Birleşen davada İlk Derece Mahkemesinde tazminata ilişkin hüküm kurulmuş iken Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında karar yazılırken tazminata ilişkin hüküm kurulmadığı görülmekle, birleşen davada davacı-asıl davada davalı olan banka icra takibi başlatmada haksız ise de, ayrıca kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından İlk Derece Mahkemesince karar altına alınan kötüniyet tazminatının kaldırılmasına ve asıl davada davacı-birleşen davada davalının buna ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerekirken gerekçede söz konusu husustan bahsedilmiş olmasına rağmen hüküm kısmında söz konusu tazminata ilişkin bir hüküm kurulmamasının bozmayı gerektirdiği-
Çekin, bir ödeme aracı olup davalının elinde bulunduğu - Davacının bu çekin bedelsiz olduğunu ya da iddia ettiği gibi boş olarak verildiğini ve dolayısıyla anlaşmaya aykırı doldurulduğunu yazılı delille ispat etmek zorunda olduğu- Bu davada ispat yükünün davalıda değil, davacıda olduğu - 11. Asliye Ceza Mahkemesinin sayılı kararıyla davalı hakkında resmi belgede sahtecilik, bedelsiz senedi kullanma suçlarını işlediğinden bahisle cezalandırılmasına karar verilmiş ise de bu karar netice itibariyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin bir karar olup, Ceza Mahkemesinde dinlenilen tanık ifadeleri bu menfi tespit davasında da ispata yeterli olmayıp 6100 sayılı Kanun'un 200 ve 201 inci maddeleri uyarınca yazılı delillerle ispatlanması gerekir. Bu nedenle ispat yükü üzerinde olan davacının davasını ispat edemediği anlaşılmakla "davanın reddine karar verilmesi" gerekirken kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
Faydalı model belgesinin yenilik unsurunu taşıyıp taşımadığı re'sen de araştırılması gereken bir husus olup davacı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde faydalı modelin yenilik unsurunu kaldırır mahiyette olduğunu ileri sürdüğü Amerika'da tescilli patent belgesini ibraz ettiği, bu durumda mahkemece, içinde makine mühendisi de bulunan yeni bir bilirkişi heyetinden, davacının ibraz etmiş olduğu patent belgesinin dava konusu faydalı modelin yenilik unsurunu ortadan kaldırıp kaldırmadığı konusunda rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Takibe konu senetten dolayı borçlu olmadığının tespiti ve istirdat istemi- Bölge Adliye Mahkemesi gerekçesinde davacının bono nedeniyle davalıya borçlu olmadığının belirtilmesine karşın hüküm kısmında menfi tespit istemine ilişkin olumlu veya olumsuz hüküm kurulmamış, istirdat talebinin ise kısmen kabulü şeklinde hüküm kurulmuş olmasının doğru görülmediği- Bölge Adliye Mahkemesince, gerekçesine uygun olarak davanın tam kabulü ile davacının takip konusu bono nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, davalıya ödenen 30.693,24 TL'nin davalıdan istirdatına, icra veznesindeki 146,648,14 TL'nin davacıya iadesine, davacının menfi tespit talebi ve istirdat talebinin kabulüne karar verilmesi, davanın tam kabul edilmiş olması nedeniyle de davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
İcra takibine dayanak yapılan havale evrakında paranın borç olarak gönderildiğine dair bir açıklama bulunmadığından ispat külfetinin alacaklı olduğunu iddia eden davalıda olduğu- Haciz tutanağında yer alan “Şu an ödeme imkanım yoktur, durumum düzelirse ödeme yapabilirim, ancak dosya borcunu ben kullanmadım, itiraz etmiştim, süresinde olmadığı için red edilmiştir, dosya borcu ile ilgili olarak görüşmeye geleceğim." şeklindeki beyanının kayıtsız şartsız bir kabul beyanı olarak da kabul edilemeyeceği- Takip tarihinden uzun süre sonra dahi hukukî yarar bulunduğu sürece menfi tespit davasının her zaman açılabileceği- Takip talebinden uzun zaman sonra ve tasarrufun iptali davasının sonrasında 'menfi tespit' davasını açılmasının bir önemi bulunmadığı-
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemesi ilamının icrasından ve bu ilamın icrası neticesinde davacının mallarına haciz konulmasından kaynaklandığı- İlamların icrası ile ilgili İİK hükümlerine aykırı uygulamaların şikayet yolu ile İcra Hukuk Mahkemesinde incelenip karara bağlanmasının esas olduğu- Şikayet yolu ile hacizlerin kaldırılmasını sağlayan davacı şirketin aynı hususu genel görevli mahkemede menfi tespit davasına konu yapmasında hukuki yararının bulunmadığı-
Açılmış olan menfi tespit davasında; ceza davası sonucunda verilecek kararın 6098 sayılı TBK'nun 74 üncü maddesi hükmü uyarınca bu davayı etkileme ihtimaline binaen ceza davasının neticelenmesinin ve kesinleşmesinin beklenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İcra takibinden sonra açılmış kambiyo senedinden kaynaklanan menfi tespit davası- Cumhuriyet Başsavcılığında soruşturma aşamasında alınan bilirkişi raporu-
Davacının tüm sezon için kararlaştırılan edimini belirtilen surette ifa etmiş ancak davalı tarafından .............. tarihinde sözleşmenin haklı nedenlerle feshedilmesi sebebiyle sezonun kalan maçlarında sponsorluk hizmetinden yararlanamadığı, davalının sözleşmenin feshedildiği tarihe kadar sözleşmeyle kararlaştırılan edimlerini ifa ettiği anlaşılmakta olup davacının bu nedenle sözleşmenin imzalanmasından feshedilmesine kadar olan sürece tekabül eden sözleşme bedelinin iadesini talep edemeyecek ise de kalan süreye ilişkin sözleşme bedelinin iadesini isteyebileceği, zira aksinin kabulü halinde davalı sebepsiz zenginleşeceği gibi sözleşmede de sözleşmenin haklı nedenlerle feshi halinde sözleşmenin ifası için peşinen alınan bedellerin davalının uhdesinde kalacağına ilişkin bir hükmün bulunmadığı, bu itibarla, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerince, aralarında sektör bilirkişinin de bulunduğu bir bilirkişi heyetinden rapor alınarak sözleşmenin kalan süresine tekabül eden sözleşme bedelinin belirlenmesi ve belirlenen bu bedele göre menfi tespit hükmü kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak sözleşmenin ifa edilmeyen kısmı bakımından da davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Avalist aleyhinde takip başlatan alacaklının yapılan yargılama sonucunda haksız olduğu anlaşılmış ise de avalistin aynı zamanda bonoyu düzenleyen keşidecinin eşi olduğu da gözetilerek davalının, imzanın davacıya ait olmadığını bile bile kötüniyetli olarak takip başlattığı ispatlanamadığından, ayrıca aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin doğru olmadığı-