Basın yoluyla işlenen haksız eylemlerden doğan maddi ve manevi zararlardan ötürü mevkutelerde yazıyı yazanla birlikte bu mevkutelerin ilgili sorumlu müdürünün, ayrıca bir sorumlu müdür yoksa yazı işleri müdürünün ve sahibinin müteselsilen sorumlu olacakları-
İkametgah, adres ve posta kutusu kişinin özel alanları olup, Türk Medeni Yasası'nın 24. maddesinde belirtilen istisnalar dışında kişinin rızası olmadan bu alanlara girmeye çalışmanın hukuka uygun bir davranış şekli sayılamayacağı-
Konuşma içeriği bir bütün olarak ele alındığında genel ifadelerin kullanıldığı ve davacının isminin belirtilmediği anlaşıldığından; dolayısıyla matufıyet oluşmadığından davanın reddi gerekeceği-
Gerek dilekçede ve gerekse dava konusu haberde ismi açıkça zikredilmemiş ise de, Yargıtay 8. Ceza Dairesi üyesi sıfatıyla söz konusu kararda imzası bulunan davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu; başka bir ifadeyle, hukuka aykırılık ve davacı yönünden matufiyet unsurunun gerçekleştiği- Öğretiye ve Yargıtay uygulamasına göre; kural olarak, bir dava dosyasına sunulan dilekçelerin herhangi bir yorum yapılmaksızın aynen yayımlanması halinde, hukuka aykırılık unsurunun varlığından söz edilemeyeceği ve böylesi bir yayının tazminatla sorumlu tutulmayı gerektirmeyeceği; ancak, aynen yayımlanan dilekçe metinleri, ilişkin bulundukları davanın karşı tarafına veya üçüncü kişilerin kişilik haklarına yönelik açık ve ağır bir saldırı niteliğindeki söz ve ifadeleri içeriyor ise, böyle bir dilekçenin yayımlanmasının, dilekçe sahibinin eylemine katılma (iştirak) niteliğinde görüleceği ve hukuk düzenince tasvip edilmeyeceği-
Haksız icra takibi ve haksız haciz nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın giderimi için - bu eylem davacının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğinden- tazminat davası açılabileceği-
Davalı, yayın tarihinde gazetenin sorumlu müdürü olup, 26/6/2004 tarihinde yürürlüğe giren 5187 sayılı Basın Kanununun 13. maddesinde hukuki sorumluluğun kime ait olacağı açıkça gösterildiğinden gazete sorumlu müdürünün, sorumluluğu olan kişiler arasında bulunmadığı-
Davacının uzun yıllardır Belediye Başkanlığı yaptığı ve politikacı kimliği olduğundan icraatlarına yönelik eleştirilere daha hoş görülü olması gerekli olup; davalının eyleminin hukuka uygun olduğunun kabulü gerekeceği-
İcra müdürünün sorumluluğunda ve bizzat kendisi tarafından gerçekleştirilen işlemler nedeniyle, onun kararlanın, kontrol ve denetim imkânı bulunmayan yardımcısının bir kusuru bulunduğunun kabul edilemeyeceği-
Dava konusu yayın olay tarihinde beliren görünür duruma uygun olup genel anlamda eleştiri ve haber verme sınırları içerisinde kaldığından hukuka uygun olduğu-