Şikayet konusu taşınmazın ihale bedelinin muhammen bedelin üzerinde olduğu somut olayda, şikayetçinin dava konusu ihalede ihale alıcısı olup, ihalenin feshi isteminde menfaatinin ne suretle muhtel olduğunu ispatlayamadığı, bu durumda zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, şikayetçinin İİK’nun 134/8.maddesi kapsamında ihalenin feshini istemek kapsamında hukuki yararının bulunmadığı- İhalenin feshi davasında, işin esasına girilmeden ihalenin feshi talebinin reddi halinde, şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilemeyeceğinin öngörüldüğü, bu hükme rağmen ilk derece mahkemesince, şikayetçi aleyhine ihale bedelinin %10’u oranında para cezasına hükmolunması isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesince; HMK’nın 353/1-b-2 ve 356. maddeleri gereğince, ilk derece mahkemesi kararının, para cezası yönünden düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekirken, bu hususta karar verilmediği anlaşılmış olmakla, ilk derece mahkemesince yapılan bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Şikayete konu taşınmaz muhammen bedelin üzerinde ihale edilmişse de; ihalenin feshi davasının zarar unsurunun gerçekleşmemesi nedeniyle usulden reddinin istisnalarından birini oluşturan kıymet takdiri işlemlerinin usulsüzlüğü nedeniyle taşınmazların düşük bedelle ihalesinin yapıldığı ve takdir edilen değerin düşük olduğu iddiasında da bulunulduğu ve mahkemece yapılan yargılamada yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak bu iddianın esastan değerlendirildiği nazara alınarak ihalenin feshi talebinin reddi ile birlikte ihale bedeli üzerinden para cezasına hükmedilmesi gerekeceği-
Haber verilen komşu ismi bulunmadığında tebligatın TK'nun 21/1. maddesine aykırı olduğu- Şirketin kapalı olması durumunda adreste bulunmama nedeninin araştırılması gerekmemekte ise de, komşuya haber verme yükümlülüğünün devam ettiği- İİK. 127 uyarınca satış ilanı tebligatının usulsüzlüğünün başlı başına ihalenin feshi nedeni olduğu-
Şikayete konu olan ve ihalesi yapılan menkuller için muhammen değerin yüzde ellisine satış masrafının eklenmesi halinde ortaya çıkan değerin ihale bedeli ile karşılanmadığı anlaşıldığından, mahkemece, İİK'nun 129/1. maddesi gereğince bu husus re'sen gözetilerek ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Satış ilanının tebliğ edilmediği ileri sürülmemiş ise de, ihalenin feshi davasında borçlu tarafından maddi vakıa olarak açıkça satış ilanının usulsüz tebliğ edildiğinin ileri sürülmesinin yeterli olduğu-Satış ilanının, iflasın ertelenmesi davasında borçluyu temsil eden vekile tebliği gerekeceği, takip dosyasına ayrıca vekaletname sunulmamış olmasının, söz konusu mahkeme kararının dosyaya ibraz edilmiş olması karşısında, artık borçlunun takipte vekille temsil edildiği gerçeğini ortadan kaldırmayacağı- Vekili varken asile gönderilen satış ilanı tebligatının yok hükmünde olup sonuç doğurmayacağı-
Dairemizin bozma ilamı maddi hataya dayalı olup, Anayasa Mahkemesi'nin ........ sayılı Kararı ile 6100 sayılı HMK.nun 20. maddesinde belirtilen “bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten” ifadesinin iptal edilmesi nedeniyle belirtilen bu hususun re'sen gözetilmesi gerektiği dikkate alındığında, bozmaya uyulmuş olması taraflar lehine usulü kazanılmış hak oluşturmayacağı gibi kararın şikayetçi tarafından temyiz edilmesi halinde dahi aleyhe bozma ilkesinin de nazara alınamayacağı, o halde kamu düzeni ile ilgili re'sen dikkate alınacak hususlar kapsamında ihalenin feshini gerektiren bir neden bulunmadığı ve şikayetçi tarafından ileri sürülen fesih nedenleri de yerinde olmadığına göre mahkemece şikayetin reddi gerekirken, HMK.nun 20. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Ticaret sicilinden terkin edilen şirket, mahkemece şirketin ihyası hususunda süre verilmesi üzerine davacı şirket temsilcisi tarafından açılan dava sonucunda ihya edildiğinden, söz konusu şirketin tüzel kişilik kazandığının kabulü gerekeceği, o halde, mahkemece, yeniden ihyasına karar verilen borçlu şirketin ileri sürdüğü ihalenin feshi isteminin esasının incelenerek, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İhalenin feshi istemi işin esasına girilerek reddedildiğinden, feshi istenilen ihale bedeli üzerinden % 10 oranında para cezasına hükmedilmesi gerektiği- Şikayete konu toplam ihale bedelinin % 10’u olan miktardan daha fazla para cezasına hükmedilemeyeceği-
Şikayet konusu taşınmazın satış bedelinin muhammen bedele eşit olduğu, şikayetçinin kıymet takdirine itiraz ile fesat iddiasının da bulunmadığı görüldüğünden, şikayetçinin dava konusu ihalenin feshi isteminde menfaatinin ne suretle muhtel olduğunu ispatlayamadığı, bu durumda zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, şikayetçinin İİK’nun 134/8. maddesi kapsamında ihalenin feshini istemekte hukuki yararının bulunmadığı- İhalenin feshi davasında, işin esasına girilmeden ihalenin feshi talebinin reddi halinde, şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilemeyeceğinden, ilk derece mahkemesince, şikayetçi aleyhine ihale bedelinin %10’u oranında para cezasına hükmolunması isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesince; HMK’nın 353/1-b-2 ve 356. maddeleri gereğince, ilk derece mahkemesi kararının, para cezası yönünden düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekirken, bu hususta karar verilmediği anlaşılmış olmakla, ilk derece mahkemesince yapılan bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere kıymet takdirinin konusunun haczedilen mallar olduğu- Haczedilmezlik şikâyetinin süresinin, haczin tebliği ile başlayacağına ilişkin İİK.’de özel bir hüküm bulunmadığından meskeniyet şikâyetinin İİK.’nin 16. maddesinin 1. fıkrasına göre öğrenme tarihinden itibaren yedi gün içinde yapılması gerekeceği- Haciz safhasından sonra taşınmazın tapuda kayıtlı ada ve parsel bilgilerini içeren kıymet takdirine ilişkin raporun İİK.’nin 128. maddesine göre borçluya tebliği ile borçlunun taşınmaz haczini de öğrendiğinin kabulü gerekeceği-