İİK. 149 uyarınca, borçluya ve taşınmaz üçüncü şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmişse ayrıca bunlara birer icra emri göndereceği- Kredi sözleşmesi kefillerine icra emri gönderilemeyeceği- Alacaklının, kefillere karşı haciz (veya iflas) yolu ile ayrı bir takip yapabileceği- İpoteğe esas kredi sözleşmesindeki kefilin ihalenin feshini talep edemeyeceği- İhalenin feshi isteminin aktif husumet yokluğundan reddi halinde para cezası verilmesine yer olmadığı- Borçlunun taşınmaz açık artırma ilanında, kıymet takdir raporuna aykırı olacak şekilde taşınmazın sulu tarım arazisi olmasına rağmen kuru tarım arazisi olarak yazıldığına yönelik iddiası, satışa hazırlık işlemine ilişkin şikayet niteliğinde olduğundan, şikayetçi borçluya satış ilanı tebliğ edildiği halde ve ilanının tebliği usulsüzlüğü iddiası da olmadığı göz önünde bulundurulduğunda, yasal 7 günlük süre içerisinde şikayet konusu yapılmayan bu hususun artık ihalenin feshi nedeni olarak ileri sürülemeyeceği-
Kıymet takdirine ilişkin iki yıllık sürenin kamu düzenine ilişkin olduğundan re'sen gözetilmesi gerektiği ve bu sürenin, taraflar yönünden getirilen bir itiraz yada hak düşürücü süre niteliğinde olmadığı, taşınmazın değerinde oluşacak muhtemel değişimler nedeniyle taraf menfaatlerini korumaya yönelik bir süre olduğu- Covid-19 nedeniyle 7226 sayılı Kanun’la getirilen durma sürelerinin, İİK. m. 128/a-2'da yer alan 2 yıllık süreyi kapsamadığı- İİK’nun anılan hükmünde güdülen amacın kesinleşen kıymet takdirinden sonra 2 yılın geçmesi halinde yeniden kıymet takdiri yapılması zorunluluğuna ilişkin olduğu- Pandemi sürecinde ülkemizdeki taşınır ve taşınmaz değerlerinde oluşan büyük artışlar nazara alındığında, kanunda düzenlenen 2 yıllık azami sürenin üzerine durma sürelerinin de eklenmesi ile daha da uzayacak sürenin, malın gerçek değerinden satılmasına engel olacağı ve tarafların hak kaybına uğramalarına neden olacağı- Kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıldan fazla süre geçtikten sonra ihale gerçekleştirildiğinden taşınmaz ihalesinin feshine (re'sen) karar verilmesi gerektiği-
Somut olayda ihale alıcısı, alacağını, alacak mukabilinde cebri icra yolu ile satın almış, ödemesi gereken miktarı ödemiş olduğundan artık icra dairesince yapılması gerekenin, davacının tescil talebini karşılamak olduğu- Davacının tescil talebi karşısında, olayda uygulama yeri bulunmayan İİK'nın 140 vd. maddelerine dayanılarak şikayetin reddine karar verilmesinin yerinde görülmediği-
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; toplanan delillere göre ihaleye katılmak isteyen üçüncü kişilerin İİK’nın 124. maddesine göre gerekli teminatı yatırıp yatırmadıkları, buradan varılacak sonuca göre teminat yatırıldığı hâlde ihaleye katılmak isteyen kişilerin ihaleye kabul edilmemeleri nedeniyle ihalenin feshine karar verilip verilemeyeceği-
İhale kesinleşinceye kadar taşınmazın ne şekilde muhafaza ve idare edileceğinin icra müdürlüğünce kararlaştırılacağı ve bu süre zarfında yapılan masrafların alıcıya ait olduğu- Dava dışı borçlu tarafından feshi istenen ihaleye konu taşınmazda, davacı banka lehine ticari işletme rehni sözleşmesi kapsamında rehinli menkullerin ihale konusu yapılmadığı ve taşınmazla birlikte bu menkullerin de güvenliğini sağlamak maksadıyla özel güvenlik elemanları istihdam edildiği anlaşıldığından, bu menkullerin güvenliğini de sağlamak maksadıyla yapılan/yapılması gereken masrafın, davalı alıcıdan talep edilen muhafaza masraflarından mahsup edilmesi gerektiği-
Davacıya satış ilanının "Gösterilen adreste muhatabın ... gittiğini beyan eden aynı hanede sakin tebliğe ehil annesi ........ imzasına tebliğ edildi" şerhiyle tebliğ edildiğinin görüldüğü, bu haliyle meşruhattaki ''gittiği'' ifadesi ile muhatabın adreste bulunmadığı tespit edilerek tebellüğe ehil olduğu belirtilmek suretiyle davacının annesine yapılan satış ilanı tebliğ işlemi Tebligat Kanunu'nun 16. maddesi ile Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 25. maddesine uygun olduğu- Satış ilanının davacıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, kıymet takdirinin düşük olduğuna dair iddiaların en geç satış ilanının tebliğinden itibaren süresi içinde ileri sürülmesi gerektiği, re'sen incelenmesi gereken hususlarda da ihalenin feshini gerektiren bir nedenin bulunmadığı anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince ihalenin feshi şikayetinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
İhaleye katılmak isteyen kişilerin bankamatik kartlarından bir kısım teminat miktarı pos cihazı ile çekilip icra müdürlüğünün hesabına geçtiği hâlde pos cihazının hata verdiği, hesapta yeterli bakiye bulunmadığı kanısı ile bu kişilerin teminat yatırmadığı kabul edilerek ihaleye katılıp pey sürmelerine izin verilmediği, ihaleye sadece bir kişinin katıldığı, taşınmazın tahmin edilen kıymetinin %50’sinin çok az bir miktar üzerinde bir bedelle ihale edildiği uyuşmazlıkta zarar unsuru oluştuğundan sağlıklı şartlarda yapılmayan ihalenin feshi gerektiği-
Diğer tarafın istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından aleyhine yeniden esas hakkında karar verilmesi halinde ilgilinin temyiz yoluna başvurulabileceği- Şikayetin tarafı olmayan aleyhine para cezası, vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmeyeceği-
İİK'nun 150/e maddesi gereğince icra emrinin tebliğinden itibaren 1 yıllık süre içerisinde satış talep edilmiş ise de avansı yatırılmadığından geçerli bir satış isteminin varlığından da söz edilemeyeceği ve icra takibinin düşmüş olduğu, bu durumda düşen takipte ihale yapılamayacağından ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği-
Şikayet konusu taşınmazın ihale bedelinin muhammen bedelin üzerinde olduğu somut olayda, şikayetçinin dava konusu ihalede ihale alıcısı olup, ihalenin feshi isteminde menfaatinin ne suretle muhtel olduğunu ispatlayamadığı, bu durumda zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, şikayetçinin İİK’nun 134/8.maddesi kapsamında ihalenin feshini istemek kapsamında hukuki yararının bulunmadığı- İhalenin feshi davasında, işin esasına girilmeden ihalenin feshi talebinin reddi halinde, şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilemeyeceğinin öngörüldüğü, bu hükme rağmen ilk derece mahkemesince, şikayetçi aleyhine ihale bedelinin %10’u oranında para cezasına hükmolunması isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesince; HMK’nın 353/1-b-2 ve 356. maddeleri gereğince, ilk derece mahkemesi kararının, para cezası yönünden düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekirken, bu hususta karar verilmediği anlaşılmış olmakla, ilk derece mahkemesince yapılan bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-