Menfi tespit davasının haciz ihbarnamelerine konu 3. şahsa ait bir alacağın bulunmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu, ancak “hamiline ait olmayan veya cirosu kabil bir senede müstenit bulunmayan alacak”ın haczedilebileceği, somut olayda henüz davacıya haciz ihbarnamesi tebliğ edilmeden davacının üç adet çek keşide ederek borçlu üçüncü şahsa verdiğinin bilirkişi raporunda belirtildiği, o halde mahkemece bu kanun hükmünün somut olaya uygulanabilirliği araştırılıp, varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesinin gerekeceği-
Şikayet dilekçesinde tüzel kişi temsilcilerinin ismen belirtilmesi gerekeceği; tüzel kişiliğin şikayet edilmesi halinde şikayet dilekçesinde gösterilmeyen temsilcilerin araştırılmasına ve cezalandırılmasına yasal olanak olmadığı-
İİK'nun 89/3 maddesine göre açılacak menfi tespit davaları maktu harca tabidir. Mahkemece anılan yasa hükmü gözetilmeksizin davalının nisbi harçla sorumlu tutulmasının doğru görülmeyeceği-
Şikayetçi, yasal süre içinde Elmadağ Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/43 esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açtığını buna ilişkin belgeleri icra müdürlüğünün takip dosyasına sunduğunu belirttiği- İ.İ.K md.89/3 ihbarnamesinin şikayetçiye 5.1.2011 tarihinde tebliğ edildiği ve menfi tespit davasının yasal süresinde (13.1.2011 tarihinde) açıldığından “menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar” şikayetçi hakkındaki takibin durdurulmasına karar verilmesi gerektiği-
Yeni yasal düzenleme ile Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na bağlı, kamu tüzel kişiliğine sahip, özel bütçeli bir kuruluş haline getirilmiş olduğundan, 3. kişi sıfatıyla kendisine haciz ihbarnamesi gönderilebileceği-
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü yapılan son yasal düzenleme ile, kamu tüzel kişiliğine sahip bir kuruluş haline getirilmiş bulunduğundan, bu kuruluşa gönderilen haciz ihbarnamelerinin geçerli olacağı-
Haciz ihbarnamesi gönderilen bankanın ‘haczi istenilen hesaptaki para üzerinde kendisinin “rehin”, “hapis” ve “takas” hakkından sonra hüküm ifade etmek üzere haczin işlendiğini’ bildirmesinin, “haciz ihbarnamesine itiraz” niteliğinde olduğu-
İcra mahkemesince davalının defter ve kayıtları üzerinde tarafların beyanları doğrultusunda ve Yargıtay denetimine imkan verecek şekilde bilirkişi incelemesi yaptırılıp, 1. haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği tarihte “borçlunun üçüncü kişiden istenebileceği, kesin nitelikte bir alacağının bulunup bulunmadığı” nın belirlenmesinden sonra, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İkinci haciz ihbarnamesinin, İİK’nun 89/III. maddesinin emredici hükmüne uygun içerikte düzenlenmemiş olması halinde, süresiz şikayet yoluyla iptalinin icra mahkemesinden istenebileceği-
Açılan iflasın ertelenmesi davası nedeniyle, borçlu hakkında takiplerin durdurulması konusunda verilen tedbir kararından sonra, “takip dosyasından 3. kişilere gönderilen haciz ihbarnamelerinin iptaline” karar verilmesi gerekeceği-
