere manevi tazminata ilişkin ıslah isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Belirsiz alacak davası olarak açıldığına dair davacı tarafın herhangi bir ifadesi veya telebi bulunmamasına karşın mahkemece dava belirsiz alacak davası olarak görülmesinin; ıslah talebi sonrasındaki davalının zamanaşımı def'i hakkında bir değerlendirme yapılmadığı gibi alacak taleplerinin tamamına dava tarihinden itibaren faiz uygulanmasının hatalı olduğu-
Davacı tarafından gerçekleştirilen ıslaha karşı davalının süresi içinde zamanaşımı def'inde bulunmasına rağmen, fazla mesai alacağı bakımından bu husus dikkate alınmadan ve zamanaşımına uğrayan kısmı tespit edilmeden hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektireceği-
Haksız fiil nedeniyle tazminat alacaklarının bir yıllık kısa zamanaşımı süresine tabi tutulduğu ve bir yıllık sürenin "mutazarrır olan tarafın zarara ve failine ıttılaı tarihinden itibaren" işlemeye başlayacağı- kısa zamanaşımı süresinin başlaması için zarar görenin hem zararı hem de failini öğrenmesi gerektiği-
Dava açılmakla fazlaya ilişkin haklar yönünden zamanaşımı kesilmediğinden kısmi ıslaha karşı zamanaşımı definin ileri sürülmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı-