Her iki takibe konu alacağın kredi sözleşmesinden kaynaklandığı çekişmesiz olup, alacağın ipotekle temin edilen kısmı ipotek limiti olan ............. TL olup, bu miktar yönünden yapılan kambiyo senedine dayalı takibin, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip karşısında mükerrer (derdest) olduğundan ve takibin bu miktar kadar kısmının iptali gerekmekte iken takibin tümden iptali şeklinde yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Alacaklı tarafından şikayetçi asıl borçlu hakkında, 03.07.2019 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi başlatıldığının, aynı alacaklı tarafından, şikayetçi borçlu hakkında 04.07.2019 tarihinde ise tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatıldığının, alacaklının aşamalardaki beyanları gereğince takip dosyasına konu alacağın aynı borç ilişkisinden kaynaklandığının, alacaklının temyiz dilekçesi ekinde sunduğu ......... Aile Mahkemesinin kararı ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibin dayanağı olan ipoteğin kaldırıldığının, kararın istinaf ve Yargıtay aşamasından geçerek kesinleştiğinin görüldüğü, alacağın hem rehin ile teminat altına alındığı hem de kambiyo senedine bağlandığı alacaklar bakımından Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunca verilen içtihadı birleştirilen kararında derdestlik ve hukuki yararın takip şartı olduğu ilkesinin kabul edildiği, yargılama sırasında ilk olarak başlatılan ipotekli takibe konu ipoteğin kaldırıldığı anlaşıldığından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takibin sona erip ermediği incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Bölge Adliye Mahkemesi gerekçesinde de belirtildiği üzere, her ne kadar ibraz tarihi itibarı ile çek karşılığının bulunup bulunmadığının ibraz şerhinde yazılı olmaması, çekin süresi içinde bankaya ibraz edilmediği sonucunu doğurmaz ise de; .............. İcra Hukuk Mahkemesi'nin kararı ile takip konusu çeklerin kambiyo vasfı bulunmadığından takibin iptaline hükmedildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmakla, kambiyo vasfı olmadığı kesinleşmiş mahkeme kararı ile tespit edilen çeklerin farklı icra takibine konu edilerek tahsil edilmeye çalışılmasının mümkün olmadığı-
Keşidecinin takibi için protestosuna gerek bulunmadığı- Alacaklı tarafından borçlular keşideci ve avalist aleyhine 28.05.2020 tanzim, 20.08.2020 ödeme tarihli senede dayanılarak 21.08.2020 tarihinde kambiyo senetlerine özgü genel haciz yoluyla takip başlatıldığı, ayrıca alacaklının borçlulara dava konusu bonoyu 20.08.2020 tarihi mesai bitimine kadar ödemeleri yönünde10.08.2020 tarihli ihtarname gönderildiği ve tebliğ edildiği, vade tarihinde ödeme yapılmadığı uyuşmazlıkta, borçlu tarafından vade tarihinde borcun ödenemediği anlaşılmakla "takibin iptaline" karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Her ne kadar ilgili kanun hükümleri uyarınca borç ipotek ile temin edilmiş olsa bile, elinde kambiyo senedi bulunan alacaklının, tercih hakkını bu takip türünden yana kullanmış olup, aynı borca ilişkin olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapamayacağı, aksi halde aynı alacak için aynı borçluya karşı derdest bir icra takibi var iken mükerrer olarak ikinci bir takibin yapılmasının söz konusu olacağı, bu hususun kamu düzeni ile ilgili olup süresiz şikayete tabi olduğu-
İİK' nın 45.maddesinde; rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusunun iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklının yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceği, poliçe ve emre muharrer senetlerle çekler hakkındaki İİK'nın 167.madde hükmünün mahfuz olduğu, aynı kanunun 167.maddesinde ise; alacağı çek, poliçe veya emre muharrer senede müstenit olan alacaklının, alacak rehinle temin edilmiş olsa bile kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte bulunabileceği-
Alacaklı tarafından borçlular aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilâmlı icra takibine ve kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine konu borcun aynı borç ilişkisinden kaynaklanması karşısında mükerrer olan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibin iptalinin gerektiği-
Tercih hakkının kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi yönünden kullanılması sebebiyle, daha sonra başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibinin iptaline karar verilmesi yönündeki İlk Derece Mahkemesi kararı yerinde olduğundan, Bölge Adliye Mahkemesince alacaklının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Alacaklı tarafından borçlu şirket aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilâmlı icra takibine ve kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine konu borcun aynı borç ilişkisinden kaynaklanması karşısında mükerrer olan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibin iptalinin gerektiği - Öte yandan borçluların alacaklı ile borçlu şirket arasındaki kredi sözleşmesinde müteselsil kefil olarak yer aldıkları, ipotek veren sıfatlarının bulunmadığı ve haklarında aynı alacağa ilişkin olarak şikayete konu kambiyo takibi dışında bir takip başlatılmadığı görülmüş olup bu borçlular yönünden şikayete konu kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatılmasında usulsüzlük bulunmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmesi gerektiği-
Alacağı rehinle temin edilmiş olan rehin alacaklısı (kural olarak) ilk önce rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapmak zorunda olduğundan, mükerrerlik iddiasının ancak rehnin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takip dışındaki diğer takipler yönünden ileri sürülebileceği (İİK 45/1)- Alacaklı vekili tarafından genel haciz yolu ile ilâmsız takibe girişildikten sonra tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilâmlı takibin mükerrerlik nedeniyle iptaline karar verilemeyeceği-Alacaklı vekili tarafından kambiyo senetlerine özgü takip başlatılmadığından, İİK 45/3 ve 167/1'in somut olayda uygulanma kabiliyeti olmadığı (alacaklı vekilinin tercih hakkı bulunmadığı)-