Sıra cetveline itiraz davası içinde temlik işleminin iptalinin istenemeyeceği-
Şikayet olunan aleyhine maktu vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekirken, işlemin memur muamelesinden kaynaklandığı gerekçesiyle yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesi doğru olmadığı-
Şikâyetin, iflas sıra cetveline ilişkin olduğu, mahkemece İİK.’ nun 17/1. maddesi gereğince sıra cetvelindeki hukuka uygun olmayan kısımların gösterilip bu çerçevede işlem yapılması için iflas dairesine talimat vermesi gerekirken, uyuşmazlığı çözmeyecek şekilde yazılı gerekçe ile şikâyetin kabulüne karar verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; şikâyetçi bankanın takip yaptığı icra dosyasında talep üzerine aracın satışı yapıldığı ve satış masrafları düşüldükten sonra kalan ihale bedelinin sıra cetveli düzenlenmek üzere ilk haciz sahibi şikâyet olunan şirketin alacaklı olduğu dosyaya gönderildiği, rehin hakkı sahibi şikâyetçinin alacaklı olduğu icra dosyasına, düzenlenen sıra cetvelinden pay ayrılmamasının yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle, şikâyetin kabulü ile sıra cetvelinin iptaline karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yönün bulunmadığı-
Sıra cetveline itiraz davalarında, davanın kabulü halinde tespit değil, eda hükmünün kurulmasının gerekeceği-
Alacaklıların, diğer alacaklıların icra dosyasındaki takip hukukuna aykırı işlemlerinin kendi sırasına etkili olduğunu ileri sürerek, sıra cetveline itiraz etmelerinin mümkün olduğu-
Mahkemece, eşya ve gayrimenkulün aynından kaynaklanmayan vergi alacağı için başka alacaklı tarafından haczedilen malın paraya çevrilmesinden önce haciz konulduğu takdirde 6183 sayılı yasanın 21/1. maddesi uyarınca vergi alacağının hacze iştirak edebileceği hususunun düzenlendiği, borçlu şirketin vergi borcunun gayrimenkulün aynından doğan vergi borcu olmadığı, bu nedenle sıra cetvelinin yasaya uygun olduğu gerekçesiyle şikâyetin reddine karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yönün bulunmadığı-
Mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın Yargıtay ilamıyla bozulması üzerine, bozmaya uyularak, taraflar arasındaki satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine göre dava edilen bağımsız bölümün davacıya isabet ettiği, davacıya isabet eden diğer bağımsız bölümlerin yüklenici ya da onun talimatıyla sattığı 3. kişilere devredildiği, dava konusu dairenin yükleniciye kalan en son bağımsız bölüm olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, ve sözleşmede aşamalı tapu devrinin ve tüm dairelerin oturma ruhsatlarının yükleniciye ait olduğu öngörüldüğünden, yüklenicinin son bağımsız bölüm olan dava konusu daireye hak kazanabilmesi için inşaat sözleşme ve ekleri ile teknik şartnamesine uygun olarak tamamlamış ve iskân belgelerini almış olması gerektiği, mahkemece davacı yükleniciye sözleşmeyle üstlendiği arsa sahipleri ve davalıya ait bağımsız bölümlerin yapı kullanma izin belgelerini ibraz etmek üzere süre verilmesine rağmen yapı kullanma izin belgesinin ibraz edilmediği gerekçesiyle, tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-
Şikâyetçi vergi dairesi, limitet şirketi müdürü olan borçlunun şirketin vergi borcundan dolayı sıra cetveline şirket borçlarından dolayı şirket müdürünün şahsi mal varlığı ile sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle alınamayan tutarın sıra cetvelindeki alacağına ilavesi ile sıra cetveline alınmasını istediği, vergi dairesinin alacağının esası ve miktarı uyuşmazlık konusu olmayıp 6183 sayılı Yasa’ nın 10,35 ile VUK.’ nun 10. maddesinin nazara alınmaması şikâyete konu yapıldığından ve bu iddia takip hukuku kurallarına ve sıra cetvelindeki hesaplamaya ilişkin olduğundan İİK.’ nun 142/son maddesi uyarınca icra mahkemesi görevli olup, mahkemece, işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-