Alacaklının takip talebinde «tahsil tarihindeki kur üzerinden takip konusu yabancı para alacağının Türk parası karşılığını» değil de, «takip tarihindeki kura göre Türk parası karşılığını» istediği durumlarda, «işlemiş faiz»in vade tarihinden takip tarihine kadar -3095 s. K.’nun 4/a maddesi gereğince- «Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden» hesaplanması, takip tarihinden, tahsil tarihine kadar ise «TC. Merkez Bankasının kısa vadeli kredilere uyguladığı reeskot (avans) faiz oranına göre» hesaplanması gerekeceği—
Çekin muhatap bankaya yasal süre geçtikten sonra ibraz edilmiş olması halinde, takip alacaklısının borçluya karşı müracaat hakkını kaybetmiş olacağı—
Karşılıksız çeke dayanılarak yapılan takiplerde -çekin kapatılmayan (karşılığı bulunmayan) miktarının üzerinden- % 10 değil, % 5 tazminat istenebileceği—
Düzenlenme (tanzim) tarihinin sonradan -anlaşmaya aykırı olarak- yazıldığının belge ile kanıtlanması gerektiği, aksi takdirde, üzerindeki tarihin geçerli olacağı—
Bonoda yazılı olan «...mahkemeleri (veya icra daireleri) yetkilidir...» şeklindeki kaydın geçerli olacağı- (Not: 6100 s. HMK.'nun 17. maddesindeki yeni düzenlemeyle tacirler veya kamu tüzel kişileri dışındaki kimselerin kendi aralarında yetki sözleşmesi yapmalarının kabul edilmemiş olduğu)-
Takip tarihinde kambiyo senedi niteliğini taşımayan belgeye dayanılarak, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı-
Yabancı dilde bono düzenlenebileceği (Bu durumda; senedin düzenlendiği dilde, «bono» kelimesinin karşılığının, senet metninde yeralıp almadığının araştırılması gerekeceği)—
Zayi nedeniyle iptal kararından sonra, çeki elinde bulunduran kişi tarafından borçlu hakkında icra takibi yapılmış olması halinde gerçek hak sahibinin tespiti için çeke dayalı icra takibi yapan kişiye, iptal kararını alan kişiye karşı «çekin iptaline ilişkin ilamın iptali için» dava açmak üzere süre verilmesi gerekeceği-