İçerik Akışı

Trafik Kazası Nedeni ile Maddi Tazminat İstemi- Davacı ile Sigorta Şirketinin Sulhu- Belirsiz Alacak Davası- Hukuki Yarar-

Aracın zorunlu mali sorumluluk sigortasını yapan Sigorta şirketi tarafından düzenlenen aktüeryal raporuna göre davacının maluliyet tazminatının hesaplandığı ve bu doğrultuda sigorta şirketi tarafından davacıya ödeme yapıldığı ve yapılan ödeme sonucunda davacı ile Sigorta şirketi arasında sulh protokolü imzalandığı anlaşılmakla, davacının iddia ettiği (trafik kazasından kaynaklanan) maddi zararın miktarı belirli olmasına rağmen, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunmadığı, dava konusu edilen zararın gerçekte belirli bir alacak olduğu ve dolayısıyla belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği-

Önceki Zilyedin İradesi Dışında Elinden Çıkan Taşınır-

Dahili davalılar murisinin -dava dışı kişi tarafından dolandırılmak suretiyle- maliki olduğu aracın rızası dışında elinden alındığı anlaşıldığından, önceki zilyedin iradesi dışında elinden çıkan taşınır, ne kadar el değiştirirse değiştirsin yeni zilyet kötüniyetli sayılacağından, üçüncü kişi durumundaki davacının aracın mülkiyetini kazanması söz konusu olmayacağı-

Apartman Yönetimi Aleyhine Verilen İlam Nedeniyle Kat Malikleri Aleyhine İlamlı Takip Yapılabilir mi?

İlamda taraf olmayan, takip talebinde borçlu olarak yer almayan şikayetçiye icra emri gönderilmesinin ilamlı takip hükümlerine uygun olmadığı, kat maliklerine karşı ilama atıf yapılmak suretiyle ancak ilamsız takip yapılabileceği, mevcut ilamlı takipte ise kat maliklerine, İİK.nun 89. maddesi hükmü uyarınca haciz ihbarnamesi gönderilerek aidatlarını icra dosya hesabına yatırmalarının da istenebileceği, bunun dışında ilamın yargılamasında yer almayan, takip konusu borcun doğduğu dönemde kat maliki olup olmadıkları ilamdan net bir şekilde anlaşılamayan kişilere ilamlı takibin yöneltilmesi ve icra emri gönderilmesinin, ilamlı takip hükümlerine uygun olmadığı, bu nedenlerle mahkemece (süresiz yapılabilecek olan bu) şikayetin kabulü ile şikayetçi yönünden icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle şikayetin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-

Manevi Tazminat- Haksız Tahrik

Ceza yargılamasındaki olayın kabul şekli ve dosyadaki tüm deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde, TBK mad. 52/1 hükmünü uygulanma imkanının ele alınıp mahkemece değerlendirilmesi gerektiği- Davalının eylemini haksız tahrik altında kalarak gerçekleştirdiği benimsenerek ceza mahkemesince cezasında indirim yapıldığından, haksız tahrik nedeniyle manevi tazminatta da indirim yapılması gerektiği-

İpotek Şerhlerinin Kaldırılması- Harç-

İpoteğin ve ipotek dışındaki şerhlerin kaldırılması istemine davalarda, dava konusu değerin, taşınmaz üzerindeki ipotek senedindeki borç miktarı kadar olduğu, eksik harcın buna göre hesaplanarak tamamlattırılması gerektiği- Davaya konu ipoteğin konusunu oluşturan genel kredi sözleşmesi ile ilgili uyuşmazlı ticari dava niteliğinde olduğundan, davaya bakma görevinin ticaret mahkemesinde olduğu-

Reklam sözleşmenin feshi- Kurum zararı- Kişilik haklarına saldırı- Basın özgürlüğü- Matufiyet-

Reklam sözleşmenin feshi için haklı sebep oluşturduğu iddia edilen yayınların içeriğinde, davacı kurum yöneticisinin eylemleri nedeniyle kurumu zarara uğrattığı iddia edilmiş olup söz konusu haberlerin yazarı aleyhine açılan ceza davasında mahkemece eleştiri özgürlüğü kapsamında kaldığından bahisle yazar hakkında beraat kararı verilmiş olduğundan, davalı tarafın basın yoluyla doğrudan davacı kurumu hedef alan ve basın özgürlüğünü aşacak derecede bir yayın yapıldığından söz edilemeyeceği- Yayınlar nedeniyle yayın yasağı talebi kurum yöneticisi tarafından gerçekleştirilmiş olup, davacı kuruma yönelik matufiyet içeren bir yayından söz edilemeyeceğinden bu yayınlar nedeniyle taraflar arasındaki reklam sözleşmesinin haklı nedenle feshedileceğinden söz edilmeyeceği-

Vasiyetnamenin tenkisi- Eksik alacağın tahsili- İbraname- Faiz alacağı-

İbra sözleşmesinde faiz alacağını saklı tutmaya yönelik bir beyanın bulunmadığı, ifa anına kadar yapılan herhangi bir bildirimin de olmadığı, durum ve koşullardan davacıların faiz alacağını saklı tuttukları da anlaşılmadığından ibra sözleşmesinin faiz alacağını da kapsadığının kabulü ile talep edilen faiz alacağının, ibra sözleşmesi ile sona erdirildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği-

Piramit Satış Sistemi- Cayma Hakkı

Piramit satış sisteminin kurulmasının, yayılmasının veya tavsiye edilmesinin yasak olduğu- Taraflar arasında yapılan satışın, piramit satış olup olmadığının tespit edilmesi, bu amaçla Gümrük ve Ticaret Bakanlığı' nın davalı şirket hakkındaki son denetim raporunun da getirtilerek bilirkişiden rapor alınıp, bu husus aşıldıktan sonra alacak davasının esası hakkında karar verilmesi gerektiği-

Borçlu Şirkete Yapılan Tebligatı Diğer Borçlu Şirket Yetkilisinin Teslim Alması-

Takip borçlusuna yapılan tebligatın, yetkilisi olduğu borçlu şirketin de takipten haberdar olduğu anlamına gelmeyeceği- Şirket adına çıkan tebligatı, bizzat şirket yetkilisi almış olsa da, aynı takibin borçluları olmaları nedeni ile husumet iddiasının ileri sürülebileceği- Ticaret siciline bildirilen adrese Teb. K. mad. 35 gereğince tebligat yapılabilmesi için söz konusu adrese öncelikle normal usullere göre tebligat çıkartılıp bilâ tebliğ dönmesi halinde 35. maddedeki tebliğ prosedürünün işletilmesi gerektiği Borçlunun usulsüz tebligata ilişkin şikayetinin kabulü ile, tebliğ tarihinin borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine ve icra dosyasına süresinde yapılan itiraz uyarınca takip kesinleşmeden konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-

Usulsüz Tebligat- Tebliğ Memurunun Beyanının Alınması- Bilgisine Başvurulan Kişinin Kesin Olmayan Beyanı Doğrultusunda Yapılan Tebligat-

Talimat üzerine alınan tebliğ memuru beyanında, bilgisine başvurulan kişinin muhatap ile ilgili olarak "işe veya şehir dışına gitmiş olabilirler" demesi üzerine, tebliğ şerhinin "muhatabın geçici olarak işe gittiği" yazılarak düzenlediğinin anlaşıldığı- Bilgisine başvurulan kişinin şehirdışına gitmiş olabileceğine ilişkin olarak verdiği kesin olmayan beyanı doğrultusunda yapılan tebligat, borçlunun adresinden geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığı, tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceği ve dönecekse ne zaman döneceği hususları kesin olarak saptanmaksızın yapıldığından, tebligatın usulsüz olduğu-