İcra takibine konu olan senetlerde dava dışı bankanın lehtar olduğu, davalıların senet arkasında imzaları bulunsa da senet lehtarı banka tarafından davalıya usulüne uygun olarak yapılmış bir ciro veya alacağın temliki olmadığından davalıların yetkili hamil olarak kabulünün doğru olmadığı-
İcra Mahkemelerinin, önlerine gelen uyuşmazlığı hızlı ve seri olan takip hukuku kurallarına göre çözümlerken, genel mahkemede görülen menfi tespit davasının sonuçlanmasını bekletici mesele yapmaz ise de genel mahkemenin menfi tespit davasının kabulüne yönelik kesinleşmiş hükmünü HMK 114/1-i maddesi gereğince göz ardı edemeyeceği-
Menfi tespit ve istirdat talebine ilişkin davada, dava açılmadan önce arabulucuya başvurma şartının bulunduğu- Somut olayda davanın arabuluculuğa başvurulmadan açıldığı, dava dilekçesi ve eklerinde arabuluculuk son tutanağının aslı veya arabulucu tarafından onaylı suretinin sunulmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verileceği-
İİK m.72 uyarınca, menfi tespit davası üzerine "icra takibi durdurulmamışsa" , menfi tespit davasının reddine karar verilmiş olması halinde, davalı-alacaklı lehine %20 tazminata hükmedilemeyeceği-
Menfi tespit istemi yargılama aşamasında istirdata dönüşse bile, yasa gereği bu tür ilamların icrası için kesinleşme şartı aranması gerekeceği- Somut olayda, takip dayanağı ilamın menfi tespit istemine ilişkin olduğu, takip dosyası nedeniyle davacının davalıya ödemiş olduğu 360.000,00 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verildiğinin görüldüğü- Bu durumda anılan karar, yargılama aşamasında istirdata dönüşen menfi tespit davasına ilişkin ilam niteliğinde olduğundan kesinleşmeden takibe konu edilemeyeceği-
Uyuşmazlık, mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir...
Takibe konu bonolarda yazı ve imzada sahtelik iddiaları üzerine icra mahkemesince nasıl bir yol izlenmelidir?
Bonoya dayalı açılan menfi tespit davası mirasın reddine dayandığından, muristen intikal eden mirasın reddi sebebine ilişkin ihtiafta görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu- Davacıların icra mahkemelerinde açtıkları davaların süre veya diğer usulü nedenlerle reddedilmesi nedeniyle mirası reddettikleri için murisin borçlarından sorumlu tutulamayacakları gerekçesi ile menfi tespit dava açmasında hukuki yararlarının olduğu- Dava dilekçesinin istem sonucu bölümünde "şimdilik 1.000,00 TL" talep edildiği, davanın “kısmi dava” olarak açıldığı, ıslah talebinde bulunulup harcının yatırıldığı- Sulh Hukuk Mahkemesinde açılan davalarda, davacıların kayıtsız şartsız mirası reddettiklerinin tespit ve tesciline karar verildiği, bütün dava türleri yönünden ve murisle alakalı tüm alacak istemleri yönünden, mirasın reddine ilişkin kararın ileri sürülebileceği, bu yöndeki istinaf istemlerinin de yerinde olmadığı, dava kambiyo senedine dayalı menfi tespit davası ise de görevli mahkemenin temel ilişkiye göre belirlendiği ve mahkemenin bu konudaki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı-Borcun ödenmiş olması ya da takipten feragat edilmesi menfi tespit davası açmaya engel teşkil etmeyeceği-
Borçlu tarafından rapora itiraz edilmiş olması da dikkate alınarak, mukayese belgeler ve huzurda borçludan alınan imza örneklerinin tamamı üzerinde, üç kişilik bir bilirkişi heyetince yukarıda belirtilen niteliklere uygun şekilde yaptırılacak detaylı inceleme neticesinde alınacak raporun sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- İmza incelemesinin yapılma şekli- "İmzanın borçluya ait olduğunu" kanıtlama külfetinin alacaklıya ait olduğu göz ardı edilmeden ispat yükünü ters çevirecek bir uygulamaya gidilmemesi gerekeceği-
Üçüncü kişinin İİK m. 89/3 kapsamında dava açabileceği- Menfi tespit davasının (iİİK m. 72) ise takip borçlusunun takip alacaklısına karşı açacağı bir dava türü olduğu, üçüncü kişinin bu davayı açamayacağı-