Satış yeni konulan hacze dayanılarak yapıldığından, bu hacze göre yeniden kıymet takdiri yapılması ve satışın da yeni kıymet takdiri üzerinden gerçekleştirilmesi gerekirken, kalkmış hacze dayalı olarak belirlenen kıymet takdiri herhangi bir hüküm ve sonuç doğurmayacağı cihetle satışa esas alınması mümkün olmayıp bu hususun mahkemece re'sen gözetilmesi gerekeceği-
Mahkemece yapılan keşif sonrası düzenlenen bilirkişi raporunda şikayete konu taşınmazlardan ...... ve ....... parsel sayılı olanların üzerinde sera bulunduğu anlaşılmakla birlikte aynı hususun açık artırma şartnamesi ve satış ilanında da ilan edildiğinin görüldüğü, buna göre söz konusu taşınmazlar üzerinde bulunan seralar taşınmazlarla birlikte satılacağından İİK’nun 129.maddesi gereğince yapılacak değerlendirmede seraların değerinin de arzın değerine eklenerek sonuca gidilmesi gerekeceği-
Şikayete konu 282 parsel sayılı taşınmazın arz değerinin 74.973,51-TL,muhdesat değerinin 78.741,45-TL olmak üzere toplam değerinin 153.714,96-TL, 394 parsel sayılı taşınmazın arz değerinin 265.169,04-TL, muhtesat değerinin ise 280.037,92-TL olmak üzere toplam değerinin 542.206,96-TL olduğu bu taşınmazların sırası ile 40.500,00-TL ve 141.250,00-TL olup, buna göre her iki taşınmaz yönünden de ihale bedelinin muhammen bedellerinin yarısı ile satış ve paylaştırma giderlerini karşılamadığı görüldüğünden, ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Şikayetçinin, takibin tarafı olmadığı gibi, ihaleye pey süren kişi de olmadığı, her ne kadar ihalesi yapılan taşınmazın tapu kaydına şikayetçinin alacaklı olduğu .......... İcra Müdürlüğü'nün ............ Esas sayılı dosyasından ......... tarihli haciz şerhi işlenmiş ise de, ............ İcra Hukuk Mahkemesi'nin kararı ile .............. İcra Müdürlüğü'nün ........... Esas sayılı dosyasında borçlu hakkındaki takibin iptaline karar verildiğinin ve bu kararın .............tarihinde kesinleştiğinin görüldüğü, 6100 sayılı HMK'nun 114/1-d maddesi uyarınca, aktif husumet ehliyeti bulunmayan şikayetçinin açtığı davada dava şartı gerçekleşmediğinden, bu hususun her aşamada kamu düzeni nedeniyle re'sen değerlendirilmesi gerekeceği- İstemin, İİK.nun 134/2. maddesi uyarınca şikayetçinin aktif husumet ehliyetinin bulunmaması nedeniyle reddi halinde işin esasına girilmemiş olacağından, aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilemeyeceğinden mahkemece şikayetçinin para cezasına mahkum edilmesi isabetsiz ise de; anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Borçluların feshini istedikleri ihaleler aynı ihaleler olup, ihalenin feshi davasının işin esasına girildikten sonra reddi halinde, her davacı için, ayrı ayrı değil ihale bedelleri toplamı üzerinden tek bir para cezasına hükmedilmesinin gerekeceği-
Borçlu şirkete satış ilanının “tebliğ evrakı muhatap daimi çalışan temsilci ............ imzasına tebliğ edildi” şerhiyle tebliğ edildiği, ticaret sicil kaydına göre bu kişinin şirket yetkilisi olmadığı dolayısıyla tebligatı alan şahsın şirket yetkilisinden sonra gelen kimse veya evrak almaya yetkilendirilmiş, evrak müdürü gibi bir çalışan olup olmadığı tespit ve şerh edilmeden ve yine bu işlerle görevlendirilmiş başka bir çalışan olup olmadığı araştırılmadan doğrudan iş yeri çalışanına tebligat yapıldığı, buna göre Tebligat Kanunu'nun 12. maddesi ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 21. maddesinde belirtilen sıra nazara alındığında satış ilanı tebligatının usulsüz olduğu-
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu ve ek bilirkişi raporu dikkate alındığında, icra mahkemesince kıymet takdirine itiraz üzerine belirlenen ve satışa esas alınan değerlerin ihalenin feshi yargılaması aşamasında alınan raporlardaki değerlerden daha düşük olduğunun anlaşıldığı, bu durumun, taşınmazların gerçek değerinden satışa çıkarılmasını engellediği, ... Parsel ve ....... Parsel olarak ayrı ayrı satılan taşınmazların, satış kararından önce tek Parsel’de birleşmesi nedeniyle tek taşınmaz olarak satışa çıkarılması gerektiği nazara alınarak şikayete konu ihalelerin feshine karar verilmesi gerekeceği-
İstinaf başvuru süresinin kanun gereği tefhimden itibaren başlayacağı- Süre tutum dilekçesi verilmeden istinaf dilekçesinin belirli süre geçirildikten sonra verildiği gözetilerek istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerektiği-
Satışa hazırlık işlemlerine yönelik şikayet üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla birlikte, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde, icra mahkemesi kararının ihalenin feshi aşamasında incelenmesinin mümkün olduğu, ancak yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanların, aynı şikayet nedenleri ile ihalenin feshini talep edemeyecekleri, o halde, borçlu tarafından icra dosyasında alınan kıymet takdir raporuna karşı daha önce itiraz edilmediği gibi satış ilanının tebliğinden itibaren yasal yedi günlük süre içerisinde de itiraz yoluna başvurulmadığı ve başkaca bir fesih nedeni de bulunmadığı anlaşılmakla yazılı gerekçeyle ihalenin feshine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Üst sınır (limit) ipoteği sadece ipotek akit tablosunda belirtilen limit kadar alacağı teminat altına almış olduğundan, alacaklının ancak bu limit kadar ipotekli takip yapabileceği- Taşınmazı üzerinde limit ipoteği kurulan üçüncü kişinin, aynı zamanda kredi sözleşmesinde kefil olmasının, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takipte ipotek limiti ile sorumlu olduğu ilkesini değiştirmeyeceği- Taşınmazın 1.385.000 TL’ye alacağa mahsuben alacaklıya ihale edildiği, müdürlüğün yaptığı hesaplamaya göre dosya borcunun 1.292.871,65 TL olarak tespit edildiği, şikayete konu Müdürlük kararı ile yapılan dosya hesabına dayanılarak "ihale bedelinin, 1.292.871,65 TL olan dosya alacağını geçtiğinden bahisle 92.128,35 TL’nin alacaklı tarafça dosyaya depo edilmesine" karar verildiği uyuşmazlıkta, davacı-borçlular, "taşınmazın alacaklı adına tescili işleminin tedbiren durdurulmasını" istemiş iseler de, İİK 134 vd. gereğince ihalenin kesinleştiği ve tescile engel bir durumun olmadığı, ancak, tesis edilen ipoteğin türü ve ipotek limiti gözönüne alındığında, dosya hesabı ipotek resmi senedine aykırı olduğundan, gerekirse dosyanın bilirkişiye tevdii ile iadesi gereken miktar olup olmadığı ve var ise ne kadar olduğunun tespit edilmesi gerektiği-