27.04.2006 tarihli ihtarnamenin davalıya tebliğ tarihi ile verilen süre gözetilmek suretiyle dava tarihine kadar olan dönem itibariyle ecrimisile hükmedilmesi gerekeceği-
Mahkemece 1428 sayılı parselin dayanağı belgelerin getirtilmesi, yerinde 3 kişilik harita mühendisi sıfatını haiz bilirkişiler aracılığıyla keşif yapılması, önceden alınan raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi, davalının kullanımındaki taşınmazın çap kaydı kapsamında mı yoksa devletin hüküm ve tasarrufu altındaki alanda mı kaldığının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde saptanması, ondan sonra bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacı-karşı davalının 178 parsel sayılı taşınmaza haklı ve geçerli bir neden olmaksızın elattığı belirlenmek ve bu olgu benimsenmek suretiyle elatmanın önlenmesi isteğinin kabulü ile yetinilmesi gerekeceği, belirlenen olgular ve yıkım isteği bulunmadığı gözetilmek suretiyle sadece elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerekirken istek aşılmak suretiyle yıkıma da (ağaçların sökülmesine) karar verilmiş olmasının doğru olmayacağı-
Davalı şirketin 125 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kayıt maliki olup anılan taşınmazda otel işletmeciliği yaptığı, devletin hüküm tasarrufu altında bulunan çekişme konusu tescil harici taşınmazın bir kısmını da kullandığı saptandığı halde mahkemece dosyadaki somut delillere, açık bilirkişi raporlarına rağmen davalının müdahalesi olmadığı kabul edilerek sonuca gidilmesinin doğru olmayacağı-
Davalının kayden davacı Hazine'ye ait olan 792 parsel sayılı taşınmaza haklı ve geçerli bir neden olmaksızın ağaç dikip, atölye binası yaparak elattığı belirlenmek ve benimsenmek suretiyle, anılan davalı bakımından davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmayacağı-
Mahkemece, muhdesat şerhinin fiziki durumu belirleme açısından hukuken hüküm ifade ettiği, ancak sahibine zemini kullanma yönünden bir hak bahşetmeyeceği gözetilmek suretiyle, davalılar hakkında elatmanın önlenmesine karar verilmiş olmasının doğru olacağı-
Davalının davacıya ait taşınmaza atık su ve kanalizasyon borusu geçirmek suretiyle haksız olarak müdahale ettiğinin belirlenmesi suretiyle davalının elatmasının önlenmesi ile yıkıma karar verilmiş olmasının doğru olacağı-
Kıyılar kamunun yararlanacağı yerlerden olup buralarda tapu kaydı oluşturulmuş ise tapunun iptalinde, Anayasanın 43., Tapu Kanununun 33., Kadastro Kanununun 16. maddesi gözönüne alınarak, kamu yararının bulunduğunun kabulü gerekeceği, ancak, kişinin mülkiyet hakkı sona erdirilirken karşılıklı hak dengesinin sağlanması için mülkiyet hakkı sahibine tazmini nitelikte bir bedelin ödeneceği, tazminatın nedeni yasa dışı bir işlemden değil hak dengesinin sağlanmasından kaynaklandığından, taşınmazın tam değerini karşılamasının da gerekli olmayacağı-
Müdahalenin men’i, tescil ve tapu kayıt iptali ve yıkım gibi istekleri içeren gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda, gayrimenkulün değeri ile yıkımı istenen yapının kıymetinin toplamının davanın değerini teşkil edeceği gerek mahkemenin görevi ve gerekse tahsil edilecek harcın bu değer gözetilmek suretiyle belirleneceği, bunun ise keşfen belirlenen değer olacağı-
Türk Medeni Kanununun 683.maddesinde de öngörülen mülkiyet hakkı sahibine taşınmazı kanunların elverdiği ölçüde tasarruf etme, kullanma ve yararlanma hakkını bahşedeceğinden davalının kendi mülkiyet alanına bina yapma eyleminin (fiilinin) mülkiyetinin kullanılmasını teşkil edeceği-