Adi ortaklık ilişkisi kapsamında katılım alacağı ve kâr payının tahsili için başlatılan icra takibi nedeniyle menfi tespit istemi- Hükme esas alınan raporun hüküm kurmaya ve istinaf denetimine elverişli olduğu, aleyhine davalı şirket tarafından icra takibi başlatılmış olan davacı şirketin icra takibinden önce usulüne uygun şekilde temerrüde düşürülmediğinden davacının menfi tespit davasının icra takibinde talep edilmiş olan işlemiş faiz yönünden kabulüne karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık görülmediği- Mahkemece, davacı tarafın ihtiyati tedbir talebi kabul edilerek icra veznesine girecek paranın teminat karşılığında davalıya ödenmesinin tedbiren durdurulmasına karar verilmiş olması nedeniyle, davalı lehine tazminata hükmedilmiş olmasının isabetli olduğu- Davacının aleyhinde yapılan ilamsız icra takibine karşı zamanaşımı def"inde bulunmaması nedeniyle, takibe konu alacağının zamanaşımına uğradığı iddiasıyla menfi tespit isteminde bulunulamayacağı-
İlk Derece Mahkemesince dosya kapsamından, davalı şirketin temsilcisi olan davalı ...............’ın kendi adına asaleten ve davalı şirketi temsilen vekaletname verdiği değerlendirilerek davanın her iki davalı yönünden incelenmesi gerekirken, davalı şirket bakımından olumlu ya da olumsuz her hangi bir hüküm kurmaksızın davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesinin doğru olmadığı, davalı vekilinin gerek istinaf dilekçesinde gerekse cevap dilekçesinde her iki davalı bakımından itiraz nedenleri ileri sürdüğü ancak sadece davalı .............. adını dilekçelerine yazdığı dikkate alındığında, davalı ................’ın davalı şirketi temsilen de vekile vekaletname verdiği gözetilerek davalı şirket yönünden de Bölge Adliye Mahkemesince istinaf incelemesi yapılması gerekirken, istinaf dilekçesi başlığında davalı .................... adını yazıp istinaf yoluna başvuran davalı olarak davalı şirketi göstermediği gerekçesiyle davalılar vekilinin bu yöne ilişkin istinafı yerinde görülmemesinin doğru olmadığı-
Uyuşmazlık, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 89/3 maddesine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir...
İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerince, davaya konu senedin teminat senedi olduğu, teminat senedi verilmesi durumunda teminat altına alınan hususun gerçekleşmesi halinde senedin takip konusu yapılabileceği, somut olayda, senedin teminat fonksiyonu gerçekleşmeden mevsimsiz olarak takibe konulduğu gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İİK'nun 72/7. maddesi uyarınca borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahsın, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebileceği, istirdat davası için öngörülen bir yıllık sürenin hak düşürücü süre niteliğinde olup, bu sürenin geçirilmiş olması halinde artık başkaca bir sebebe dayanarak ödenen paranın iadesi talebinin mümkün olmadığı, eldeki davada davacının en son 24/10/2017 tarihinde icra dosyasına ödeme yaptığı, 08/06/2021 dava tarihi itibari ile 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gerekçesiyle davanın hak düşürücü sürenin dolmuş olması nedeniyle reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı-
Davacı borçlunun "bononun boş olarak tanzim edildiğini, vekalet ilişkisi çerçevesinde bononun lehtara verildiğini, sonrasında lehtar avukatın azledildiğini, bahse konu bononun ise azilden sonra doldurulduğunu" beyanı, dava konusu bononun azil tarihine kadar itimata binaen doldurulabileceğinin açık kabulü niteliğinde olduğundan ve bu durumda, bononun Türk Lirasından 6 sıfır atılmasından sonra doldurulduğu gerçeği karşısında davacıların başkaca borçsuzluk def'isini ispatlayamamış olmaları nedeniyle menfi tespit davasının reddine karar verilmesi gerektiği-
Davacılar davanın açıldığı tarihten önce takip dosyası borcunu ödemişse de dava dilekçesinde, borcun ödendiğini ve 2004 sayılı Kanun’un 72 nci maddesi gereği borç ödenmiş olmakla istirdat davası olarak bakılacağını belirttiğine göre aynı maddenin yedinci fıkrası; "Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilir." dikkate alınarak davanın genel hükümler kapsamında ödenen paranın istirdatı olarak değerlendirilmesi gerekirken davacılar vekilinin infaz edilmiş olan takip dosyası nedeniyle menfi tespit davası açmasında hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddi kararının doğru olmadığı- Davacılar dava dilekçesinde, ............. İcra Müdürlüğü’nün ................ sayılı ipotek takibinden dolayı yapılan ödemenin de istirdadını da talep ettiğine göre mahkemenin ................. E. sayılı dosyasında verilecek olan kararın dava konusu borç nedeniyle davacıların borçlu olup olmadığının tespiti bakımından değerlendirilmesi gerektiğinden tefrik edilen dosyanın beklenerek karar verilmesi, davacı taşınmaz malikinin sorumluluğu bakımında ise ipotek belgesi ve sözleşme hükümleri değerlendirilerek taşınmaz malikinin sorumluluğunun ipotekli taşınmaz ile sınırlı olup olmadığının da değerlendirilerek karar verilmesi gerekeceği-
Dava, 2004 sayılı Kanun'un 72 nci maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkindir...
Çeke dayalı olarak açılmış menfi tespit davası-
Davanın, dava dilekçesinin kaydedildiği tarihte açılmış sayılmasına rağmen görevsizlik kararı üzerine dosyanın tevzi edildiği tarihi dava tarihi kabul eden raporun hükme esas alınarak karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-