Avukata UYAPta tanınan sorgulama yapma imkanının, icra müdürünün talep konusu sorgulamayı yapma görevini ortadan kaldırmayacağı-
Kural olarak (kira alacakları gibi rutin ödemeler dışında) ileri doğacak hak ve alacaklar için haciz ihbarnamesinin gönderilemeyeceği, İİK.’nun 89. maddesi uyarınca üçüncü kişiye, borçlunun ‘doğmuş ve doğacak’ hak ve alacaklarının haczi için haciz ihbarnamesi gönderilmesi halinde, üçüncü kişinin sorumluluğunun sadece haciz ihbarnamesinin kendisine ulaştığı tarihteki mevcut fiili durumla sınırlı olduğu, buna karşın borçlunun üçüncü kişiler nezdinde ileride doğması muhtemel alacaklarının haczinin ancak İİK.’nun 78. maddesi uyarınca gönderilecek ‘haciz yazısı’ ile mümkün olabileceği- Müstakbel bir alacaktan bahsedilebilmesi için, bir hukuki ilişkinin mevcut olmasının ve bu hukuki ilişkiden doğacak alacağın cinsi ile borçlunun belli olmasının yeterli olduğu, alacağın miktarının belli olup olmamasının veya böyle bir alacağın doğmama ihtimalinin bulunmasının önemli olmadığı-
İcra takibinde üçüncü kişi durumunda olan davacıya üçüncü haciz ihbarnamesinin tebliğinden itibaren menfi tespit davası açması için verilen 15 günlük sürenin hak düşürücü süre olması nedeniyle süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
İİK'nun 89.maddesine göre gönderilen haciz ihbarnamelerinin tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayette süre aynı kanunun 16/1. maddesi gereğince 7 gün olup, tebliğ usulsüz olsa bile öğrenme tarihinden itibaren yasal süresi içerisinde yapılmayan şikayetin dinlenilmeyeceği-
5393 Sayılı Belediye Kanunu'nun 37. maddesine göre belediye başkanı, belediye idaresinin başı ve belediye tüzel kişiliğinin temsilcisi olup; haciz ihbarnamesinin, bizzat belediye başkanına tebliğ edilmesi, bulunmadığı takdirde bu hususun tebliğ zarfına şerh düşülerek, yetkili kılınan kişilere tebliğin yapılması gerekeceği-
İcra müdürlüğünün daha önce yaptığı işlemlerden kendiliğinden dönmesi mümkün olmayıp; icra müdürünün kendisine yapılan bir başvuru olmadan, dosyayı ele alarak haciz ihbarnamelerinin hükümsüz sayılması yönünde karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olacağı-
Davacı vekilinin, müvekkilinin davalı banka şubesinde mevduat hesabının bulunduğunu, bu hesap üzerine İcra Müdürlüğü tarafından haciz konulduğunu, davalı bankanın icra müdürlüğüne gönderdiği yazıda, haciz yazısının tebliğinden sonra hesaba yatacak paraları kapsamadığını belirttiğini, buna rağmen hesaba bloke koyduğunu, bu nedenle hesabın kullanılamadığını, davalı banka tarafından yapılan işlemin usulsüz olduğunu ileri sürerek, davalı ile müvekkili arasındaki çekişmenin giderilmesine ve davalının uygulamasının doğru olmadığının tespitine karar verilmesini talep ettiği, gönderilen yazıda açıkça, söz konusu yazının ulaşmasından sonra hesaba intikal edecek miktarların da bloke altına alınmasının istenildiği, bu durumda davalıya yüklenebilecek bir kusur bulunmadığı, haciz yazısının İİK’nun 89. maddesine uygun düşmediği söylenebilirse de bu halde yapılması gerekenin şikayet yoluyla işlemin iptal edilmesini istemek olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği-
Rehin hakkı banka ile müşterisi arasında imzalanan sözleşmede de yer aldığından, bankanın borçlusuna karşı ileri sürebileceği rehin hakkının borçlunun alacaklısına karşı da istihkak iddiası olarak ileri sürebileceği- Üçüncü kişi şikayetçi bankanın gönderilen 1. haciz ihbarnamesine süresi içerisinde itiraz etmesi üzerine, karşı taraf-alacaklının, üçüncü kişi bankanın verdiği cevabın aksini icra mahkemesinde ispat etmesi gerekeceği-
Şikâyet tarihinden somaki bir tarihi içeren ve üzerinde müşteki vekilinin isim ve adresi bulunan tahsilat makbuzunda, şikâyete dayanak icra takip dosyası borcunun ödendiği ve alacağın kalmadığı belirtilmiş olması ve bu tarihten üç gün sonra da alacaklı vekilinin ilgili icra müdürlüğünden hacizlerin fekkini talep ettiği birlikte değerlendirildiğinde, borcun itfa edildiğinin kabulünün gerekmesi nedeniyle davanın düşürülmesine karar verilmesinin gerekeceği-