Üçüncü kişinin elindeki bir paranın İİK’nın 89. maddesine göre değil de, taşınır hacizlerine ilişkin 88. maddesine göre haczedilmesinde, tıpkı taşınırlarda olduğu gibi, paranın somut olarak üçüncü kişinin elinde mevcut olması gerekeceği, henüz mevcut olmayan bir paranın taşınır hükümlerine göre haczine yasal olanak bulunmadığı- Üçüncü şahıstaki mevcut para alacağının da İİK'nın 110. madde hükmüne kıyasen hacizden itibaren bir yıllık süre içerisinde icra dosyasına celbinin istenmesi gerekeceği, aksi halde haczin düşeceği- Üçüncü kişi nezdinde bulunan alacak için haciz talebi halinde, haciz tarihi belirlenirken gözetilecek tarih, haciz yazısının yazıldığı tarih değil, üçüncü kişiye ulaşıp, kayda işlendiği tarih olduğu- 
3. şahsın, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz etmesi, alacaklının da 3. şahsın verdiği cevabın aksini icra mahkemesinde ispat ederek 3. şahsın 338/1. fıkrası hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebileceği, alacaklının icra mahkemesine açacağı davada adı geçenin cezalandırılması yanında tahsilini istediği tazminat miktarını da açıkça göstermesi gerekeceği, bu dava ile "itirazın kaldırılması" nın istenemeyeceği-
Hükme esas alınan 09.04.2012 tarihinde gönderilen İİK'nın 89/1. maddesi kapsamındaki ihbarnamelerin iptaline ilişkin değinilen Mahkeme dosyalarının getirtilerek incelenmesi, bu kararların kesinleşip kesinleşmediklerinin araştırılması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi için hükmün bozulmasına karar vermek gerektiği-
Üçüncü kişi bakanlıktan İİK'nın 89/1 haciz ihbarnamesi ile istenmesi mümkün alacağın, hangi birimden ve hangi hukuki ilişkiden kaynaklandığının belirtilmesi gerekse de, verilecek yanıtın "tüm birimleri kapsaması" gerektiğine yönelik konulan kaydın geçersiz olduğu-
Takip tarihi itibariyle yürürlükte olan 6098 s. TBK.’nun 622-623. maddeleri gereğince adi ortaklıkta her ortak, şirketin karına iştirak hakkına sahip olduğundan ortağın kişisel alacaklılarının, borçlu ortağın şirketteki kar payını İİK.nun 89. maddesine göre haczettirebilecekleri, ayıca, adi ortaklığın tasfiye edilmesi halinde borçluya isabet edecek tasfiye payının da haczinin mümkün olduğu (6098 s. TBK. mad. 638)-
Hem ceza hem de tazminat istemi ile açılan davanın ''icra ceza mahkemesi'' sıfatı ile açılmasına gerek olmayacağı, dava icra hukuk mahkemesine hitaben açılmış olsa bile icra mahkemesinin bu davayı İcra ve İflas Yönetmeliği'nin 69. maddesinin 3. fıkrası uyarınca ceza davalarına mahsus olan esas defterine kaydedip, ceza hakimi sıfatı ile İİK'nun 349-352 maddelerinde yazılı yargılama usulünü uygulayarak karara bağlayacağı-
Adi ortaklıklarda, ortakların borçlarından dolayı takip yapılması halinde, ortağın ancak kar payı veya tasfiye payına haciz konulması mümkün olup, tüzel kişiliği bulunmayan ortaklığa ait bir mal veya alacak üzerine haciz konulamayacağı-
Tasarrufun iptali davasına konu edilen şeyin mülkiyeti borçluya dönmeyip şikayetçi üçüncü kişide kaldığından ve şikayetçinin de takiple ilgisi olmadığından, şikayetçinin takip borçlusu gibi gösterilip onun kiracısına 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilmesinin mümkün olmadığı-
Tasarrufun iptali davasına konu edilen şeyin mülkiyeti borçluya dönmeyip şikayetçi 3. kişide kaldığından ve şikayetçinin de takiple ilgisi olmadığından, şikayetçinin takip borçlusu gibi gösterilip onun kiracısına 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilmesi mümkün olmadığı-
Üçüncü kişiye gönderilen yazı İİK'nun 78. maddesi kapsamında haciz müzekkeresi olup üçüncü kişi aleyhine İİK.nun 89. maddesindeki sonuçları doğurmayacağından üçüncü kişinin haciz müzekkeresinin iptalini istemesinde hukuki yararının olmadığı-Şikayet tarihinden sonra usulüne uygun haciz ihbarnamesi düzenlenip ilgiliye tebliğ edilmesinin işin esasına girilmesine engel olmayacağından, mahkemece hukuki yarar (dava şartı) yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-