Takip talebi ve ödeme emrinde … A.Ş.’nin borçlu olarak gösterildiği ve yine ödeme emri tebligatının da anılan şirket adına çıkarıldığı görülmekte olup; 03/02/2010 tarihinde, takip dosyasına sunulan itiraz dilekçesinde ise, beyanda bulunanın, borçlu şirket alt kiracısı olduğu belirtildiğine ve itiraz eden vekilinin, şikayetçi şirkete ait vekaletname ibraz etmediğine göre, borçlu şirketin takipten ve tebligattan haberdar olduğunun kabulü mümkün olmayacağından, bildirilen öğrenme tarihine göre, şikayet, yasal yedi günlük sürede yapıldığından esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu, şikayetinde ikametgah ve adresinin, ödeme emri gönderilen adresten farklı bir adres olduğunu iddia ettiğinden ve tebligatın çıkarıldığı adresin, kredi sözleşmesinde yazılı adres de olmadığı anlaşıldığından, borçlunun bu yöndeki iddia ve delilleri araştırılarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Muhatabın tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmediği hususları da tebliğ memurunca araştırılıp belgelendirilmemiş olduğundan ödeme emri tebligatının usulüne uygun olmadığı-
Tebligat tüzel kişinin yetkili temsilcisine yapılmamış ve sıralı kişilere yapılmışsa, bunun nedenlerinin açıkça ve ayrıntılı olarak tebligat mazbatasına yazılması gerekeceği-
7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun11., Avukatlık Kanunu'nun 41. ve HUMK'nun 62-68. (şimdi; HMK. 73-83) maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılmasının zorunlu olduğu-
Tebliğ tarihinde yurt dışında bulunan(yaşayan) borçlunun yurt dışı adresine gönderilen tebligatların, Tebligat Kanunu’nun 25/a maddesine göre tebliğ edilmesi gerekeceği-
Ticaret sicili kaydına göre borçlu şirketin temsilcisi (yetkilisi) araştırılmadan, doğrudan şirket işçisine yapılan tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine uygun olmayacağı-
Usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin, İİK.nun 16/1 maddesi uyarınca borçlunun tebligatın usulsüzlüğünden haberdar olduğu tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekeceği-
7201 Sayılı Tebligat Kanununun 32.maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminde haberdar olmuş ise geçerli sayılacağı; muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği-
Davalının yurtdışında ikamet ettiği anlaşıldığı halde; dava dilekçesi ve duruşma gününün, yurt dışındaki bilinen en son adresinde değil de, yurt içinde gösterilen adreste tebliğ edilmesinin, tebligatı geçersiz kılacağı-