Mahkemece ............. tarihli kararı ile mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davanın tapu iptali ve tescil davasından ayrılmasına karar verildikten sonra dava konusu taşınmazın boşanma davasının tarafları dışında üçüncü bir kişi adına kayıtlı olduğu, malvarlığı haklarına ilişkin davalara bakmakla görevli mahkemenin genel yetkili mahkemeler olduğu gerekçesiyle aile mahkemesince dava dilekçesinin görev yönünden reddi gerekeceği-
Tasarrufun iptali davalarında, hangi borçlu tasarrufunun iptali istenmiş ise dava koşulunun (aciz halinin) sadece o borçlu yönünden değerlendirilmesi gerekeceği- Aciz halinin varlığı sabit olan borçlu aleyhine açılan tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu-
Tasarrufun iptali davası kapsamında tedbir niteliğinde verilen ihtiyati haciz kararı ile haczedilmiş olan ve bu suretle icra dosyasında celbedilerek alacaklıya ödemesi yapılan para alacağı üzerindeki ihtiyati haciz kararı, yerel mahkemenin kararı ile verilen 'konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına' dair karar ile hükümsüz kalmış olduğundan, geçerliliği bulunmayan ihtiyati haciz kararına istinaden alacaklıya ödenmiş olan paranın iadesinin gerektiğine ilişkin icra müdürü kararında ve bu müdürlük kararı dayanak yapılarak alacaklı yana muhtıra gönderilmesine ilişkin icra müdürlüğü işleminde usul ve yasaya uymayan bir yönün olmadığı-
Tasarrufun iptali davalarında, karar kesinleşinceye kadar yargılama aşamasında aciz belgesi verilmesi halinde dava şartı yerine getirilmiş olacağı-
Kural olarak 3.kişiler, muvazaa nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde, tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebileceği, zira, danışıklı olan bir hukuki işlem ile 3.kişinin zarara uğratılması ona karşı bu işlenmiş bir haksız eylem niteliği taşıyacağı- HMK mad. 16 uyarınca haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğu düzenlemesi karşısında, somut olayda, dava haksız fiil niteliğindeki muvazaa hukuksal nedenine dayalı olduğundan HMK mad. 16 ve 7/1 gereğince haksız fiilin işlendiği yer olan Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesince davaya bakılabileceği gibi davalılardan birinin yerleşim yeri Avcılar-Küçükçekmece olması nedeniyle Küçükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesince de davaya bakılabileceği-
TBK'nun 19.maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında zamanaşımı söz konusu olmayacağı ve İİK'nın 277 vd.maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesinin muvazaaya dayanan iptal davalarında aranmayacağı, bu durumda mahkemece işin esasına girilerek tarafların delilleri toplandıktan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Şikayetçinin tasarrufun iptali davasında taraf  konumunda olmadığı ve anılan davada, adı geçen üçüncü kişi hakkında verilmiş herhangi bir karar bulunmadığı sabit olup,  tasarrufun iptaline ilişkin alınan ilamın tarafı olmayan üçüncü kişi yönünden sonuç doğurmayacağı, tasarrufun iptali davasının kabulü ile kesin hacze dönüşen ve İİK. mad 281/2 uyarınca verilmiş bir ihtiyati haciz kararı bulunmadığı gibi, bu doğrultuda şikayetçinin iktisabından önce konulmuş bir ihtiyati haciz veya haciz de bulunmadığından, şikayetçi, taşınmazı, tasarrufun iptali kararına istinaden konulan hacizle yükümlü olarak devralmadığına göre, şikayetçiye karşı hüküm ifade etmeyen tasarrufun iptali kararına istinaden kayden maliki olduğu taşınmaza adı geçenin iktisap tarihinden sonra haciz işlemi uygulanmasının  mümkün olmadığı- Taşınmazın borçlunun borcu nedeniyle haczedilebilmesi için haciz tarihinde borçlunun adına kayıtlı olması zorunlu olduğundan, şikayetçi icra takibinde borçlu sıfatı bulunmadığına ve  haciz tarihinde taşınmazların maliki olup tasarrufun iptali işleminde de taraf sıfatı olmadığından şikayetçi üçüncü kişiye ait taşınmazlar üzerine haciz konulması usul ve yasaya aykırı olduğu-
Dava konusu hat üzerine haciz konulması ve hattın açık artırma ile satılması mümkün olmadığı, böyle bir hattın, İİK'nunda haczedilebilir bir mal, hak ya da alacak olarak öngörülmediği, tasarrufun iptali davası sonunda verilen kabul kararı üzerine cebri icra yetkisi verilecek bir hak da söz konusu olmayıp, başka bir deyişle icra dairesince satışa çıkarılacak bir mal veya hak da bulunmayacağından davanın belirtilen gerekçeyle de reddi yerine kabul kararı verilmesi de doğru görülmediği-
Borçlunun yaptığı zamanaşımı itirazı nedeni ile "icranın geri bırakılması" kararı verildiği anlaşıldığından, karar bu şekilde kesinleşmiş ise alacaklı tarafından İİK. mad. 169/6 gereğince genel hükümlere göre dava açılıp açılmadığı belirlenip, açılmış ve kesinleşmemiş ise bu davanın sonucunun bekletici mesele yapılması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece,, davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın HMK'nun 150 maddesi gereğince müracaata bırakıldığı tarihten itibaren üç aydan fazla zaman geçtiği için açılmamış sayılmasına,davacının diğer davalılar aleyhine açtığı davanın davacının iddiasını ispatlayamaması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekeceği-