Tapu kayıtlarının oluşumundaki illilik prensibi karşısında mülkiyet hakkının illetini teşkil eden nedenin varlığına ya da yokluğuna delâlet edemeyeceği; değişik ifadeyle, ihalenin feshi isteklerinin reddedilmiş olması keyfiyetinin, temelde yolsuz tescil nedenini ortadan kaldırmayacağı-
Taşınmazların değeri, mahkemece 30.03.2012 tarihinde yapılan keşifle yeniden belirlenmiş ise de, 25.02.2013 tarihli haciz esas alınarak ihale yapıldığına göre, konulan son haciz nedeniyle yeniden kıymet takdiri yapılması gerekirken, 16.06.2006 tarihli hacze dayalı kıymet takdiri esas alınarak ihalenin yapılmasının usulsüz olduğu-
İhale konusu taşınmazın tapu kaydının incelenmesinde, şikayetçi adına 16.07.2012 tarihli haczin bulunduğunun, icra müdürlüğünce 24.09.2014 tarihinde satış kararı verilmesinin ardından satış ilanının şikayetçi haciz alacaklısı vekiline de 23.10.2014 günü tebliğ edildiğinin görüldüğü, bu durumda şikayetçinin haciz alacaklısı konumunda olup, İİK'nun 134/2. maddesi gereğince ihalenin feshini isteyebilecek tapudaki ilgililerden olduğu-
Satış ilanı tebliğ tarihi itibariyle yasal 7 günlük süre içerisinde bu işlem şikayet konusu yapılmadan da ihalenin feshi davasında dinlenemeyeceğinin tabii olduğu-
İhaleye fesat karıştırıldığı iddiası ile ihalenin feshini isteyen şikayetçinin icra takibinde taraf olmadığı gibi ihale konusu taşınmazın tapu sicilinde ilgili sıfatı da bulunmadığı, öte yandan teminat yatırmak suretiyle ihaleye girip pey sürmediği anlaşıldığından, şikayetçinin ihalenin feshi davası açmasına yasal imkanın olmadığı-
Satış ilanı tebliğ edilmediği iddiasıyla ihalenin feshi istemi-  Öğrenme tarihinin aksinin ispatı-
Satış ile üçüncü kişiye geçen mülkiyetin, tasarrufun iptaline karar verilmesi ile borçluya geri dönmeyeceği, taşınmazın mülkiyetinin üçüncü kişiye ait olduğu- Tasarrufun iptali davası, takip alacaklısı ile takip borçlusu ve taşınmaz maliki arasında görülmüş olup, anılan davada ipotek alacaklısı banka taraf olmadığı gibi ipoteğin kaldırılması da söz konusu olmadığından, tesis edilen ipotek bedelinin hala rüçhanlı alacak kapsamında olacağı ve ihale bedelinin, şikayetçi bankanın rüçhanlı alacağını karşılamaması halinde, ihalenin, İİK.nun 129. maddesi hükmüne uygun yapılmadığından feshine karar verilmesi gerekeceği-
İhalenin kanunun emredici hükümlerine ve kamu düzenine aykırı olarak yapıldığı durumlarda şikayetçinin, ihalenin feshini istemekte kişisel yararı olduğunu ispat edemese dahi ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği, bu hallerde ihalenin feshinde kamunun da yararının bulunduğu, İİK'nun 134/2. maddesinin, Borçlar Kanunu'nun 226. (TBK 281) maddede düzenlenen hukuka ve ahlaka aykırı yollara başvurularak ihalenin yapılması halinde her ilgilinin ihalenin feshini isteyebileceğini düzenlediği, ihaleye fesat karıştırıldığının tespiti durumunda ihalenin, malın tahmini bedelinin üzerinde satılması halinde dahi ihalenin feshi gerekeceği-
500.000 TL muhammen bedelli taşınmazın 508.000 TL'ye satıldığı ve dolayısıyla satış bedelinin taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olduğu, ihalenin feshi şikayetinde, açıkça kıymet takdir tebliğinin usulsüz olduğu şikayetinin getirilmediği, böylelikle kıymet takdiri tebliğinden itibaren yasal sürede kıymet takdirine yönelik olarak usulünce yapılmış bir şikayetin de bulunmadığı gözetildiğinde, zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, borçlunun ihalenin feshini istemekte hukuki yararının bulunmadığı, bu durumda ihalenin feshi isteminin, zarar unsurunun gerçekleşmemiş olması nedeniyle borçlunun, dava açmakta hukuki yararının bulunmasına ilişkin dava şartı yokluğu (HMK.m. 114/1h) yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle aksi yönde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Satış bedelinin tüm icra masraflarını değil, paraya çevirme ve paylaştırma giderlerini geçmesi gerektiğinin hüküm altına alındığı görülmekle, satış talebinden ihale tarihine kadarki paraya çevirme ve paylaştırma giderlerinin hesaplamada dikkate alınması gerekeceği-Taşınmazın kıymetinin belirlenmesi için yapılan keşif ve bilirkişi masraflarının da tıpkı ilan giderleri gibi paraya çevirme masrafı olarak kabulü gerekeceği-