Şikayet edenin ihaleye fesat karıştırıldığı yönündeki iddiası istinaf dilekçesinde de ileri sürmesine rağmen, Bölge Adliye Mahkemesi'nce fesat iddiası incelenmeksizin ve bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın yazılı şekilde karar verildiğinin görüldüğü, o halde Bölge Adliye Mahkemesi’nce, borçlunun dilekçesinde bildirdiği tanıklar ve gerektiğinde ihaleyi gerçekleştiren icra görevlisi ve tellal da dinlenmek suretiyle fesat iddiası konusunda bir değerlendirme yapılıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Bölge Adliye Mahkemesi'nce, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde hata edildiği tespit edildiği takdirde, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2. maddesi gereğince, istinaf isteminin kabulü ile gerekçenin düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekirken, infazda tereddüt oluşturacak şekilde, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesi değiştirildiği halde istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İhalenin feshi talep edilen taşınmazın muhammen bedel ile ihale olunduğu, bu taşınmaz yönünden de kıymet takdirine veya ihaleye fesat karıştığına yönelik herhangi bir şikayette bulunulmadığı gibi, zarar unsurunun gerçekleşmediği, bu taşınmazla ilgili olarak da şikayetçinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararının bulunmadığı anlaşıldığından, Bölge Adliye Mahkemesince şikayetçinin bu taşınmaz yönünden de ihalenin feshi isteminin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine, buna bağlı olarak işin esasına girilmediğinden İİK. nın 134/2-son maddesi uyarınca şikayetçi aleyhine bu taşınmaz için para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekeceği-
12. HD. 14.10.2021 T. E: 3701, K: 8942-
Şikayete konu taşınmazın tahmini değerinin % 50'sine satış masraflarının eklenmesiyle oluşan bedel dikkate alındığında, ihale bedelinin bu bedeli karşılamadığının anlaşıldığı, o halde İlk Derece Mahkemesi’nce şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Şikayet dilekçesi ve harç makbuzuna göre ihalenin feshini isteyen kişi şikayetçi ...... olmasına rağmen, gerek ilk derece mahkemesince gerekse de Bölge Adliye Mahkemesince gerekçeli karar başlığında borçlu şirketin de davada şikayetçi sıfatı ile gösterilip adı geçen şirket aleyhine hüküm kurulduğunun anlaşıldığı, bu durumda Bölge Adliye Mahkemesince, borçlu şirketin şikayetin tarafı olmadığı gözetilerek ilk derece mahkemesi kararında gerekli düzeltmeyi yapması gerekirken, adı geçen şirket yönünden usulden ret kararı ile birlikte şirket aleyhine vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmesi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Tebliğ yapılmadan iadenin nedeni adres yetersizliği olduğundan, Tebligat Kanunu’nun 10. maddesinin ikinci fıkrası gereğince muhatabın mernis adresine normal yolla tebligat çıkartılıp iade halinde aynı Kanun’un 21/2. maddesi gereğince işlem yapılması gerekirken, adres yetersizliğinden iade edilen tebligat üzerine satış ilanının doğrudan borçlunun mernis adresine Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi gereğince tebliğinin usule aykırı olduğu- Mahkemece şikayetçi A.B. yönünden, satış ilanı tebliğinin usulsüz olduğu gerekçesiyle, adı geçenin maliki olduğu ........... bağımsız bölüm numaralı taşınmazlara yönelik şikayetin kabulü ile ihalenin feshine, maliki olmadığı ......... bağımsız bölüm numaralı taşınmazlara yönelik şikayetinin ise aktif husumet yokluğundan reddi ile para cezasına yer olmadığına karar verilmesi gerekeceği-
Satış ilanı tebligatının borçlu vekiline elektronik yolla tebliğ edildiği görüldüğünden, Bölge Adliye Mahkemesince; satış ilanı tebliğinin vekile usule uygun yapıldığı ve başkaca fesih nedeni de bulunmadığı dikkate alınarak bu gerekçe ile istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile ihalenin feshi yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Toplu rehin durumunda, ipotek alacaklısı alacağı gününde ödenmemişse, üzerinde toplu (birlikte) rehin kurulmuş olan taşınmazlar için takibin birlikte başlatılması ve satışının da aynı anda talep edilmesi gerektiği-
Mahkemece hükme esas alınan kök raporda ve ek raporda bilirkişiler tarafından hangi tarih itibari ile değerleme yapılmış olduğu açıkça belirtilmemiş olup borçlular tarafından icra müdürlüğünce alınan ........... tarihli rapora itiraz edildiğinden iki yıllık sürenin icra müdürlüğünce aldırılan rapordaki değerleme tarihi olan ........... tarihinden başlayacağının kabulü gerekeceği, satış tarihi itibariyle İİK'nun 128/a-2. maddesinde öngörülen iki yıllık sürenin geçtiği, kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıldan fazla süre geçtikten sonra ihale gerçekleştirilmiş olmakla ve bu hususun re'sen gözetilmesi gerektiğinden, mahkemece ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-