Her ne kadar şikayet olunan vekili ile diğer şikayet olunan kişi tarafından temyiz isteminden feragat edilmiş ise de, şikayetçi vekilinin davadan feragat ettiği anlaşıldığından, öncelikle mahkemece bu hususta bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekeceği, bozma nedenine göre davalıların temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek olmadığı-
Haciz konulan bir malın satış tutarının, haciz tarihindeki alacak ile satış tarihine kadar hesaplanacak fer'ileriyle takip masraflarını tazmin edeceği, alacaklılara pay ayrılırken bedeli paylaşıma konu malın satıldığı tarihteki anapara, fer'iler ve takip masrafından oluşan toplam alacak miktarı, satış tarihi itibariyle bilirkişiye hesaplatılması, satış tarihi itibariyle kesin alacak miktarı belirlenerek, sonucuna göre bu alacak miktarını paylaştırmada gözeten bir sıra cetveli düzenlenmesini teminen şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekeceği, satış tarihinden sonra alacakta meydana gelen artışların, rehnin ya da haciz konulan malın bedelinden karşılanamayacağı- Sıra cetvelinde yer alan alacaklının alacağının zamanaşımına uğradığı ya da icra takibinin zamanaşımına uğradığı iddiasını ileri sürerek, cetvelde davalıya pay ayrılmaması gerektiğine yönelik itirazları ancak borçlunun ileri sürebileceği, üçüncü kişi konumundaki şikayetçinin bu itirazları ileri süremeyeceğinin gözetilmesi gerekeceği-
Sıra cetvelinin iptaline ilişkin verilen kararın, dosya sonucunu etkileyeceğinden celp edilerek incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Şikayetçinin satıştan elde edilen paranın garame hesabı yapılmaksızın tamamının kendisine ödenmesini talep ettiği ve mahkemece verilen kararda kendisine talebinden daha az bir miktar para ayrılması gerektiği kabul edildiği halde, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmediği gibi, şikayet olunan ve kendisini bir vekille temsil ettiren SGK lehine maktu ücreti vekalete hükmedilmemesinin de doğru olmadığı-
Sıra cetvelinin iptali istemine ilişkin davalarda mahkemece, İİK'nun 18. maddesi gereğince her zaman ilgililerin davaya dahil edilmesinin mümkün olduğu, hal böyle iken, 1. sıra alacaklısı davaya katılmadan karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, sıra cetvelinin iptali davalarının da İİK'nın 18. maddesi gereğince duruşma yapılarak karar verilmesi gerekirken dosya üzerinden karar verilmesinin doğru olmadığı-
Aynı sıra cetveline yönelik farklı şikayetler hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmasının, kararların infazında da şüphe ve tereddütlere neden olarak uyuşmazlıkların uzun süre devam etmesi ihtimali doğurabileceği-
Sıra cetvelinin, ilk kesin haczin konulduğu icra dosyasında düzenlenmesi gerekeceği-
Kesinleşme tarihleri aynı olan takiplerde dosyaya yatan bedelin garameten paylaştırılması şeklinde yapılan sıra cetvelinin usulüne uygun olduğu-
Cetvel suretinin tebliğinden yedi gün içinde her alacaklının takibin icra edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel münderecatına itiraz edebileceği-
Davalının sıra cetvelinin 1. sırasında yer alan alacağının dayanağı olan çekin, en geç düzenlenebileceğinin kabulü gereken tarih olan ibraz tarihinin, takip tarihinin ve haciz tarihinin; davacının alacaklı olduğu dosyada, alacağın dayanağı olan çekin ibraz tarihi, ihtiyati haciz tarihi ve takip tarihinden önce olduğu, bu durumda davalı alacağının daha önce doğduğunun kabulü gerektiği, buna göre de sonraki tarihte doğan davacı alacağı bakımından muvazaa yaratılamayacağı- Davanın kabulü halinde bu tür davalarda kıyasen uygulanan İİK'nın 235/3. maddesi uyarınca sıra cetvelinde davalıya ayrılan payın yargılama giderleri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere öncelikle davacıya tahsisine, artan kısım bulunması halinde davalıya verilmesine karar verilmesi, sıranın değiştirilmesine ya da iptaline ya da sıra cetvelinin iptaline karar verilmemesi gerekeceği, sıra cetveline itiraz davaları sonunda verilen hükmün, sadece davanın tarafları bakımından sonuç doğuracağı ve verilen kabul kararı ile durumun tespiti ile yetinilmeyip, eda hükmü kurulması gerekeceği-