İİK’nun 128/a-2. maddesinde düzenlenen 2 yıllık sürenin, 7226 sayılı Kanun’un Geçici 1. maddesinde yer alan durma hükümlerine tabi olmadığı- Kıymet takdiri tarihinin kural olarak icra dairesince fiilen yapılan keşif tarihi olduğu ve satışın kıymet takdirinin esas alındığı tarihten itibaren 2 yıl sonra yapılması başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu, bu hususun, 2 yıl içinde taşınmazın değerinde oluşacak muhtemel değişiklikler nedeniyle hem borçlu hem de alacaklı tarafın menfaatlerini korumaya yönelik bir düzenleme olması nedeniyle, kamu düzenine ilişkin olduğundan re'sen gözetilmesi gerektiği- İİK’nun 128/a-2 maddesinin Dairemizin içtihatları ile taşınır satışlarında da uygulandığı düşünüldüğünde; pandemi sürecinde ülkemizdeki taşınır ve taşınmaz değerlerinde oluşan büyük artışlar nazara alındığında, kanunda düzenlenen 2 yıllık azami sürenin üzerine durma sürelerinin de eklenmesi ile daha da uzayacak sürenin, taşınmazın gerçek değerinden satılmasına engel olacağı ve tarafların hak kaybına uğramalarına neden olacağı-
Mahkemece, borçlu, şikayet dilekçesinde iki adet taşınmaza ilişkin olarak ihalenin feshi isteminde bulunduğu halde, şikayet konusu taşınmazlardan biri hakkındaki talep bakımından herhangi bir değerlendirme ve inceleme yapılmadığı anlaşıldığından, sözü edilen taşınmaza ilişkin ihalenin feshi istemi yönünden HMK.'nun 297. maddesinin emredici hükmüne aykırı olarak olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeksizin sonuca gidilmesinin doğru olmadığı-
İhalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi yerinde ise de; İlk Derece Mahkemesi'nce işin esasına girilmek suretiyle ihalenin feshini gerektiren bir neden bulunmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmesine rağmen, şikayetçi borçlu aleyhine para cezasına hükmedilmemesi isabetsiz olup, para cezası yönünden kararın re'sen bozulması gerekeceği-
Şikayetçi adına çıkartılan kıymet takdir raporu tebligatının, ............ tarihinde “işyerinde daimi çalışan sorumlu ..........’a tebliğ edilmiştir.” şerhiyle tebliğ edildiği, buna göre, tebliğ işleminin, muhatabın adreste bulunmadığı tespit edilmeden çalışana yapılmakla, TK’nın 17. maddesi gereğince usulsüz olduğu, her ne kadar şikayet dilekçesinde satış ilanı tebliğ usulsüzlüğü hususu ileri sürülmemiş ise de; satış ilanı tebligatının şikayetçiye .............. tarihinde tebliğ edildiği, ihalenin ise .........’de, yani borçlunun 7 günlük kıymet takdir raporuna itiraz süresi dolmadan yapıldığının anlaşıldığı, o halde; şikayetçi adına yapılan kıymet takdir raporu tebliğ işlemi usulsüz olup, satış ilanı tebliğ tarihinden itibaren kıymet takdirine itiraz süresi dolmadan satış yapıldığı nazara alındığında, şikayete konu taşınmaza ilişkin kıymet takdir raporu kesinleşmeden ihale yapılmasının usulsüz olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi’nce İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
6 aylık satış isteme süresinin (İİK150/e), COVID-19 nedeniyle "süresi duran" işlemlerden olduğu-
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 345/1. maddesine göre, sulh hukuk mahkemesi kararlarına karşı istinaf yoluna başvuru süresinin, kararın tebliğinden itibaren iki hafta olduğu-
5311 sayılı Kanun'un 24. maddesi ile değişik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 363/1. maddesine göre, istinaf yoluna başvuru süresinin, ilk derece mahkemesi kararının tefhim veya tebliğinden itibaren on gün olduğu-
İİK’nun 128/a-2. maddesinde düzenlenen 2 yıllık sürenin, 7226 sayılı Kanun’un Geçici 1. maddesinde yer alan durma hükümlerine tabi olmadığı nazara alınarak, kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıldan fazla süre geçtikten sonra ihale gerçekleştirildiğinden ve bu hususun kamu düzeni nedeniyle re'sen gözetilmesi gerektiğinden Bölge Adliye Mahkemesince taşınmaz ihalesinin feshine karar verilmesi yerine yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Şikayet dilekçesinde belirtilen .......... İcra Hukuk Mahkemesi kararının ihale tarihinde temyiz incelemesinde olduğu sabit olup, ihale tarihinden sonra ilgili kararın onanması sonuca etkili olmadığından, ilgili dosyaya ilişkin olarak talebin ve temyiz konusunun şikayet mi yoksa icranın geri bırakılması talebi mi olduğu değerlendirip, şikayetçi borçlunun ihalenin feshi istemi hakkında oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden, İİK’nun 149/a-1 maddesinde 33. maddesinin 1,2 ve 4.fıkraları uygulanacağından, ilgili dosyada borçlunun taleplerinde borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazı olmadığı, talep konusunun şikayet olduğu anlaşıldığından, ilgili dosyaya ilişkin temyiz incelemesi satışı durduracağından, ihale tarihi ................ olup, bu durumda satışın durdurulması gerekirken ihalenin yapılmış olmasının İİK'nun 364/3. maddesine aykırı bulunduğu-
Pandemi sürecinde ülkemizdeki taşınır ve taşınmaz değerlerinde oluşan büyük artışlar nazara alındığında kanunda düzenlenen iki yıllık azami sürenin üzerine durma sürelerinin de eklenmesi ile daha da uzayan sürenin, taşınmazın gerçek değerinden satılmasına engel olacağı ve tarafların hak kaybına uğramalarına neden olacağından düzenlenen iki yıllık sürenin, durma hükümlerine tabi olmadığı nazara alınarak; kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıldan fazla süre geçtikten sonra ihale gerçekleştirilmiş olup bu hususun kamu düzeni nedeniyle re'sen dikkatlice alınarak satışa konu taşınmaz ihalesinin feshine karar verilmesinin gerektiği-