İmza inkarına dayanan menfi tespit davasında, bilirkişi incelemesinde değerlendirme konusu olan fotokopi belgeler ve çekin keşide tarihinden sonraki döneme ait olan belgeler dikkate alınarak hazırlanan raporun hükme esas alınmasının hatalı olduğu- Mahkemece, çekin keşide tarihinden önceki döneme ait veya keşide tarihine en yakın veya keşide tarihli imza örnekleri bulunan belge asılları getirtilip imzanın davacıya ait olup olmadığı yönünde uzman üç kişilik Adli Tıp Kurulu heyetinden bilirkişi raporu alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi gerektiği-
Davalının herhangi bir alacağı söz konusu olmadığından itirazın iptali talebinin reddinin gerektiği- Taraflar arasındaki ticari faaliyetin çapı, karmaşıklığı ve düzensizliği gözetildiğinde sırf takip yapıp alacak iddiasında bulunmasının kötüniyetini ortaya koymayacağı-
Ceza mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esaslar bakımından hukuk hâkimini bağlamayacak ise de gerek öğretide ve gerekse Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatlarında, ceza hâkiminin tespit ettiği maddi olaylarla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusu ile hukuk hâkiminin tamamen bağlı olacağı-
Taraflar arasındaki sözleşmede yer alan "...borçların vadelerinde kısmen veya tamamen ödenmeyeceğinin önceden anlaşıldığı ve/veya gerekli gördüğü her türlü hallerde, belirlediği süre içinde teminatların değiştirilmesini ve/veya gerekli görülebilecek ek teminat verilmesini talep edebileceği gibi, faktoring işlemlerinden doğan alacağının tamamının geri ödenmesini talep ile alacağın tahsilini teminen kanuni takip yollarına başvurma hak ve yetkisine haizdir." hükmü kapsamında hesabı kat ederek davalının sözleşmeyi feshettiği ve böylece, alacağın muaccel olduğu-
Davacı şirket yetkilisi tarafından ... lehine nakten kaydı bulunan bono düzenlenmiş ise de davalı davaya cevabında dava konusu bononun müvekkilinin, şirket yetkilisi düzenleyen .. lehine şirkete verdiği sermayeye karşılık bu sermayeden dolayı ...'in kendisine borcu karşılığı düzenlendiğini savunmuş oıup davalının bu ikrarı nazara alındığında bononun davalıya karşı borcu olan ..ın şahsen kendi adına düzenlenmesi ve senet keşidecisinin ... olması gerektiği-Dosyaya sunulan "Tutanak" başlıklı belgede dava konusu senetten bahsedilmemekte olup, ... tarihi itibariyle davacı şirketle ortaklık anlaşmasının son bulacağı belirtilmiş, .. tarihine kadar sermayenin iade edileceği belirtilmiş olduğu- Dava konusu bononun vade tarihi her ne kadar 24.12.2018 ise de düzenlenme tarihi 23.11.2018 tarihi olup, işbu tarih tutanakta belirtilen ortaklığın sona ereceği tarihten önce olduğu- Tutanağı şirketin diğer ortağı imzalamadığı gibi böyle bir adi yazılı belgenin her zaman düzenlenmesinin mümkün olduğu- Bu durumda davacı şirketin davalıya borçlu olduğunun kabulünün yerinde olmadığı-
Davalı lehine cezai şart alacağı oluşmadığı, teminat mektubunun iadesi koşullarının oluşmadığı- Teminat mektuplarının garanti akdi niteliğinde olduğu-
Menfi tespit davasında ciro yoluyla senedi devralan davalının bilerek geçmişe yönelik senedi devraldığının kabulü için öncelikle senedin keşideciler/yetkililer tarafından geçmişe dönük düzenlendiğinin tespiti gerektiği- Senedi düzenleyenler hakkında açılmış bir menfi tespit davası bulunmamakla birlikte, davalı ile birlikte...ve ... hakkında senetlerin geçmişe dönük düzenlendiğinden bahisle açılmış resmi belgede sahtecilik davasında verilen mahkumiyet hükmünün davalı hariç diğer şüpheliler açısından temyize tabi olduğu anlaşıldığından öncelikle ceza kararının kesinleşmesinin beklenilmesi gerektiği, salt davalı hakkında resmi belgede sahtecilik davasından verilen mahkumiyet kararının istinaf aşamasında kesinleştiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilemeyeceği-
Menfi tespit davasında, soruşturma dosyasında verilen ifadeye uygun olarak araştırılma yapılması gerektiği-
İmzaladığı boş senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasının yazılı delille ispatı gerektiği, tanıkla ispatın mümkün olmadığı-
Kesinleşen iki ayrı ilam olsa da aynı hukuki sebebe dayalı olarak iki defa ödeme yapılmasının sebepsiz zenginleşmeye neden olacağı- Ara karar gereğince tedbirin kaldırılmasına ve yatırılan teminatın davacıya iadesine karar verildiği anlaşıldığından ve ortada bir tedbir kararı kalmadığından İİK'nın 72/4. maddesi gereği tazminata hükmedilemeyeceği-
