Gerek öğretide gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle işgal tazminatı, hak sahibinin taşınmazı haksız biçimde kullanan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği en azı kira geliri, en fazlası mahrum kalınan gelir kaybına karşılık gelen bir bedel olduğundan, kötüniyetli zilyedin mülkiyet hakkı sahibine ödemekle yükümlü olduğu haksız işgalden kaynaklanan ecrimisille davalının sorumlu tutulmasına olanak olmadığı- Mahkemece, yapılan uygulama sonucu alınan bilirkişi raporu ve krokisinden keşfi izleme olanağı bulunmadığı gibi, teknik bilirkişi olarak dinlenen Harita Kadastro teknikeri bilirkişi tarafından herhangi bir kroki ibraz edilmediği, Google’dan alınan ve fiili durumu gösteren harita örneği ile yetinildiği, mahkemece bu harita nazara alınarak infaza elverişli olmayacak şekilde karar verildiği dikkate alındığında noksan soruşturma ile yetinilerek karar verilmesinin isabetsiz olduğu- 
İhtiyati haciz istemine ilişkin davada, ecrimisil alacağına konu davalar taşınmazın aynına ilişkin bulunmadığından kesin yetki kuralı uygulanamayıp talebe dayanak ilamda kesin yetki halinin sözkonusu olmadığı-
Tapu iptali ve tescil olmaz ise tazminat istemine ilişkin davada, temliken tescil isteyen davacının dava konusu taşınmazı ve üzerindeki yapıyı önceki malik elatmanın önlenmesini isteyen davacının murisinin izni ile kullandığı anlaşıldığından haksız ve kötüniyetli bir kullanımı bulunmadığından ecrimisil isteminin kabulüne karar verilemeyeceği-
E.tma haksız eylem olup elatmanın önlenmesine yönelik davanın taşınmaza fiilen elatana karşı açılması gerektiği- Bilirkişi raporunda, dava konusu taşınmaza yapılan tecavüzün varlığı saptanmakla beraber, anılan müdahalenin davalı tarafından yapıldığı sabit olmadığı gibi, müdahaleye konu alanda hangi miktarda ve kime ait ağaçların bulunduğu da tespit edilemediğinden, gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, dava konusu taşınmaza ağaç dikmek suretiyle mevcut müdahalenin davalı K. tarafından yapılıp yapılmadığının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde saptanması, öte yandan, müdahaleye konu alanda hangi ağaçların kaldığının belirlenmesi, bilirkişiden denetime elverişli, infazı mümkün kroki ve rapor alınması, hasıl olacak sonuca göre tecavüze konu ağaçlar bakımından yıkım kararı verilmesi gerektiği- 
Gerekli izinler alınmadan ülkeye getirilen aracın, mahkemenin kesinleşen kararıyla ilgili mevzuat hükümleri doğrultusunda "kaçak eşya" niteliğinde olduğu gözetilerek mülkiyetinin kamuya geçirilmesinin, kamu yararı amacına uygun olduğu, başvurucuya ait aracın "kaçak eşya" şeklinde nitelendirilerek müsadere edilmesinin, mülkiyet hakkına yönelik orantısız bir müdahale olmadığı ve bu bağlamda demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırılık teşkil etmediği ve başvurucunun Anayasa'nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edilmediğine ilişkin Anayasa Mahkemesi kararı-
Mahkeme kararının bozulmasına karar verildiğinde, bu ilam aleyhine ikinci defa karar düzeltme yoluna gidilemeyeceği-
Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme isteklerine ilişkin açılan davada, davacının dava konusu taşınmazından kanalizasyon borusu geçirilmesi ve taşınmazının sınırından yapılan haksız müdahale iddialarının değerlendirilmesi yönünden mahallinde yeniden uzman bilirkişiler ile keşif yapılması ve anılan hususların açıkça tespiti gerekirken eksik inceleme ve noksan soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu- 
Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi istemi-
Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkin açılan davada, mahkemece, çekişmeli yerde fen, inşaat ve hukuk bilirkişilerinden oluşan heyet ile yapılan keşif sonucu düzenlenen rapor ve kroki ile daha sonra düzenlenen ek rapor arasındaki aykırılık giderilmeden kurulan hükmün doğru olmadığı gibi; savunma yoluyla getirilen temliken tescil isteği bakımından olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olmasının da isabetsiz olduğu- 
E.tmanın önlenmesi ve ecrimisil istemlerine ilişkin davada, ecrimisil, hak sahibinin taşınmazı haksız biçimde kullanan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği en azı kira geliri, en fazlası mahrum kalınan gelir kaybına karşılık gelen bir bedel olduğu, davalı, tarafların dayı yiğen olduğunu ve davalının taşınmazda uzun süreden beri dayısı olan davacının muvafakatı ile oturduğu, davacının davalıya dava tarihine kadar herhangi bir şekilde uyarı göndermediği gözetildiğinde davalının dava tarihine kadar davacının izniyle taşınmazı kullandığı, dava açmakla da muvafakatını geri aldığının kabul edilmesi gerekeceği- Davalının dava tarihine kadar olan süreç için taşınmazda fuzuli şagil olduğu söylenemeyeceği, başka bir anlatımla kötüniyetli zilyedin mülkiyet hakkı sahibine ödemekle yükümlü olduğu haksız işgalden kaynaklanan ecrimisille davalının sorumlu tutulmasına olanak olmadığı-