Kira sözleşmelerinde kararlaştırılan kira bedelinin net mi, yoksa brüt mü olduğunun anlaşılamadığı hallerde, kararlaştırılan bedelin brüt olduğunun kabulü gerektiği- Vergi ve benzeri yükümlülüklere kiraya verenin katlanması gerektiği- Mahkemece; stopajın kararlaştırılan kira bedelinin içinden kesilerek kalan miktar üzerinden hesaplama yapılarak alacağa karar verilmesi gerektiği- Dava konusu edilmeyen bir hususun ıslah yoluyla istem konusu yapılamayacağı- Davacı alacaklının, itirazın kaldırılması talebi olan ilk davasına, tahliye davasını ıslah yoluyla ekleyemeyeceği-
Davacının ödenmeyen kira alacağının tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali talebini bırakarak, alacak miktarını değiştirmeden talebini ecrimisil alacağı davasına dönüştürdüğü anlaşıldığından, işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Tazminat davası-
Davacı isterse dava dilekçesini tamamen ıslah ederek dava konusunu değiştirebilirse de, yeni dava konusu önceki dava konusunun yerine geçeceği ve yine tek bir davanın söz konusu olacağı, HMK. mad. 176 uyarınca, aynı davada, tarafların ancak bir kez ıslah yoluna başvurabileceği-
Islah dilekçesi ile talebini değiştirip genişleten davacı ıslah harcını yatırmadığından, usulüne uygun yapılmış, geçerli bir ıslahtan söz edilemeyeceği ve geçersiz bir ıslaha değer verilmek sureti ile karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Terk (TMK mad. 164) hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma davasında, bu konuda yapılmış bir ıslah da bulunmadan, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davalı TCDD'ye ait trende meydana gelen kaza nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemi- Asıl davada davacının davasını tamamen ıslah ederek yeni bir dava dilekçesi vermesi mümkün olduğu gibi, kısmi ıslah ile talep sonucunu artırmasının da mümkün olduğu- Anne ve baba olan davacıların müşterek çocuklarının trenle peron arasına düşerek kolunun koptuğu anlaşıldığından, çocuklarının % 66 oranında malul kalacak şekilde yaralanmasından davacı anne ve babanın üzüntü duyacağı, davacıların manevi tazminat isteme koşullarının doğrudan oluştuğunun mahkemece ilke olarak kabulü ile sonucuna göre bir karar vermek gerektiği-
Islahla kastedilenin, dava konusu edilen hususların genişletilmesi veya değiştirilmesi olduğu; dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine olanak bulunmadığı- Haksız fiil nedenine dayalı maddi tazminat istemli davada, dava konusu edilmeyen manevi tazminat talebin ıslah konusu yapılamayacağı-
Kural olarak, ıslahın yargılama bitinceye kadar yapılması mümkün olduğu - Ancak hükmün Yargıtay tarafından bozulması üzerine hüküm mahkemesinde yapılan yeni yargılama sırasında ıslahta bulunulmasının mümkün olmadığı - Bu durumda mahkemece, verilen ilk kararın bozulması üzerine bozma sonrasındaki yargılama aşamasında ıslah ile artırılan miktarla ilgili ıslah talebinin bu nedenle reddine karar verilerek, dava dilekçesinde istenilen miktar üzerinden değerlendirme yapılmasının isabetli olduğu- Dava konusu mal ve hizmetlerin şirkete alınıp alınmadığı konusunda inceleme yapılması, bu kapsamda gerekirse mal ve hizmet veren ve fatura düzenleyen firmaların kayıtları da incelenerek bu hususun açıklığa kavuşturulması, bahsi geçen mal ve hizmetler alınmış ise ödeme tarihlerine göre karşılığının şirket kasasından veya şirketin bankadaki hesabından ödenip ödenmediğinin araştırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- Bu kapsamda dava konusu dönemde davalı şirketin muhasebecisi olan davacının şirket kasasından avans çekip çekmediği, avans ödemesi varsa önceki avansın hangi tarihte kapatıldığı, dava konusu mal ve hizmeler için şirket kasasından veya şirketin bankadaki hesabından ödeme yapılıp yapılmadığı hususları üzerinde durularak anılan hususların denetime elverişli olacak şekilde açıklığa kavuşturulması, yine bozma sonrasında alınan 29.05.2014 tarihli bilirkişi raporuna karşı davalı vekilinin ileri sürdüğü ciddi itirazları karşılayacak ek rapor ya da yeni bir bilirkişi raporu alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Kısmi alacak için açılan davada, müddeabihin ıslah ile artırılan kısmına ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, alacağın tümü için dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesinin isabetsiz olduğu-