Bonoda «lehtar» olarak gösterilerek kimsenin mutlaka «gerçek» ya da «tüzel» kişiliğinin bulunması gerektiği («Tüzel kişiliği bulunmayan ‘firma’ adına ‘bono’ düzenlenemeyeceği)—
«Kefil» sıfatıyla senet bedelini ödeyen müşterek borçlunun ancak senet bedelinin yarısını diğer (asıl) borçludan -«kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile» değil- «genel haciz yolu ile» takip yaparak isteyebileceği—
Takip dayanağı çeklerin, muhatap bankaya ve takas odasına ibraz edilmemiş olması ve TTK. 720/I’e (şimdi; Yeni TTK. mad. 808) uygun şekilde müracaat borçlularının da protesto edilmemiş olması halinde «adi havale» niteliğini taşıyacağı, alacaklı tarafından bunlara dayanılarak «genel haciz yoluyla» da takip yapılamayacağı—
Senet lehtarı tarafından arkasına ciro imzası atıldıktan sonra başka bir kişiye verilmemişse, yani halen lehtarın elinde ise, senet arkasındaki ciro şerhinin senetteki hakkın başkasına geçtiğini göstermeyeceği ve bu senedin lehtar tarafından keşideci hakkında takibe konulmasında bir sakınca bulunmayacağı—
TTK. 598 (şimdi; Yeni TTK. mad. 686) ve 720 (şimdi; Yeni TTK. mad. 808) hükümlerinin tedavülü (dolaşımı) sona ermiş senetler hakkında uygulanamayacağı, tedavülden sonraki ciroların «alacağın temliki» sonuçlarını doğuracağı (TTK. 602; şimdi; Yeni TTK. mad. 690 ve 750; (şimdi; Yeni TTK. mad. 839) tedavülü sona erip, ibraz edilmiş ve muhtelif cirolar görmüş senetlerde, cirantalar atlanmak suretiyle istenen müracaat borçlularına başvurularak senet bedelinin tahsili ile senedin iadesinin mümkün olduğu, bu durumda ayrıca yeniden ciro imzasına gerek bulunmadığı (ciro silsilesi içerisinde imzası bulunan ve senedi elinde bulunduran müracaat borçlusunun «cirantanın» -senet kendisine ayrıca ciro «geriye ciro», «dönüş cirosu» edilmemiş dahi olsa- yetkili hâmil sayılacağı)— Ancak vadesi veya ibraz günü gelmemiş başka bir deyişle ciro olanağı bulunan senetlerde, cirantalar atlanmış ise, bu durumda bu kişinin «yetkili hâmil» sayılmayacağı—
Takip dayanağı bononun taraflar arasındaki ilişkinin teminatı olarak düzenlendiğinin saptanması halinde, senedin (alacağın) tahsil edilip edilmeyeceği yargılama gerektireceğinden, senedin «kayıtsız şartsız muayyen bir bedeli ödeme vaadi içeren bono» olmaktan çıkacağı ve kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe konu yapılamayacağı—