Davalının davacı hakkında Anayasa'dan kaynaklanan şikayet hakkım kullanmasında bazı emarelere dayandığı ve şikayet hakkının kötüye kullanılmadığı sonucuna varılarak manevi tazminat isteminin tümden reddi gerekeceği-
Kendi isteğiyle emekliye ayrılan bir kamu görevlisinin, emekliliğinden önceki döneme ait bir yargı kararının uygulanmasını emekli olduktan sonra istemesi durumunda o kamu görevlisinin göreve başlatılıp başlatılmaması kamu kurumunun ve bakanın takdir yetkisi içinde olduğundan davacının isteğinin reddedilmesinde hukuka aykırılık olmadığı-
Politikacı kimliği taşıyan kimselerin içinde bulunduğu durumunun toplum önünde sorgulanması ve hatta sert biçimde eleştirilmesinde kamu yararı olduğu-
Davalının yargı kararını uygulamadığı iddiası kanıtlanamadığından manevi tazminat davasının reddedilmesi gerekeceği-
Kitabın 295. sayfasında doğrudan davacının şahsım hedef alacak biçimde "arlanmazlık, pişkinlik, sıkılmazlık, utanmazlık, yırtıklık ve yüzsüzlükle..." gibi, konunun amacına uygun düşmeyen ve eleştiri sınırlarını aşan ifadelere yer verilmiş, böylece özle-biçim arasındaki denge bozulmuş olduğundan yayında davacı Y. P. yönünden hukuka aykırılık mevcut olduğundan bu davacı yararına uygun miktarda manevi tazminata hüküm edilmesinin gerekeceği-
Şikâyet dilekçesinde olayın oluş şekline uygun düşmeyen veya davacının kişiliğine yönelen aşağılayıcı bir ifade şeklinde kullanılmamış olduğundan davalının şikâyet hakkını yasal sınırlar içinde kalarak kullandığı anlaşıldığından davanın reddi gerekeceği-
Davaya konu yayın gerçek olup kamuyu bilgilendirme amacıyla yapıldığından davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulduğundan söz edilemeyeceği-
Habere konu olayın güncel olması, haber değeri taşıması ve haberde kullanılan ifadeler incelendiğinde davacının kişilik haklarına saldırı amacı güdülmediği görüldüğünden ve akrabalığın derecesinde yanılgıya düşülmüş olması ayrıntı niteliğinde olduğundan hukuka aykırılık unsuru oluşmadığı-
Dava konusu yazıda, eleştirel bir yaklaşım ile açıklama yapıldığı; konu ile ifade arasında düşünsel bağlılık anlamında, davacının kişilik haklarına saldırının söz konusu olmadığı-