Borçlu tarafından ileri sürülmeyen zaman aşımı iddiası, yargılama esnasında mahkemece re’sen dikkate alınıp karar verilemeyeceği-
Menfi tespit davasının zamanaşımını keseceği ve kararın kesinleşme tarihine kadar zamanaşımının işlemeyeceği-
Çekte keşide gününün belirtilmesi zorunlu olup keşide tarihinin gerçeğe aykırı biçimde gösterilmiş olmasının çekin geçerliliğine etkili olmayacağı-
İmzaya itiraz davası incelenirken, itiraz edene duruşmada mazeretsiz olarak bulunmaması halinde itirazın reddedileceğine dair ihtar içeren davetiyenin mutlaka gönderilmesi gerekeceği, itirazcı vekiline müvekkilini gelecek duruşmada hazır etmesini istemenin, ihtarnamenin sonuçlarını doğurmayacağı ve bu şekilde hazırlanan kararın iptali gerekeceği-
Borçlu keşideci ve kefili takip etmekte olan alacaklı ciranta tarafından, ödeme emrinin tebliğinden sonra 3 yıllık zamanaşımı süresi dolmadan takip işlemleri yaptığı anlaşıldığından, icra mahkemesince İİK.nun 71 ve 170/b maddesi uyarınca “zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına” karar verilemeyeceği-
“Takibin kesinleşmesinden sonraki devrede takip konusu kambiyo senedinin zamanaşımına uğradığına” dair itirazın süreye bağlı olmadan her zaman icra mahkemesine yapılabileceği-
Alacaklının -takip dayanağı kambiyo senedinin (çekin) zamanaşımına uğramasından sonra- açtığı sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davasının, İİK.nun 33a/II maddesinde öngörülen “zamanaşımının vaki olmadığını ispat bakımından 7 gün içinde genel mahkemelerde açılması gereken dava” niteliğinde olmadığı- NOT: Alacaklının "icranın geri bırakılması kararının kendisine tebliğinden itibaren 7 gün içinde" açması gereken davanın "zamanaşımının vâki olmadığını ispat konusunda olacağı" İİK. m.33/a-II'de açıkça belirtilmiş olduğu halde, yüksek mahkeme bu kararında, alacaklının "temel ilişkiye dayalı alacak davası" olabileceğini belirtmiştir. Bu konuda ayrıca bknz: Yargıtay 11. HD. 09.06.2021 T. E: 5867, K: 4925; İzmir BAM 12. HD. 22.03.2022 T. E: 2198, K: 799; HGK. 15.03.2006 T. E: 12-61, K: 59; Antalya BAM 11 HD. 09.03.2020 T. E: 1350, K: 440; Yargıtay 12. HD. 08.02.2005 T. E: 25108, K: 2083 (www.e-uyar.com)