Davacının birinci haciz ihbarnamesine süresi içinde itiraz ettiği, buna rağmen ikinci haciz ihbarnamesi çıkarıldığı, davacının icra mahkemesine başvurarak bunu iptal ettirmesi gerektiği, nitekim icra mahkemesinin ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerini iptal ettiğinden davanın konusuz kaldığı bu nedenle mahkemece karar verilmesine yer olmadığına davacının yargılama giderleri ile sorumlu tutulmasına karar verilmesinin gerekeceği-
Birinci ve ikinci haciz ihbarnamesine itiraz etmeyen 3.kişinin üçüncü haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinden tarihinden itibaren 15 günlük hak düşürücü sürede dava açması gerektiği, İİK’nun 89.maddesi uyarınca menfi tespit davasının takip alacaklısına karşı açılacağı, takip borçlusuna davanın yöneltilemeyeceği, davalı takip alacaklısı şirket aleyhine açılan davanın 15 günlük yasal sürede açılmadığından reddine, diğer davalının taraf sıfatı bulunmadığından pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Üçüncü kişi bankaya haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği tarihten sonra, itiraz eden banka nezdinde bulunan borçluya ait hesapta, banka nezdinde "rehinli olduğu" bildirildiği halde, hesap hareketlerinin sürdürüldüğü anlaşıldığından mahkemece, bankanın borçlu lehine gerçekleştirilen hesap hareketleri miktarı kadar tazminatla sorumlu olması gerektiği-
İflasın ertelenmesi talebinin mahkemede incelenmesi (iflasın ertelenmesi talebi üzerine bu talebin kabulüne ya da reddine karar verilmeden önce mahkemece incelenerek hususlar)- iflasın ertelenmesi talebi üzerine, mahkemece talebin yetkili kişi/kişiler tarafından yetkili ve görevli mahkemede yapılıp yapılmadığının, borçlu şirketin/kooperatifin ‘borca batık olup olmadığı’nın, ‘sunduğu iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı’nın –bu konuda uzman bilirkişi kurulundan rapor alınarak- incelenmesi, fevkalede mühletten yararlanmış olup olmadığının araştırılması, iflasın ertelenmesi talebinin ilan edilerek bu talebin alacaklılara duyurulmuş olması, borçlunun malvarlığının kaydı değil rayiç değerinin saptanması, tensiple kayyım atanması, borçlunun borca batık olduğunun belirlenmesi halde ıslahının mümkün olup olmadığının –somut verilere dayanılarak üzerinde durulması gerekeceği- İİK’nun 89. maddesine göre çıkarılan haciz ihbarnamesi, muhataba ulaşmış ve haciz ihbarnamesine konu olan alacak icra veznesine ulaşmadan önce İİK. mad. 179/b. gereğince tedbir kararı verilmiş ise, ödeme işlemi bir takip işlemi olduğundan paranın haciz alacaklısına veya haczin borçlusuna ödenmemesi gerektiği- Mahkemece muhafaza tedbirinin kaldırılmasına ve haciz ihbarnamesine ilişkin olarak verilen ve denetlenemeyen tedbir kararlarının yeniden değerlendirilmesi gerektiği-
Apartman yönetiminin alacaklılarına karşı, kat maliklerinin üçüncü şahıs olarak kabul edilemeyeceği ve kat maliklerine 89/1 haciz ihbarnamsi gönderilmek suretiyle yapılan haciz işleminin geçersiz olduğu-
Asıl dosya şikâyetçisinin alacaklısı olduğu takip dosyasından gönderilen haciz ihbarnamesine, vergi dairesince itiraz edilmediği gibi verilen cevapta da haczin işlendiği belirtildiğinden, ilk haczin bu ihbarnamenin tebliği tarihinde konulduğunun kabulünün gerekeceği, açıklanan durum karşısında asıl şikâyetin kabulü ile birleşen şikâyetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
İcra mahkemesinin ilamın hüküm fıkrasını yorumlayamayacağı, infazın ilamın hüküm fıkrasına uygun yapılıp yapılmadığını denetlemek zorunda olduğu ayrıca İİK’nun 72/V C.2.deki “icranın eksik hale iadesi”nin yalnızca icra takibinin ve menfi tespit davasının tarafları için olduğu, 3.kişiler hakkında uygulanamayacağı, yani menfi tespit davasının borçlu lehine sonuçlanmış olmasının 3.kişilerin hukuki durumuna etkisinin olmayacağı, bu nedenle menfi tespit davasının borçlu lehine sonuçlanmış olmasının borçlunun hacizli malları hakkında daha önce yapılmış olan satışlara bir etkisinin olamayacağı, bu malların, icranın esli hale iadesi yolu ile alıcılardan geri alınamayacağı-
Adi ortaklığın ortakları alacaklılara karşı doğrudan doğruya ve sınırsız olarak tüm malvarlıkları ile sınırlı olduğundan adi ortaklardan birinin borcu nedeniyle, adi ortaklığın banka nezdindeki parasının borçlu ortağın hissesi oranında haczedilebilir mi?
Menfi tespit davasının haciz ihbarnamelerine konu 3. şahsa ait bir alacağın bulunmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu, ancak “hamiline ait olmayan veya cirosu kabil bir senede müstenit bulunmayan alacak”ın haczedilebileceği, somut olayda henüz davacıya haciz ihbarnamesi tebliğ edilmeden davacının üç adet çek keşide ederek borçlu üçüncü şahsa verdiğinin bilirkişi raporunda belirtildiği, o halde mahkemece bu kanun hükmünün somut olaya uygulanabilirliği araştırılıp, varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesinin gerekeceği-
Şikayet dilekçesinde tüzel kişi temsilcilerinin ismen belirtilmesi gerekeceği; tüzel kişiliğin şikayet edilmesi halinde şikayet dilekçesinde gösterilmeyen temsilcilerin araştırılmasına ve cezalandırılmasına yasal olanak olmadığı-