Haksız olarak maaşına haciz konulması nedeniyle zarar gördüğünü iddia eden davacının davasını davalının oturduğu yer veya haksız eylemin meydana geldiği yer mahkemesinde açabileceği-
Davalı tarafından kaleme alınan yayınların davacının kişiliğine yönelik olmadığı, çalıştığı sosyal tesisleri işletme biçiminin eleştirildiği görüldüğünden, davacının kişilik haklarının saldırıya uğradığından söz edilemeyeceği ve korunması gereken üstün yararın basın özgürlüğü olduğunun benimsenmesinin gerekeceği-
Önceki davasında bilirkişilerin verdikleri raporlar konusunda iddialarını anlatmak için eleştirel bazı ibareler kullanan davacının bu eyleminin savunma sınırları içinde kaldığı-
Manevi tazminat için, takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmasının gerekeceği-
Davalı tarafından kullanılan ifadeler ancak eleştiri sınırında kabul edilebilir ve davacının kamuoyunda tanınan bir kişi olarak da eleştirilere açık olması ve alınganlık göstermemesi gerekir; zira gazetecilik mesleği, niteliği gereği herkesi ilgilendiren, güncel bilgilendirme faaliyeti olup; anılan nedenlerle manevi tazminatın koşullarının oluşmadığı-
Dava konusu yayınların, eleştiri ve düşünce açıklaması niteliğinde olduğu, eleştirel bir yaklaşım ile haber yapıldığı; konu ile ifade arasında düşünsel bağlılık anlamında, davacının kişilik haklarına saldırının söz konusu olmadığı-
Dava konusu haberde anlatılan olayların davacının yürüttüğü görev ile ilgili olarak gelişen olayların açıklanması niteliğinde olduğu ve davacının kişilik haklarına saldın oluşturmadığı-