Mahkemece, davacının alacaklı olduğu takip dosyasından paylaşıma konu para üzerine... tarihinde haciz konulduğundan buna göre sıra cetveli düzenlenmesi gerektiği gerekçesiyle, sıra cetvelinin iptaline karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Şikayet hakkından vazgeçen davacının, bu tarihten sonra sıra cetveline karşı itiraz davası açamayacağı-
Mahkemece, şikâyetçinin süresinde satış talep edip satış avansını yatırmakla satış tarihi itibarıyla ayakta olan kesin haczinin, şikâyet olunanın haczinden önce olduğu, ayrıca şikâyet olunanın süresinde satış talebinde bulunarak satış avansını yatırmadığı, ilk haczin şikâyetçinin alacaklı olduğu dosyadan konulduğu göz önüne alınarak şikâyetin kabulüne karar vermesi gerekirken, şikâyet olunanın ihtiyati haczi kesin haciz kabul edilerek, yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Şikâyetçinin, bedeli paylaşma konusu taşınmaz üzerindeki anapara ipoteği göz önüne alınmadan sıra cetvelinin düzenlendiğini ileri sürerek, sıra cetveline şikâyette bulunduğu, mahkemece işin esası incelenip karar verilmesinin gerekeceği-
Mahkemece, şikâyetçinin ilk haczinin satış istememekle düştüğü, yeni haczin ise önceki haczin devamı niteliğinde olmadığı ve diğer hacizlerden sonraki tarihi taşıdığı gerekçesiyle şikâyetin reddine karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Şikâyet olunanın fiili hacizleri, şikâyetçinin kaydı ve fiili haczinden sonra olduğundan, şikâyetçinin haczinin ilk haciz olduğu, bu durumda, mahkemece şikâyet olunan borçluya alacaklı sıfatı bulunmadığından İİK.’ nun 142. maddesi uyarınca şikâyet davalarında husumet yöneltilemeyeceği gözetilerek, diğer şikâyet olunan yönünden şikâyetin kabulüne karar verilmesinin gerekeceği-
Şikâyet eden ve olunan kamu idaresi olup, her ikisinin de alacağı kamu alacağı durumunda bulunup, kendilerinden önce özel ve tüzel kişiler tarafından haciz uygulanmamış olduğundan, bu durumda 6183 sayılı Kanun’un 69. maddesi uyarınca haciz tarihi diğer kamu kuruluşundan önce olan şikâyetçinin öncelikli sırayı alması gerekirken bu hususun gözardı edilerek 6183 sayılı Kanun’un 21/1 maddesine göre paylaşıma karar veren mahkeme hükmünün hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
TMSF'nin devraldığı alacaklar hakkında derdest bulunan dava ve takiplere devam edebileceği gibi bunlardan feragati tazammun etmemek üzere, dava ve takiplerden vazgeçerek, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre de tahsilât yapabileceği- Fonun derdest bulunan icra takibinden vazgeçmemesi durumda ise İİK.'nun 106 ve 110 uncu maddelerindeki hükümlerin uygulanacağı Fon’un alacaklı olduğu dosyalardan konulan hacizlerin ayakta olup olmadığına bakılarak değerlendirme yapılması gerektiği-
Mahkemece, şikâyetçinin iptali istenen sıra cetvelinin düzenlendiği icra dosyasında takip borçlusu durumunda bulunduğu, İİK.’ nun 142. maddesi gereğince borçlunun şikâyet hakkı bulunmadığı gibi bir alacaklının sırasına itiraz etmekle borçlunun hukuki yararının bulunduğundan da söz edilemeyeceği, şikâyetçi-borçlunun şikâyet yönünden aktif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle, şikâyetin reddine karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yönün bulunmadığı-
Sıra cetvelinin bedeli paylaşıma konu mal veya somut olaydaki gibi dağıtım konusu para üzerine konulan ilk kesin haczin ya da ilk önce kesinleşen ihtiyati haczin dikkate alınarak yapılacağı; bu haczin belirlenmesinden sonra, bu hacze İİK.’nun 100,101 ve 286. maddeleri uyarınca iştirak edebilecek hacizler varsa, bunların oluşturacağı hacze iştirak derecesinin göz önünde tutulacağı, bu şekilde oluşturulan birinci dereceden sonra, ikinci derecenin de aynı usulle belirleneceği, ihtiyati hacizlerin kesinleşmesinde ödeme emrinin tebliğinden itibaren hesaplanmak üzere şikâyet süresinin değil, ödeme süresinin geçmesinin gerekeceği; zira ancak bu sürenin geçmesi ile kesin haciz isteme yetkisinin geleceği-