Daha önce dava konusu edilmeyen bir hususun ıslah yoluyla istem konusu yapılmasına yasal açıdan olanağın olmadığı- Davacı alacaklının tahliye olan ilk davasına, "itirazın kaldırılması" davasını ıslah yoluyla ekleyemeyeceği-
Davacı kiraya verenin, gerekli vasıfları taşımayan binayı kreş olarak kiraya vererek kusurlu davrandığı, davalı kiracının da kiraladığı taşınmazın nitelik ve özellikleri konusunda gerek hukuki, gerek fiziki yönden gerekli araştırmayı yapmaması nedeniyle kusurlu olduğu anlaşıldığından, mahkemece, belirlenecek makul süre kira tazminatından tarafların kusur oranına göre indirim yapılması gerekeceği- Bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı- Davalı kiracı tarafından, 9.000 TL bedelli teminat mektubunun davacı kiraya verene teslim edildiği ve davacı tarafından söz konusu teminat mektubunun paraya çevrildiği ileri sürüldüğüne ilişkin davalı delilleri toplanarak sonucuna ilişkin bir karar verilmesi gerekeceği- Kira sözleşmesinde TBK.nun 583. maddesinde belirtilen şekil şartına uyulmadığından kefalet sözleşmesi geçersiz olduğu gibi tazminat niteliğindeki alacaktan da kefilin sorumlu tutulması hukuken mümkün olmadığından davalı kefil yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davacı kurumun düzenlediği iki ihale arasındaki bedel farkının ilk ihalenin gereğini yerine getirmeyen davalıdan tahsili istemine ilişkin davada, aleyhe hüküm verme yasağı gereği, temyiz eden tarafın lehine verilen bozma kararına uyan mahkemenin artık temyiz eden tarafın önceki (bozulan) karara oranla daha aleyhine olan bir hüküm veremeyeceği, bu yasağın, usule dair kazanılmış hak kavramı ile de ilgili olduğu- Bozma kararına uyan mahkemece verilen temyize konu karar, aleyhe hüküm verme yasağına aykırı olduğu gibi davalı lehine doğan usuli kazanılmış hakkı da ihlal ettiği-
Davacı dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmadığından mahkemece ıslah dilekçesinde talep olunan miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu-
İtirazın iptali davası ıslah dilekçesi ile alacak davasına çevrilmişse de, ıslah dilekçesinde faiz talep edilmediği halde, mahkemece, yasal faize hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Islahın, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabileceği- Bozma ilamından sonra asıl dava bakımından ıslah yapılamayacağı-
Islah ile talep sonucunun azaltması halinde, mahkemece, davacının isteminin, kısmi bir feragat olarak kabul edilip, feragat edilen bölüm yönünden de olumlu veya olumsuz hüküm tesisi gerektiği-
Satış sonrası düzenlenen sözleşmede "elektrik tesisatı ve diğer işlerin yapılacağı, yapılmadığı taktirde bedel ödeneceği" belirtilmediğinden, eksik iş bedeli talebinin reddi gerektiği- Davanın açıldığı tarih itibariyle gecikme 11 ay olup yargılama devam ederken meydana gelen 6 aylık gecikmenin bu davanın konusu olmadığı ve ıslah yolu ile de davaya dahil edilemeyeceği- Davalı tarafın satış bedelinden dolayı 20.000 TL alacağı bulunduğu ve bu alacağın takas mahsubu talep edildiği, buna ilişkin olumlu/olumsuz her hangi bir karar verilmemesinin hatalı olduğu-
Islah ile talep sonucunun azaltması halinde, mahkemece, davacının isteminin, kısmi bir feragat olarak kabul edilip, feragat edilen bölüm yönünden de olumlu veya olumsuz hüküm tesisi gerektiği-
Zamanaşımının, hakkın ileri sürülmesini engelleyici nitelikte olduğu ve alacak hakkı alacaklı tarafından, yasanın öngördüğü süre ve koşullar içinde talep edilmediğinde dava yoluyla elde edilebilme olanağından yoksun bırakılacağı- Alacağın salt zamanaşımına uğramış olmasının onu eksik bir borca dönüştürmesi için yeterli olmadığı, bunun için borçlunun, kendisine karşı açılmış olan alacak davasında alacaklıya yönelik bir def'ide bulunması gerekeceği- Davalı tarafından zamanaşımı def'i ileri sürülmedikçe, o hak ve alacak için yasanın öngördüğü zamanaşımı süresi dolmuş olsa bile hakimin bunu kendiliğinden göz önüne alamayacağı- Zamanaşımı, kanunda sınırlı olarak sayılan ilk itirazlardan olmadığından cevap dilekçesi ile ileri sürülme zorunluluğu bulunmadığı- Zamanaşımı def'inin, savunmanın genişletilmesi ya da değiştirilmesi yasağının başladığı ana kadar ileri sürülmesi gerekeceği ve bu ana kadar ileri sürülmeyen zamanaşımı def'inin sonradan ileri sürülmesinin savunmanın genişletilmesi niteliğinde olacağı- Davaya yasal süresi içerisinde cevap vermemiş olan davalının süresinden sonra vereceği cevap dilekçesi ile zamanaşımı def'inde bulunabilmesinin ancak davacının muvafakat etmesi ile mümkün olacağı- Islahın yasal şartları yerine getirildiği takdirde karşı tarafın ya da mahkemenin kabulüne bağlı olmaksızın yapılabileceği- Davanın kısmen de ıslah edilebileceği- Maddi hakkı sona erdiren maddi hukuk işlemlerinin ıslahla düzeltilemeyeceği- Feragat, kabul, sulh gibi işlemlerin asıl hakkı ortadan kaldırmasından dolayı usul işlemi olduğu kadar maddi hukuk işlemi mahiyetini de taşıması dolayısıyla bu işlemlerin ıslah yoluyla düzeltilemeyeceği- Açık bir irade beyanı ile terk edilen hakların maddi gerçeğin şekle feda edilmesi gibi bir sonuç doğurmaması sonucunda ıslahın konusu olamayacağı- Davanın cevapsız bırakılması ya da süresi içinde cevap dilekçesi verilmemesi halinde davalının, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılacağı-