İçerik Akışı

Tasarrufun iptali davası- İcra takibinin varlığı- Terditli dava- İİK. mad. 277 ve ile TBK. mad. 19

İİK.'nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca tasarrufun iptali ve BK. mad. 19 uyarınca işlemin iptali taleplerine ilişkin açılan davada, İİK'nun 277.maddesine göre davanın görülebilmesi için gerekli olan kesinleşmiş ve varlığını devam ettiren bir takip olmadığından davanın reddi kararı yerinde olup, aynı davada terditli olarak talep edilen BK'nun 19.maddesi gereğince davanın reddi yerinde olmayıp işin esasına girilmesi gerektiği-

Sözleşmenin ifasının imkansız olması-

Taraflar arasındaki sözleşmeye konu inşaatın yapılacağı taşınmaz üzerinde bulunan mevcut yapının 2. derecede koruma altına alınan kültür varlığı olduğu, Kültür Varlıkları Koruma Kurulunca yıkımına izin verilmediği bu nedenle sözleşmenin ifasının imkansız olduğu, bu imkansızlığın sözleşmenin yapılmasından önce varolan objektif imkansızlık olduğu anlaşıldığından, TBK. nmd. 27/1 uyarınca sözleşme batıl olduğundan taraflar edimlerini yerine getirmekten kaçınabileceği ve karşılıklı verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri isteyebileceği- Mahkemece birleşen davada yüklenicinin sözleşmenin yerine getirilmesi nedeniyle yaptığı masraflardan emlak bina vergisi, tabiat varlıklarını koruma vergisi gibi arsa sahibinin malvarlığında artı değer yaratacak masrafların belirlenerek verilmesi gerektiği-

Tasarrufun iptali- Dördüncü kişi- Aciz vesikası- Birden fazla icra takibi-

Davalı dördüncü kişi yönünden ivazlar arasındaki fahiş fark yeterli olmayıp kötü niyetinin ispatlanmış olması gerektiği, bu davalı yönünden İİK. mad. 280/3 hükmümün de uygulanamayacağı- Kötü niyeti ispatlanamadığından davalı dördüncü kişinin yönünden davanın reddine, İİK. mad. 283 gereğince davalı üçüncü kişinin taşınmazı elinden çıkardığı tarihteki değeri oranında tazminatla sorumlu tutulması gerektiği- İcra dosyalarından; birinde yapılan hacizde, haciz tutanağı İİK. mad. 105 anlamında geçici aciz vesikası niteliğinde ise de; diğer icra dosyalarında borçlu adresinde yapılmış bir haciz olmadığı gibi aciz belgesi de sunulmamış olduğundan, borçlu şirketin aciz halinin sözü edilen icra dosyaları yönünden sabit olmadığı ve bu nedenle; davacının yalnızca aciz vesikası sunulan icra dosyasındaki alacak miktarı ile sınırlı olarak İİK. mad. 283 gereğince davalı üçüncü kişinin taşınmazı elinden çıkardığı tarihteki değeri oranında tazminatla sorumlu tutulması gerektiği-

İtirazın iptali davası- Hak düşürücü sürenin başlangıcı-

İtiraz, alacaklıya tebliğ edilmemiş olsa da, "itirazın kaldırılması" davasının açılması ile "itirazın iptali" davası için öngörülen bir yıllık "hak düşürücü" sürenin başlayacağı-

Tespit davası- Yetkili mahkeme- Yetki sözleşmesi-

"Taşra teşkilatı ile eczane arasında imzalanan sözleşmelerin uygulanmasından doğan uyuşmazlıklarda sözleşmeyi yapan taşra teşkilatının bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir.” şeklindeki düzenlemenin geçerli bir yetki sözleşmesi olmadığı- HMK. mad. 10 uyarınca, haksız cezai işlemin tespitine ilişkin davanın sözleşmenin ifa yerinde açılabileceği-

Manevi tazminatın bölünmezliği-

Manevi tazminatın bölünmezliği kuralına aykırı biçimde manevi tazminat istemli davanın kısmi veya belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı ve ve manevi zararın HMK. mad. 107 uyarınca göre dava yolu ile tespitinin de istenemeyeceği-

Arabuluculuk Kanunu mad. 18 uyarınca icra edilebilirlik şerhinin verilmesi-

“İcra edilebilirlik şerhinin” verilmesinin çekişmesiz yargı işi olduğu ve  “çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararların” temyiz edilemeyeceği-

Kooperatif aidat borcundan kaynaklanan menfi tespit davası-

Tasfiye halindeki kooperatiflerde genel kurul toplantılarında nisap aranmayacağı ve aranmayacak bir nisap nedeniyle anılan Genel Kurul' da alınan kararların geçersiz olduğundan bahsedilemeyeceği-

Tüketici mahkemesi- Görev-

Düğün alışverişi nedeniyle satın alınan mal bedeline ilişkin itirazın iptali davasının tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiği- Mahkemece, müstakil tüketici mahkemesi var ise, davaya bakmakla tüketici mahkemeleri görevli olduğundan görevsizlik kararı verilmesi, müstakil tüketici mahkemesi yok ise ara kararı ile uyuşmazlığa tüketici mahkemesi sıfatı ile bakılmasına karar verilmesi gerektiği-

Tespit ve alacak davası-

Ticari ilişkinin karmaşık olduğu hallerde alacak miktarının bilinemeyebileceği bu nedenle davacının tespit talebinde hukuki yararının bulunduğunun kabul edilmesi gerektiği- Davacı dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak alacak miktarının tespit edilmesini, tespit edilecek miktarın davalılardan müştereken tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş olup mahkemece alacak miktarının tahsili yönünde hüküm kurulmuş olmasına rağmen tespit talebi yönünden olumlu ya da olumsuz karar verilmemesinin hatalı olduğu-