İlamın hüküm kısmının bu haliyle şüphe ve tereddüte yer vermeyecek biçimde açık olmadığı gibi bir nolu bağımsız bölüm yönünden ihalenin feshine karar verildiği halde ihaleye konu toplam on bir adet taşınmaz bakımından para cezasına hükmedilmesi isabetsiz ise de bu usulsüzlüğün giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
İhale konusu 35.000 TL muhammen bedelli 1 nolu bağımsız bölümün 50.150 TL'ye, 28.400 TL muhammen bedelli 8 nolu bağımsız bölümün 42.000 TL'ye satıldığı ve dolayısıyla satış bedellerinin, taşınmazların muhammen bedellerinin üzerinde olduğu anlaşıldığından, zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, anılan taşınmazlar yönünden şikayetçinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararının olmadığı-
Tebliği çıkaran merci tarafından bu adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğu için tebligatın TK.'nun 21/2. maddesine göre tebliğ edilmesi gerektiğine ilişkin bir şerhin verilmemesi halinde yapılan tebligatın usulsüz olacağı- anlaşılmıştır.Hem vekile hem asile tebligat çıkartıldığı takdirde asile yapılan tebligat usulsüz olduğundan, fuzuli bir tebligat olup sonuca etkili olmayacağı- Taşınmaz satışlarında, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
Asıl ve birleşen davada şikayetçiler vekilleri tarafından ileri sürülen fesih sebeplerinin gerekçesiyle birlikte tek tek tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, fesih nedenleri irdelenmeden ve gerekçelendirilmeden yazılı şekilde şikayetin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu, diğer taraftan dava birleştirildiği halde birleşen davanın şikayetçiler vekilinin usulüne uygun duruşmaya davet edilmeksizin yargılamanın yürütülüp sonuçlandırılmasının savunma hakkını kısıtlayıcı nitelikte olup yasaya aykırı olduğu-
İhalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde mahkemenin davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum edeceği, Yasa'nın bu hükmü emredici nitelikte olup kamu düzenine ilişkin bulunduğundan mahkemece re’sen uygulanması gerekeceği-
Satışın durdurulması kararının kaldırılıp satışın devamına karar verilmesi üzerine icra müdürlüğünün yeniden satış günü belirlenmeden yaptığı ihalede, satışın durdurulma kararı talep ve tâlibi etkilediğinden ihalenin feshi sebebini oluşturduğu ayrıca ispatının gerekmediği- K. takdirinin yapıldığı tarih ile satış tarihi arasında iki yıldan fazla sürenin geçtiği anlaşıldığından ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği-
Tebligat Kanunu'nun 11 ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılmasının zorunlu olduğu-Satış ilanının, daha önce de ihalenin feshini talep eden ve kıymet takdirine itiraz davasında borçlu şirket vekili olarak gösterilen vekile tebliğinin gerekeceği- İhalenin feshi hakkındaki karar ile kıymet takdirine itiraz karar örneğinin dosyaya ibraz edilmiş olması karşısında, borçlunun takipte vekille temsil edildiğinin kabulünün gerekeceği - E.dici nitelikteki bu düzenlemelerden kaynaklanan yasal zorunluluğa aykırı olarak, vekili varken asile gönderilen satış ilanı tebligatı yok hükmünde olup sonuç doğurmayacağı -Vekil ile takip edilen işlerde vekile tebligat zorunlu olduğundan asile yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmamasının sonuca etki etmeyeceği-İİK'nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneğinin borçluya tebliğ edilmesi gerekeceği -Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebi olacağı - Borçlu vekiline satış ilanının tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesi de aynı hukuki sonuçları doğuracağı-
Taşınmazın ihalesi 30.06.2014 tarihinde yapılmış olup, ihalenin feshi isteminin 7 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra, 15.07.2014 tarihinde ileri sürüldüğü, mahkemece borçluya satış ilanı tebligatının usulüne uygun olarak yapıldığı kabul edildiğine ve şikayetçinin ihalenin feshi talebinde fesat iddiası da bulunmadığına göre istemin süreden reddi gerekeceği, bu durumda işin esasına girilmediğinden %10 para cezasına hükmedilmesi isabetsiz ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekeceği-
Mahkemece, borçlunun şikayet dilekçesinde ileri sürdüğü, bozma konusu yapılan husus dışında kalan sair fesih nedenleri incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Davalı banka haciz alacaklısı durumunda olup, şikayet konusu ihalede borçlu, alacaklı ve ihale alıcısı ile aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığından borçlunun, alacaklı ve ihale alıcısına karşı açtığı davada davalı sıfatıyla yer alamayacağı-