Taşınmazların kayıt maliki olan davacıların mirasbırakanının 1984 yılında öldüğü davalının taşınmazları 1994 yılından dava tarihine kadar nizasız ve fasılasız tasarruf ettiği, dava tarinine kadar olan 13 yıllık kullanım süresi içinde davacılar tarafından davalıya uyarı mahiyetinde bir ihtarname keşide edilmediği gibi davalının kullanımına ses çıkartmadıklarından, davalının muvafakata dayalı olarak oturduğu, bu nedenle de taşınmazın haksız olarak kullanılmasından kaynaklanan ve taşınmaz malikine ödemekle yükümlü olduğu haksız işgal tazminatı niteliğindeki ecrimisilden sorumlu olmayacağı-
Aile konutu olarak kullanılacak taşınmaz için önceden verilen muvafakatin boşanma olmasa dahi ayrı yaşayan çiftler bakımından geri alınabileceği-
Murisin; taşınmaz temlikinde gerçek amacının mirasçıdan mal kaçırmak olmayıp, mal varlığının mirasçılar arasında paylaştırmak olduğunun belirlenmesi durumunda, hoşgörü sınırları içerisinde kalacak şekilde bir mirasçıya biraz fazla değerdeki taşınmazı vermesi miras bırakanın mal kaçırma kastıyla hareket ettiğini göstermeyeceğinden, açılan muvazaa davasının davanın reddi gerekeceği-
Davalıların her birinin taşınmazın ayrı ayrı bölümlerine elattıkları mahkemece belirlendiğine göre, her bir elatanın elattığı yerle sınırlı olmak üzere avukatlık ücreti ve harçtan sorumlu tutulması gerekeceği-
Tapu iptal-tescil davalarının kayıt malikleri aleyhine açılacağı, somut olayda, fenni bilirkişiler tarafından keşif sonrası düzenlenen rapor ve krokiden ihyası istenen kadastral parselin bazı bölümlerinin yolda kaldığı görülmekte ise de diğer bazı bölümlerinin dava dışı kişilere verilen imar parselleri içerisinde kaldığının anlaşıldığı, bu durumda kadastral parselin ihyası halinde o parselin gittiği tüm imar parselleri yönünden hüküm kurulması gerekeceğinden, o imar parselleri maliklerinin davada yer almaları gerekeceği-
Kadastral parselin ihyası halinde o parselin gittiği tüm imar parselleri yönünden hüküm kurulması gerekeceğinden, o imar parselleri maliklerinin davada yer almalarının gerekeceği-
Mahkemece, çekişmeye konu edilen gecekondunun imar parseli içerisinde kalıyormuşcasına davanın kabulüne karar verilmiş ise de hükmün gerekçesinde gecekondunun tarafların birlikte paydaş bulundukları 1 parselin dışında olduğunun belirtilmesinin doğru olmayacağı-
Kıyılar kamunun yararlanacağı yerlerden olup buralarda tapu kaydı oluşturulmuş ise tapunun iptalinde, Anayasanın 43., Tapu Kanununun 33., Kadastro Kanununun 16. maddesi gözönüne alınarak, kamu yararının bulunduğunun kabulü gerekeceği, ancak, kişinin mülkiyet hakkı sona erdirilirken karşılıklı hak dengesinin sağlanması için mülkiyet hakkı sahibine tazmini nitelikte bir bedelin ödeneceği, tazminatın nedeni yasa dışı bir işlemden değil hak dengesinin sağlanmasından kaynaklandığından, taşınmazın tam değerini karşılamasının da gerekli olmayacağı-