İhalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde mahkemenin davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum edeceği, Yasa'nın bu hükmü emredici nitelikte olup kamu düzenine ilişkin bulunduğundan mahkemece re’sen uygulanması gerekeceği-
Şikayetçi borçlunun ihalenin feshi istemi zarar unsuru yokluğu nedeniyle reddedildiğinden aleyhine ihale bedelinin %10'u oranında para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup, mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekmekte ise de anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından hükmün düzeltilerek onanması gerekeceği-
MK. 850 ve 873 maddeleri uyarınca aynı alacaktan dolayı birden fazla verilmiş limit ipoteği mevcut olduğundan, birlikte satışının istenilmesinin zorunlu olduğu, ayrı ayrı satışa çıkarılmasının doğru olmadığı, o halde mahkemece, birden fazla taşınmaz hakkında takip yapılmasına karşılık, taşınmazların tamamı yerine birinin satışının talep edilmesinin anılan yasa maddelerine aykırı olduğundan ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği- Müflis şirkete satış dosyasından satış ilanı tebligatı çıkarılmadığından, şikayetçi şirket yönünden ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği- Takibe konu ipotek akit tablosunda kredi borçlusu olan şikayetçinin ihalenin feshini talep edemeyeceği-
Taraf teşkilinin dava şartı olup, davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerektiği, mahkemenin, dava dilekçesini ve duruşma gününü taraflara kendiliğinden tebliğ edip taraf teşkilini sağlamasının, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun amir hükmü gereği olduğu-
İstemin esasa girilmeksizin süreden reddinin gerektiği hallerde para cezasına karar verilemeyeceğinden, mahkemece, şikayetçiler aleyhine para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup, mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından hükmün düzeltilerek onanmasının gerekeceği-
İİK'nun 134/8. maddesinde; "İhalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgili, vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecburdur" düzenlemesi yer aldığı - Somut olayda, ihalenin feshi isteminin esastan reddine karar verilen şikayet konusu taşınmazların satış bedellerinin, muhammen bedellerin üzerinde olduğu, zarar unsuru gerçekleşmemiş olup şikayetçinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararı bulunmadığı -  İİK'nun 134/2. maddesi uyarınca işin esasına girilemeyeceğinden şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilmeyeceği -
Müflisin, İİK'nun 191. maddesi gereğince, iflas masasına giren mallar hakkında tasarruf hakkını kaybedeceği, bu mallar için tasarruf yetkisi iflas masasına geçer ise de, Dairemiz içtihatlarında da benimsendiği üzere, hukuki yararının bulunması nedeniyle müflisin, ihalenin feshi davası açabileceği, ancak, mahcuzun, iflas masasına dahil olan mallardan bulunması nedeniyle iflas idaresi yanında ayrıca müflise de satış ilanı tebliğinin zorunlu olmadığı-
İhale edilen araçta gizli ayıp olduğu iddiasında bulunan alıcının, gizli ayıbı sonradan öğrendiğini beyan ettiği tarihin öğrenme tarihi olarak kabulü gerekeceğinden, bu tarihe göre icra mahkemesine yapılan başvurunun yasal sürede olduğu-
Artırma bedelinin, taşınmaz için tahmin edilmiş olan kıymetin en az %50’sini bulması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını aşması zorunlu olduğu; bu hususun tek başına ihalenin feshi nedeni olup mahkemece re’sen gözetilmesi gerektiği- Taşınmazın kıymetinin belirlenmesi için yapılan keşif ve bilirkişi masraflarının da tıpkı ilan giderleri gibi paraya çevirme masrafı olarak değerlendirilmesi gerektiği- İhaleye birden fazla taşınmazın konu edilmesi halinde, masrafların oranlama suretiyle hesaplanması gerektiği- Taşınmaz satışlarında, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-  Satış ilanının, muhatap borçlunun adreste bulunup bulunmadığı tespit edilmeksizin aynı konutta oturan eşine tebliğ edilmesinin usulsüz olduğu-
İİK'nun 100. maddesi uyarınca yazılan yazısında, satışı yapılan taşınmaza ilişkin haczin devam ettiğinin bildirildiği, söz konusu yazıya ilişkin olarak şikayet yoluna başvurulmadığı dosya kapsamı ile sabit olup, bu halde, belirtilen yazıya itibar edilmesi gerektiği- İcra dairesinin muamelelerine karşı yapılan şikayetleri inceleme görev ve yetkisinin, o icra müdürlüğünün bağlı bulunduğu icra mahkemesine ait olduğu- Haczin kaldırıldığı kanıtlanmadığına göre, adı geçen şikayetçinin, şikayete konu taşınmaz bakımından icra dosyasında, ihale tarihinde, haciz alacaklısı olması nedeniyle İİK. mad. 134/2 uyarınca, tapu sicilindeki ilgili sıfatı ile aktif husumet ehliyetinin bulunduğu ve ihalenin feshini talep edebileceği-