11. HD. 13.02.2023 T. E: 711, K: 776
Uyuşmazlık, icra takibine konu bonolardan dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir...
11. HD. 08.02.2023 T. E: 2021/4885, K: 693
Uyuşmazlık, davacıların davaya konu bono dolayısıyla davalılara borçlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır...
Menfi tespit davasında ispat yükü kural olarak alacaklıda olmasına rağmen, kambiyo senetleri sebepten mücerret olduğundan borçlu olmadığını ispat yükümlülüğünün borçlu davacıya ait olduğu- Davacı borçlunun "bononun teminat bonosu" olduğunu, gerçek bir borcu yansıtmadığını yazılı delille ispatlaması gerektiği- Davacılar ile davalı ve yine senedi düzenleyen muris kardeş olsalar da, kardeş olan kişiler arasında senet ilişkisi kurulduğu anlaşıldığından, davacının iddiasını tanık beyanı ile ispatının mümkün olmadığı- Senede karşı senetle ispat kuralı gereği tanık beyanlarının hükme esas alınmasının mümkün olmadığı, bono üzerinde damga pulu olmasının ispat yükünü ters çevirmediği, davacı tarafça bonodaki borçlu imzasına itiraz edilmediğinden, bono üzerindeki yazı ve rakamlar üzerinde inceleme yapılmamasının sonuca bir etkisinin bulunmadığı-
Davacı borçlu tarafından ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğüne yönelik yapılan şikayet üzerine kesinleşen karar ile ödeme emri tebliğ tarihinin ............. olarak düzeltilmesi sebebiyle bu tarihe göre süresi içerisinde sunulan itiraz dilekçesi nedeniyle takibin durdurulmasına karar verilmiş ise de, borçlu davacı vekilinin iş bu şikayete konu ettiği iadesini talep ettiği teminatın borçlu davacı tarafından açılan menfi tespit davasında mahkemenin .............. tarihli ara kararı uyarınca icra takibinin satış ve haciz işlemlerinin durdurulması için öngördüğü teminat bedeli olduğu, her ne kadar borçlu tarafından açılan menfi tespit davasında mahkemece usulden red kararı verilmiş ise de, bu kararın henüz kesinleşmediği, yine bu ihtiyati tedbir kararını veren mahkeme tarafından teminatın iadesine yönelik verilmiş bir kararın da bulunmadığı, bu sebeple icra müdürlüğünce borçlunun teminatın iadesi talebinin ............ tarihli kararla reddine karar verilmesinde ve bu karara yönelik şikayetin de ilk derece mahkemesince reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı-
Dava, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili istemine ilişkindir...
Alacağın temlik edildiği davalının husumeti olmadığı davalı tarafından davacıya kredi kartının teslimine ve alacağın varlığına ilişkin herhangi bir delil sunulmadığı, kullanımın davacı tarafından gerçekleştiğinin davalı tarafça kanıtlanamadığı gerekçesiyle davalıya karşı açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine; Davalıya karşı açılan istirdat davasının kabulü ile, ... TL'nin ... tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Davaya konu çek incelendiğinde davalı H. K.'ın isim ve imzasının bankanın karşılıksız şerhinden sonra bulunduğu, bunun alacağın temliki mahiyetindeki cirolardan olmadığı, nitekim kendinden önceki ciranta olan İ. İ.'den alacağı temlik aldığına dair herhangi bir delil ibraz edilmediğinden, bu davalının çekte hak sahibi olduğundan bahsedilemeyeceği, bu nedenle davalı H. K.’ın, davaya konu çekten dolayı hak sahibi olmadığından ve yargılama sırasında takibe konu borç davacı tarafça ödendiğinden ödenen bedelin ödeme tarihinden itibaren faizi ile birlikte bu davalıdan istirdatına karar verilmesi gerektiği, davalı E.oğlu Ltd. Şirketi’nin davaya konu çekte keşideci olduğu, davacıdan herhangi bir alacak talebi de bulunmadığından bu davalıya karşı açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davalı .... Şti.' ye karşı açılan davanın pasif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine, davalı H. K.'a karşı açılan menfi tespit davası yargılama sırasında istirdada dönüştüğünden istirdat davasının kabulüne, ... TL' nin ödeme tarihi olan 2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı H. K.' dan alınarak davacıya verilmesine, kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği-
Kredi kartı alacaklarında uygulanması gereken faiz oranları konusunda 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun 26. maddesinde düzenleme getirildiği, mahkemece yerinde banka kayıtları üzerinde inceleme yapılarak davalının itirazlarını karşılar mahiyette 5464 sayılı Yasa’nın 26. maddesindeki temerrüt faizi hakkındaki düzenleme dikkate alınarak rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği halde eksik incelemeyle karar verilmesinin doğru olmadığı- 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun 01.03.2006 tarihinde, mahkeme gerekçesinde belirtilen 6098 sayılı TBK’nın 88. ve 120. maddelerinin ise 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmesi karşısında TBK hükümlerinin somut olaya uygulanmasının doğru olmadığı, mahkemece yapılması gereken işin, 5464 sayılı Yasa’nın yürürlük tarihinden öncesi için 4077 sayılı Yasa’nın 10/A maddesi uyarınca hesap yapılması ve kazanılmış hakkı da gözetilerek hüküm kurulması olduğu-