Tasarrufun iptali davasına konu olan taşınmazı, borçludan satın almış olan üçüncü kişinin (veya bu kişiden aynı taşınmazı satın almış olan kötü niyetli olduğu kabul edilebilecek durumda bulunan dördüncü kişinin) “yakın akrabasının” borcundan (aldığı krediden) dolayı banka lehine kurulan ipotekten, tasarrufun iptali davasını kazanmış olan davacı-alacaklı etkilenir mi? Bu ipoteğin, davacı-alacaklıya karşı bir önceliği bulunur mu?
İtiraz edilmemekle haczin kesin hacze dönüştüğü tarihten itibaren iki yıl içerisinde taşınmazın satışı talep edilerek satış avansı yatırılmaması ve kendisi ile aynı sırada başka bir alacaklının satış talebi üzerine mahcuzların satılmamış olması sebebiyle şikayetçinin haczinin düştüğü anlaşıldığından bu gerekçeyle birleşen dosyadaki şikayetin reddinin gerekeceği-
Şikayetçinin başlattığı icra takibinde ihtiyati haciz tarihinin 07.11.2007, şikayet olunanın başlattığı takipte ise 18.10.2007 tarihi olduğu, her iki takibin de 09.01.2008 tarihinde kesinleştiği, bu durumda satış bedelinin garameten paylaştırılmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetveline alacağın varlığına ve/veya miktarına yönelik itiraza ilişkin bir davanın kabulü halinde, sıra cetvelinde davalıya ayrılan payın dava masrafları da dahil olmak üzere davacıya, alacağı nispetinde tahsisine, varsa kalan paranın ise davalıya ödenmesine hükmedilmesinin, sıra cetvelinin iptaline karar verilmemesinin gerekeceği-
Sıra cetveline yönelik şikayetlerde İcra Mahkemesi'nin, önüne gelen şikayetleri sonuçlandırmak ve icra müdürüne bu yönde talimat vermekle görevli olup, düzenlenecek yeni sıra cetvelinde sıra cetvelinin hangi ilkelere göre düzenleneceğini belirtmesi, diğer anlatımla alacaklıların ne miktar için hangi sıralarda yer alması gerektiğini saptaması, hukuka uygun olmayan kısımları göstermesi, bu çerçevede işlem yapılması için icra müdürüne talimat vermesi (İİK. m.17/I) gerektiğinden, sıra cetvelinin iptaline karar vermekle yetinmesi gerekeceği-
Dava konusu edilen sıra cetvelinde araçların satış bedeli ile paylaşıma konu miktarın farklı olduğu, bu farkın nereden kaynaklandığının denetime elverişli biçimde açıklanmadığı, sıra cetvelinin ne miktar para için düzenlendiğinin belirli olmadığı, bu durumda mahkemece konusunda uzman bir bilirkişi vasıtasıyla satış ve dağıtıma esas tutarlarla davalı alacağının ihale tarihi dikkate alınarak net olarak belirlenmesinin gerekeceği-
Aynı sıra cetveline yönelik farklı şikayetler hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmasının, kararların infazında da şüphe ve tereddütlere neden olarak uyuşmazlıkların uzun süre devam etmesi ihtimali doğurabileceği-
Sıra cetvelinde davacı tarafından yapılan paraya çevirme ve paylaştırma giderlerinin öncelikle davacıya ödenmesi gerekirken, bu ödeme yapılmadan sıra cetveli düzenlendiği anlaşılmakla, bu masrafların sıra cetvelinden çıkartılarak davacıya ödenmesine karar verilmesinin gerekeceği-
Mahkemece, davanın İİK’nun 16. maddesindeki 7 günlük yasal süreden sonra açıldığı, kaldı ki pay cetvelinin sıra cetveline göre düzenlendiği, sıra cetvelinde davacı kurumun alacağının 4. sırada gösterildiği, sıra cetvelinin de itiraz edilmediğinden kesinleşmiş olduğu, açılan davanın yasal süreden sonra açıldığının anlaşıldığı gerekçesiyle süresinde olmayan şikayetin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Mahkemece, şikayet olunan ile borçlu arasında teminat ipoteği tesis edildiği, resmi ipotek belgesine göre borçlunun hem kendisinin asaleten ve kefaleten doğmuş ve doğacak borçlarını, hem de kefillerin asaleten ve kefaleten doğmuş ve doğacak tüm borçlarının teminat kapsamında olduğu, bu kapsamdaki alacaklar için farklı zamanlarda olabilecek şekilde borçlar muaccel oldukça limit tutarına ulaşıncaya kadar ipotek dahiline alınmasının mümkün bulunduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-