Senetteki imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfetinin, senet elinde olup, takibe başlayan ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya ait olduğu-
Haczedilen menkullerin kendisine ait olduğunu söyleyen üçüncü kişiye (borçlunun boşandığı eski eşi) hacizli malların, yediemin olarak bırakıldığı ve akabinde istihkak iddiasının reddi davası açıldığı, bu tarih ile dava tarihi olan arasında icra dosyasındaki son işlem incelendiğinde, altı aylık zamanaşımı süresinin dolduğu görüldüğünden “istihkak iddiasının reddi” davası, TTK. mad. 726'da takibe konu çek için öngörülen zamanaşımı süresini kesen ve aynı Kanun’un 662.maddesinde düzenlenen nitelikte bir dava olmadığından, zamanaşımı süresinin dolduğu- Zamanaşımını kesen muamele her kim hakkında vaki olmuşsa ancak ona karşı hüküm ifade edeceği-
Borçlu vekilinin imzaya ilişkin itirazlarını sunduğu dilekçesinde takip dayanağı senedin teminat senedi olduğu hususunda bir iddia olmayıp, böyle bir iddianın İİK. mad. 169/a uyarınca borca itiraz niteliğinde olduğu ve ancak yasal süre içerisinde borçlu tarafından ileri sürülmesi halinde mahkemece inceleme konusu yapılabileceği, İİK. mad. 170/b gereğince uygulanması İİK. mad. 63'de senet metninden anlaşılanlar dışında itiraz nedenlerinin değiştirilemeyeceği ve genişletilemeyeceğinin öngörüldüğü, borçlunun yasal süre içerisinde dayanak bononun 'teminat senedi' olduğuna yönelik bir itirazı yokken, alacaklının duruşma aşamasında senedin 'teminat senedi' olduğuna ilişkin beyanının aleyhine hukuki sonuç doğurmayacağı-
Duruşmada, mazerete dayanmaksızın hazır bulunmaması halinde itirazının reddedileceği yönünde meşruhat içeren davetiyenin borçlu asile gönderilmesi gerektiği, vekile çıkarılan davetiye ile aynı hukuki sonuca ulaşılmasının mümkün olmadığı, mahkemece usul hükümlerinde yer almadığı halde vekile müvekkilini hazır etmesi konusunda sorumluluk yüklenmesinin isabetsiz olduğu (İİK. mad. 170/b, 68/a-3, 68/a-5)-
Çift vade içeren senedin bono vasfını taşımayacağı- Kambiyo senedi niteliği bulunmayan bono ile başlatılıp kesinleşen takipte, takibin kesinleşmeden sonraki dönemde işleyecek zamanaşımı süresinin TTK hükümlerine göre değil, eBK. mad. 125 uyarınca "10 yıl" olarak hesaplanması gerektiği-
Uygulamaya elverişli imza ile inkar edilen imzanın karşılaştırılması sonucunda, hakimin, inkar edilen imzanın inkar eden tarafa ait olup olmadığı hakkında kesin bir kanaat sahibi olamazsa, o zaman, yazı yazdırma (istiktab) yoluna başvurabileceği- Mahkemece imzaya itiraz davasında ispat külfetinin altındaki alacaklıya emsal imzaların bulunduğu yerlerin bildirilmesi için süre verilip, tüm emsal imzalar toplanarak, çekteki keşideci imzasının karşılaştırılmak suretiyle bilirkişi incelemesi yaptırılarak karar verilmesi gerekeceği-
Yetkisizlik kararı icra dairesi tarafından çıkartılan ödeme emrinin iptali sonucunu doğuracağından ve bu karar kesinleşmeden dosyanın yetkili yere gönderilmesi istenemeyeceğinden yetkisizlik kararının verildiği tarihten kesinleşme tarihine kadar zamanaşımı süresinin işlemeyeceği-
İİK'nun 170/b maddesi göndermesi ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takipler hakkında da uygulanması gereken aynı kanunun 67/3. maddesi uyarınca, muris mirasçıları aleyhine tazminata hükmedilmemesi gerekirken, borçluların %40 tazminata mahkum edilmelerinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Alacaklı tarafından takip dosyasının tedbirin kalktığı tarihten sonra haciz talep edildiği, bu talepten sonra ilk talep tarihi dikkate alındığında, takip dayanağı belgelerin kambiyo vasfında çek olup ibraz süresinin dolduğu tarih itibariyle uygulanması gereken 6762 s. TTK. mad. 726 uyarınca, 6 aylık zaman aşımı süresine tabi olup altı aylık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından, mahkemece borçlunun zamanaşımı itirazının kabulü ile İİK. mad. 71. ve 33/a. uyarınca icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiği-
Alacaklı hakkında açılmış bir dava bulunmadığı gibi menfi tespit davasında da alacaklının taraf olmadığı, ayrıca mahkemece verilen tedbir kararında da alacaklının davalı sıfatının bulunmaması nedeniyle tedbir kararının alacaklıyı bağlamayacağı, menfi tespit davasının alacaklının muteriz borçlu yönünden takibini engellemeyeceğinden zamanaşımını kesmeyeceği-