Milli park sınırları içerisinde bulunan ve fidan dikilmek suretiyle haksız olarak el atılan taşınmaz hakkında el atmanın önlenmesi kararı verilmesinde bir isabetsizlik bulun­mamaktadır. Ancak fidanların kesim ve sokumunun yasak olup olmadığı konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınması gerektiği-
Davalıların haksız eyleminden dolayı ekim yapamayan davacı üreticilerin uğradığı zarar hesaplanırken, üretim gideri olarak yapılan harcamaların satış parası ile birlikte ürün satıldığı zaman geri alınacağının ve haksız eylem nedeniyle ekim yapamayan üreticilerin üretim gideri olarak yapmadıkları bir harcamayı da isteyemeyeceklerinin göz önünde bulundurulması gerekeceği-
Davacıya verilen tapu tahsis belgesi iptal edilmediği sürece taşınmazsa oturduğu zemin itibari ile sahibine üstün zilyetlik hakkı sağ­lar. Bu nedenle üstün zilyetlik hakkı bulunan davacının bu yere başkaları tarafından yapı­lan tecavüzlerin önlenmesi hususunda yargı­sal yoldan koruma isteme hakkının bulundu­ğunun kabulü gerekeceği-
Taşınmaz Hazine adına kayıtlı ve beyanlar hanesinde muhdesat kayıtlı olup, bu hak kişisel hak niteliğinde olduğundan, lehine kurulan kişi yönünden yararlanma hakkı sağlayacağı; dosyadaki mirasçılık belgesine göre mirasçı olan davacı korumaya ilişkin olan elatmanın önlenmesi davasını tek başına açabileceği-
Kişinin mülkiyet hakkı sona erdirilirken karşılıklı hak dengesinin sağlanması için mülkiyet hakkı sahibine tazmini nitelikte bir bedelin ödeneceği de kuşkusuz olup, tazminatın nedeni yasa dışı bir işlemden değil hak dengesinin sağlanmasından kaynaklandığından, taşınmazın tam değerini karşılamasının da gerekli olmadığı-
Baraka niteliğindeki taşkın yapının Türk Medeni Kanununun 718. maddesince taşırıldığı arazi mülkiyetine tabi olacağı ve hiçbir arazi maliki bir yapının arazisine taşırılmasına katlanmakla yükümlü kılınamayacağı, Türk Medeni Kanunun 683. maddesinden yararlanılarak haksız tecavüzün kaldırılmasının istenebileceği-
Mahallinde yapılan keşif sonucu fen memuru tarafından hazırlanan rapordan, davacının taşınmazlarına elatma olgusunun gerçekleşmediğinin anlaşıldığı, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerektiği-
Asıl dava çapa dayalı elatmanın önlenmesi ve kal, buna karşı açılan birleştirilen dava, Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayalı temliken tescil istemlerine ilişkin ve elatmanın önlenmesi ve kal davasının davacılarının, birleşen temliken tescil davasında davalı olması halinde, her iki dava ayrı ayrı açılmış olsa bile, biri hakkında verilecek hüküm diğerini etkileyecek nitelikte bulunduğundan asıl dava ile, temliken tescil isteğine ilişkin davanın birleştirilerek sonuçlandırılması gerekeceği-
2859 Sayılı Kanun uyarınca yapılan yenileme işlemi sırasında mülkiyete ilişkin tasarrufta bulunulması nedeniyle açılan davaların 3402 sayılı Kadastro Kanununda yer alan usul çerçevesinde ve özellikle kadastro mahkemelerinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği; 2859 Sayılı Kanun uyarınca yapılan yenileme işleminin yeni bir kadastro değil önceki kadastroya ek bir işlem olduğu, tutanak düzenlenmemiş olmasının da bu sonuca etkili olmadığı-