Aynı sıra cetveline yönelik farklı şikayetler hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmasının; kararların infazında da şüphe ve tereddütlere neden olması sonucunu doğurabileceği-
Mahkemece, aynı taşınırların satış bedeline ilişkin düzenlenen sıra cetveli ile İcra Hukuk Mahkemesi kararının kesinleşmesinin beklenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Hem sıraya ve hem de alacağın esas ve miktarına yönelik itirazların birlikte ileri sürülmesi halinde mahkemece kural olarak, önce sıraya yönelik uyuşmazlığın çözülmesi, bu itirazın yerinde olmadığının anlaşılması halinde ise davalı alacağının varlığına ve miktarına yönelik itirazın incelenmesi gerekeceği- Davalı alacağının zamanaşımına uğradığı yönündeki iddiayı, sadece borçlunun ileri sürülebileceği ve icra mahkemesinin, bu ilkeyi nazara alarak bu yöndeki şikayeti reddedebileceği- Haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetveline itiraz davalarında ise, davanın kabulü halinde kıyasen uygulanması gereken İİK'nın 235/3. maddesi uyarınca davalıya ayrılan payın, yargılama giderleri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere öncelikle davacıya ödenmesine, artan kısım bulunması halinde, davalıya bırakılmasına karar verilmesi, sıranın değiştirilmesine ya da iptaline ya da sıra cetvelinin iptaline karar verilmemesi gerekeceği, sıra cetveline itiraz davaları sonunda verilen hükmün, sadece davanın tarafları bakımından sonuç doğuracağı ve verilen kabul kararı ile durumun tespiti ile yetinilmeyip, eda hükmü kurulması gerekeceği-
Rüçhan hakkının varlığının devam edebilmesi için eşya (araç) üzerinde eşya sahibinin tasarruf ve mülkiyet hakkının devam ediyor olması gerektiğinden, rehin alacaklısının müsadereye konu eşya üzerinde rüçhan hakkı olmadığı-
Şikayetin, kural olarak şikayet edene göre sıra cetvelinde öncelikli olan ya da aynı derecede hacze iştirak eden alacaklılara, diğer anlatımla kendine pay ayrılan ve şikayet sonucundan etkilenecek olan alacaklılara yöneltilmesi gerekeceği- Şikayette hasım gösterilmemesinin ya da eksik veya yanlış kişiye husumet tevcih edilmesinin talebin reddini gerektirmeyeceği-
Sıra cetvelinde yer alan alacaklının alacağının zamanaşımına uğradığı ya da icra takibinin zamanaşımına uğradığı iddiasını ileri sürerek, cetvelde davalıya pay ayrılmaması gerektiğine yönelik itirazlara ancak borçlunun dayanabileceğinin, üçüncü kişi konumundaki şikayetçinin bu itirazları ileri süremeyeceğinin gözetilmesi gerekeceği, bu ilkeyi icra mahkemesinin de nazara alarak, bu yöndeki şikayeti reddedebileceği- Bedeli paylaşıma konu mal üzerinde haczi ya da rehni bulunmayan alacaklının, sıra cetvelinin iptalini istemekte de hukuki yararının olmadığı, bu durumda mahkemece, davacının alacağını tahsil etmesi sebebiyle hukuki yararı kalmadığı gerekçesiyle, HMK'nın 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca hukuki yarara ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, alacak davası olmamasına rağmen davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
01.10.2011 tarihinden sonra açılan sıra cetveline itiraz davaları için görevli mahkemenin (alacağın sıra cetveline göre düşen hissenin miktarına bakılmaksızın ) HMK'nın 2/1. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu-
Sıra cetveli, davacı vekilinin çalışanına tebliğ edilip, vekilin kendisine tebliğ edilmeme sebebi tebliğ mazbatasına yazılmadığından, bu işlemin hukuki sonuç doğurmasının söz konusu olmadığı-
İcra Müdürlüğü'nce yapılan maaş hacizlerinin İİK'nın 355. madde hükmü uyarınca bildirilmesi üzerine söz konusu şirketçe İİK 83/2 madde hükmü uyarınca düzenlendiği anlaşılan maaş hacizleri ile ilgili yapılan sıralamanın İİK'nın 140/1. maddesinde tanımlanan sıra cetveli niteliğinde olduğundan söz edilemeyeceği, bu durumda mahkemece yapılan bu sıralamanın İİK'nın 140/1. maddesi uyarınca düzenlenen sıra cetveli niteliğinde olduğu kabul edilerek aynı Kanun'un 142/1. maddesi uyarınca açılan muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında olduğu gibi ispat yükünün davalıda olduğunun kabulü ile uyuşmazlığın bu ilkelere göre çözümlenmesinin doğru olmayacağı-