Şikâyeti haklı gösterecek bazı olgu ve emarelerinin zayıf ve dolaylı da olsa varlığı yeterli olup; bu olgu ve emareye dayanılarak başkalarının da böyle bir olay karşısında davalı gibi hareket etmesinin uygun görüleceği diğer bir anlatımla orta düzeydeki kişinin de somut olaydaki gibi davranacağı ve bu çerçevede kalan şikayet hakkının yerinde kullanıldığının kabulü gerekeceği-
Yayında, denetlenen eğlence mekânlarında ruhsatsız silahlar ve kaçak kişilerin ele geçmesinden bahsedilmiş olması ve haberle ilgili olarak davacıya ait işyerinin resminin basılması çevrede yanlış intiba oluşmasına neden olacak nitelikte olduğundan; mahkemece, dava konusu yayınların özensiz ve yanlış kanı oluşturacak şekilde verildiği kabul edilerek uygun bir tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
Sonucu başlangıçta öngörülebilen bir olay, yani sonuçta nikâh kıyılmaması olasılığı varken, hayatın olağan yaşantısı ve akışı içinde bunu iyi bileceği kabul edilen davacının tazminat talebinde bulunamayacağı-
Telefon açmanın kişilik haklarına saldırı teşkil edecek yanı olmadığı-
Yazı davacıyı aşağılayıcı ve incitici nitelikte olmadığından davacının kişilik haklarına hukuka aykırı şekilde yapılmış bir saldırının bulunmadığı-
Yayının, salt toplumun yararı gözetilerek yapılması gerekeceği, toplumun çıkarı dışında hiçbir kişisel çıkarın, gerçeklerin yanlış olarak sunulmasına neden olmaması gerekeceği, haberin olduğu biçimi ile verilmesi gerekeceği ve kişisel katkının yer almaması gerekeceği, gerek yazılı ve gerekse görsel basının bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, yayında kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini ve haber verilirken özle biçim arasındaki dengeyi de koruması gerekeceği, bu ilke ve kurallar gözetilmeden yapılan yayının hukuka aykırılığı oluşturacağı ve böylece kişilik haklarının saldırıya uğramış olacağı, aksi bir yayının ise, gerek Anayasa ve Basın Yasası ve gerekse basının genel işlevi karşısında hukuka uygun olduğu, kişilik değerlerine saldırı teşkil etmediğinin kabul edilmesi gerekeceği, yine basının, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapması gerekeceği-
Gerçekliği kanıtlanmayan ve yakın çevresi tarafından tanınmasına imkan verecek biçimde fotoğrafının da yayınlanması suretiyle gerçekleştirilen bu şekildeki bir yayının davacının kişilik haklarına saldın oluşturduğu-
İddia edilen ve savunulan olguların hukuken irdelenip gerekçeli olarak karara yazılması gerekeceği-
Davacıya ait görüntülerin daha sonra tekrar yayınlanmasında görüntülerin haber niteliğini kaybettiği ve davacının kişilik haklarının ihlal edildiğini kabul etmenin mümkün olmayacağı-
Dava konusu edilen sözcüklerin yazı bütünü içinde ayrıntı niteliği taşıdığı, hükümet politikaları ve Başbakan eleştirilirken danışmanlarından bahsedilmesinin eleştiri sınırları içinde kaldığı anlaşıldığından kişilik haklarına saldırı bulunmadığı-