Davalılar tarafından taşkın olan bölüm dışında kalan yere bir elatma olgusu bulunmadığına göre, bu kısmın değerinin de görevin tayininde esas alınmış olması doğru olmadığı gibi, kabul tarzı itibariyle de hakkında dava reddedilen kişinin, çekişme konusu taşınmazı davalıya’e lojman olarak tahsis ettiğine göre, kendisi fiilen kullanmasa dahi kiraya vermekle muarazaa yaratmak suretiyle hukuken el attığının kabulünün zorunlu olduğu-
Belediyece yapılan dolgu işleminin, dolgu ile mülk edinme yolunu tümden kapatan ve kıyıların özel yasalardan kaynaklanan tasarrufuna dair istisnai hükümleri dışında özel mülkiyete konu edilemeyeceğini kabul eden 1605 Sayılı Yasanın yürürlük tarihi olan 20.07.1972 tarihinden önce mi yoksa sonra mı yapıldığının; 2644 Sayılı Yasanın 8 ve 9 maddelerinde öngörülen usul ve esaslar dairesinde gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin tereddüte yer bırakmayacak şekilde tespitinin, çekişmenin giderilmesi ve kazanılmış hak kuralının gözetilmesi açısından zorunlu olacağı-
Taşınmazın aile konutu olarak tahsis edilmiş bulunması Türk Medeni Yasanının 683.maddesinde düzenlenen mülkiyet hakkının kanuni kısıtlamalarından biri olduğundan, çekişmeli taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti durumunda davalının taşınmazda fuzuli şagil olarak kabulüne olanak bulunmayacağı-
Dava konusu kal'ine karar verilen asmaların davacıya ait parsel sınırları içerisinde kalıp kalmadığının ek rapor ve kroki ile tespitinin mümkün olup olmadığı, mümkün değilse, yeniden yapılacak keşif sonucu fen bilirkişi­leri tarafından elektronik aletle ölçülüp kroki tanzim ettirildikten sonra neticesine göre bir karar verilmesi gerekirken tesis edilen hük­mün bozulmasının gerektiği-
Davadaki istek yolsuz tescil durumuna düşen imar parsellerinin sicil kayıtlarının iptali ile imar parsellerinin öncesini teşkil eden geometrik ve hukuki durumun ihyasına ilişkin olduğu gözetildiğinde, taraflar arasında mülkiyetten kaynaklanan bir çekişmenin bulunmadığı, bu nedenle, mahkemece davalı Belediye aleyhine maktu vekalet ücretinin karar altına alınmasında bir isabetsizlik bulunmayacağı-
Madenler özel mülkiyete konu olamayacağı, devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu- Maden işletme ruhsatının özel mülkiyete el atma hakkı vermeyeceği-
Mülkiyetten kaynaklanan hakkı bulunmayanın mutlak el atmasının önlenmesine karar verilmesinin gerekli olup; davacının payı oranında el atmanın önlenmesine karar verilemeyeceği-
Mahkemece yapılan inceleme sonucu taşkın yapının 2661 sayılı parselde bulunduğu, bu kısmın tapusunun iptali ile davalı-karşı davacı adına tesciline ve bedelinin de davacıya ödenmesine, bu nedenle elatmanın önlenmesi ve yıkım davasının reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmayacağı-