Satış ilanı tebligat mazbatasının incelenmesinde; gösterilen adreste no:30 olmadığından tebligat mazbatasının yapıştırılamadığı ve Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre işlem yapıldığı görülmüşse de, yapılan tebligatta tebliğ evrakının bir nüshasının binanın kapısına asılamadığı açıkça belirtildiğinden yapılan tebligatın bu hali ile şeklen Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine aykırı ve dolayısıyla usulsüz olduğunun anlaşıldığı, o halde, İlk Derece Mahkemesi’nce, satış ilanı tebliği usulsüz olup borçlunun ihaleden daha önceden haberdar olduğuna dair bir bilgi de bulunmadığından, şikayetin sürede olduğunun kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Üçüncü kişinin "ihale salonuna girerek taşınmazlar üzerinde tedbir olduğu ve satışın gerçekleştirilemeyeceğini" beyan etmesi üzerine, ihaleye katılmak için teminat mektubu sunan şirket yetkilisinin teminat mektubunu geri alarak ihaleye katılmaktan vazgeçtiği, aynı kişi tarafından ihaleden bir gün önce tedbir kararı sunularak satışın durdurulmasının talep edilmesi üzerine müdürlükçe tedbirin satışa engel olmayacağından bahisle bu talep reddedilmiş ise de 3. kişi tarafından aynı iddiaların ihale sırasında ileri sürülmesi üzerine teminat yatırarak ihaleye katılan kişilerin ihale sırasında dosyayı ve kararları incelemesinin mümkün olmadığı, ihale başlamak üzereyken yaşanan bu sürecin talep ve talibi azaltıcı nitelikte olduğu- İhale öncesi meydana gelen olayların fesat niteliğinde kabul edilmesi gerektiği-
Dava dışı takip borçluları tarafından alacaklıya karşı takibin taliki veya iptali talepli dava açıldığı, açılan davanın yargılaması sırasında takibin tedbiren durdurulmasına karar verildiği ve sonrasında davanın kabulüne ve davacı borçlular yönünden takibin iptaline karar verilmiş olup, tarafların temyiz etmemesi üzerine kararın kesinleştiği anlaşıldığından, dava dışı borçluların yaptığı itiraz, İİK 78/2'de belirtilen itiraz kavramına girmeyeceğinden 1 yıllık sürenin hesaplanmasında dikkate alınmayacağı- Alacaklı, İİK. 150/e uyarınca, bir yıllık yasal sürede masrafını da yatırmak suretiyle satış talebinde bulunmadığına göre takibin düşmüş olacağı ve ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği-
Kural olarak icra mahkemesi kararlarının uygulanması için kesinleşmesinin gerekmeyeceği, icra mahkemesi kararlarının verildikleri tarih itibariyle hüküm ve sonuç doğuracağı, İİK.nun 4. ve Anayasa'nın 138/son maddesine göre, icra müdürünün, mahkeme kararını uygulamak zorunda olduğu, icra müdürünün mahkeme kararını yorumlama ve denetleme yetkisinin bulunmadığı, o halde mahkemece, icra müdürlüğünce tescil işlemlerinin yapılması yönündeki talebinin reddi kararının iptaline ilişkin şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Üst sınır (limit) ipoteğinde, borcun ulaşacağı miktar belirsiz olduğundan, taşınmazın ne miktar için teminat teşkil edeceğinin ipotek akit tablosundaki limitle sınırlandırılmış olduğu- Bu durumda alacaklıya limit miktarı kadar ödeme yapılabilecek olsa da, İİK 134/5 maddesinden kaynaklı nemalar, alacaklıya alacağının yanında ihalenin kesinleşmesine kadar tahsil edememesi nedeniyle ödenmesi gereken ve depo edilen ihale bedelinin getirisi niteliğinde paralar olduğundan, ipotek limitine dahil edilmesinin isabetli olmadığı-
Taşınmaz rehninin mevcudiyeti halinde eklenti niteliğindeki menkuller taşınmazdan ayrı olarak haczedilemeyeceği Makinelerin, ipotek kapsamında olup olmadığının tespiti için ipotek akit tablosunda yazılı olup olmamaları sonuca etkili olmadığı, niteliği itibariyle de makinelerin eklenti vasfında olmaları gerektiği- Mahkemece, menkuller ile ilgili ayrıca keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmaksızın, taşınmazın eklentileri ile beraber satılacağı belirtilerek, bu yöndeki fesih nedeninin yerinde görülmediği-
Alacaklının, dava açılması hâlinde ihalenin sonuçlanmasının uzun süreceğini söylemesinin ihaleye katılımı engel olabilecek nitelikte bir eylem olmadığı- İhaleye katılımın engellendiğine yönelik icra müdürlüğünce düzenlenmiş bir tutanak bulunmadığı gibi, resmi makamlara yapılmış bir başvuru da bulunmaması karşısında soyut tanık beyanlarının fesat iddiasının ispatı için yeterli olmadığı- Alıcı dışında üç kişinin daha ihaleye katılıp pey sürdüğünden, ihale bedeli dikkate alındığında zarar unsurunun da gerçekleşmediği- İcra takibinde "borçlu" sıfatını taşımayan şikayetçinin ve takip borçlusu olsa da taşınmazın maliki olmayan şikayetçinin, aktif husumet yokluğu nedeniyle meskeniyet şikâyetinde bulunamayacağı- Meskeniyet şikâyetinin süreden reddine ilişkin kararın temyizinin satışı durdurmayacağı-
Aynı alacaktan dolayı birden fazla taşınmaz üzerinde toplu ipotek tesis edilmiş bulunduğundan, tüm taşınmazların birlikte satışının istenmesi ve birlikte satış kararı verilmesinin zorunlu olduğu-
Açık arttırma ilanında taşınmazların adresinin yanlış yazılması hususunun satış ilanı tebliğinden itibaren süresinde şikayet konusu edilmesi gerektiği- Satış isteminin varlığını kabul için bu konudaki açık talep yanında satış giderlerinin de yatırılması gerektiği- Satış talebinden önce masraf yatırılmasının, o tarihte satış talebinde bulunulduğu anlamına da gelmeyeceği- Alacaklı vekili tarafından haciz tarihine göre bir yıllık satış isteme süresinde satış talebinde bulunulmuşsa da, satış avansının yasal süre geçtikten sonra yatırıldığı, haciz tarihi ile satış avansı yatırılma tarihi arasında satış isteme süresinin geçtiği, ihaleye konu taşınmazlara tekrar haciz konulduğu görülmüşse de; son haciz şerhinden sonra alacaklı vekili, usulüne uygun ve yasal süresinde satış talebinde bulunmadığından, haczin düşmüş olacağı, satış isteminin varlığını kabul için bu konudaki açık talep yanında satış giderlerinin de yatırılması gerektiği-
Kıymet takdirine itiraz yargılamasında şikayetçi borçlunun vekil ile temsil edildiğinin, icra müdürlüğünce satış ilanının borçlu vekili ........’e elektronik yolla tebliğ edildiğinin görüldüğü, o halde, Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçesi yerinde olmadığından Bölge Adliye Mahkemesince borçlunun istinaf talebinin esastan reddi gerekeceği-