Bozmadan sonra ıslah yapılmasının mümkün olmadığı-
Haksız tahrik altında kasten adam öldürmeye ilişkin ceza davasında, davalı, 18 yıl hapis cezasına mahkum olduğundan, tahrik oranının %50 olamayacağı anlaşıldığına göre kusur indiriminin %25 oranında olacağı kabul edilerek, davacılar lehine destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi gerektiği- Davaya konu olayda; olay tarihi, olayın işleniş biçimi, davalının kusurunun ağırlığı gözetildiğinde, davacılar yararına daha üst düzeyde manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği- Davacılar arasında, ihtiyari dava arkadaşlığı olduğundan, davacıların ayrı ayrı tazminat talep etmiş olmaları da dikkate alınarak kabul edilen tazminat miktarı üzerinden her biri için ayrı ayrı vekalet ücreti takdiri gerektiği- Dava dilekçesinde tazminat için faiz talebinde bulunulmadığı, ıslah dilekçesi ile hükmedilecek maddi tazminata faiz uygulanmasının talep edildiği ancak fakat faiz başlangıç tarihinin belirtilmemiş olduğu anlaşıldığından, ıslah tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiği-
Islah, bunu yapan tarafın teşmil edeceği noktadan itibaren, bütün usul işlemlerinin yapılmamış sayılması sonucunu doğuracağından, mahkemece; ıslah dilekçesinin karşı tarafa tebliğiyle edilerek, davacı-karşı davalının evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1-2) hukuki sebebine dayalı boşanma davasında delillerin bu çerçevede değerlendirilerek, sonucu uyarınca karar verilmesi gerektiği-
Dava dilekçesinde birden fazla taşınmaz ile ilgili bir miktar tazminat talep edilmiş olmasına rağmen, her bir taşınmaz için ne kadar tazminat istendiğine ilişkin dilekçelerde herhangi bir açıklık bulunmamasından, taşınmazların her biri için eşit miktarda tazminat talep edildiğinin anlaşılacağı- Toprak ve bitki analiz sonuçları ile yapılan gözlem sonunda tespit edilen hususlar değerlendirilerek, davaya konu taşınmazlarda santrallerden kaynaklı bir zarar doğup doğmadığı tereddüde yer vermeyecek şekilde tespiti ile raporlar arasındaki çelişkiler nedenleri izah edilip, Mahkemenin ve Yargıtay'ın denetimine elverişli, gerekçeli bir bilirkişi raporunun hazırlanması gerektiği- İncelemeler sonucunda santral kaynaklı bir zararın doğduğu tespit edilmesi halinde, oluşan zarar, brüt gelirden üretim giderleri çıkartılarak net gelir belirlenip, hangi yıla ilişkin ürün zararı isteniyorsa o yıla ilişkin veriler esas alınarak tazminatın hesaplanacağı-
Bozma ilamından sonra yapılan ıslah ile artırılan maddi tazminat miktarı yönünden davanın kabulüne karar verilmesinin yasal düzenlemeye ve İçtihadı Birleştirme Kararına aykırı olduğu-
Dava dilekçesinde her bir taşınmaz için ne kadar tazminat istendiğine dair bir açıklama yapılmadığından, her bir taşınmaz yönünden, eşit miktarda tazminat talep edildiği kabul edileceği-.Bilirkişi raporları arasındaki çelişkilerin giderilmesi gerektiği- Santral kaynaklı bir zararın doğduğu bilirkişi incelemeleriyle tespiti ile; zarar hesaplanırken, brüt gelirden üretim giderleri çıkartılarak net gelir belirlenmeli ve hangi yıla ilişkin ürün zararı isteniyorsa o yıla ilişkin veriler esas alınacağı-
Ölüm nedeniyle maddi-manevi tazminat istemine ilişkin davada, bozmadan sonra "ıslah" ın mümkün olmayacağı, davacıların ıslahtan önceki taleplerinin dikkate alınarak, mahkemece buna uygun bir hüküm kurulması gerektiği-