Ecrimisilin imar uygulamasından önceki 1.5.1995 ila 6.7.1998 tarihlerini kapsayan dönem için istenildiği gözetilerek bu dönem için belirlenecek ecrimisile hükmedilmesinin gerekeceği-
Kadastro sırasında malik hanesi açık bırakılan taşınmazların kadastro tespitlerinin kesinleşmeyeceği, bununla ilgili olarak mahkemenin res'en gerçek hak sahibini araştırarak tespit edip onun adına sicil oluşturacağı-
Apartman kat malikleri kurulunun (Yönetimin) tüzel kişiliği ve bu nedenle taraf ehliyeti bulunmadığı, kat maliki olmayan yönetici ve yönetim kurulu aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddi gerekeceği-
Binanın tamamının kullanılmaz hale gelmesi durumunda rayiç değerin buna göre belirleneceğinden, tecavüzlü kısmın yıkımı halinde binanın tamamının kullanılamayacak hale gelip gelmeyeceğinin araştırılması, bilirkişiden bu yönde ayrıntılı rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Taşınmazdaki dairelerin davalılarca haksız olarak işgal edildiği ileri sürülerek açılan davada, davalının taşınmazı kullandığına dair hükme elverişli olacak nitelikte bir delil ve emare bulunmadığından davalı hakkındaki davanın kabulüne karar verilmiş olmasının doğru olduğunun söylenemeyeceği-
Nizanın Kat Mülkiyeti Yasası hükümlerine göre çözümlenebilmesi için tarafların ana taşınmazda bağımsız bölüm ya da başka bir hak sahibi olmalarının gerekeceği, dava genel hükümlere göre açılmış el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davası olduğundan davanın değere göre asliye hukuk mahkemesinde bakılmasının ve işin esasının incelenmesinin gerekeceği-
Ecrimisilin, fuzuli şağilin taşınmazı kullanması sebebiyle arsa malikine ödemekle yükümlü olduğu tazminat olduğu, mahkemece, davalının çekişmeli taşınmazı kullanmasında haksız olduğu kabul edildiğine göre, haksız işgal tazminatı niteliğindeki belirlenecek ecrimisilin de karar altına alınması gerekeceği-
Davalının, haklı ve geçerli bir nedeni olmaksızın davacıya ait 13 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 0.195 m2 lik bölümle ilgili olarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle, taşkın alanın küçük miktarda olması sebebiyle davalının iyiniyetli olduğu, ayrıca; bu taşkınlığın komşuların birbirlerine göstermek zorunda oldukları olağan katlanma ve hoşgörü sınırı içerisinde bulunmalarının gerektiği yönündeki yasal olmayan gerekçelerle isteğin reddine karar verilmiş olmasının doğru olmayacağı-
Davalının çekişme konusu yerlerde kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının olmadığı, ancak irsen paydaş babasına teb’an, onun muvafakatıyla taşınmazlarda tasarruf ettiğinden, davalının kullanımı haksız fiil niteliğinde değilse de, taşınmazların tamamında tasarruf etmesi nedeniyle intifadan men koşulunun oluştuğu gözetilmek suretiyle davacının bu konudaki isteği de dikkate alınarak payına elatmanın önlenmesine ve gelir esasına göre belirlenen ecrimisile hükmedilmiş olmasında bir isabetsizlik olmayacağı-