Keşideci borçlu hakkında başlatılan ve kesinleşen takipte zamanaşımı süresinin dolduğu tespit edildiğine göre mahkemece, icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken takibin durdurulması yönünde hüküm tesisinin doğru olmadığı-
Takip hukukuna ilişkin şikayet mahiyetinde olan ihalenin feshi başvurusu, TTK.nun 662. maddesi içeriğinde belirlenen dava niteliğinde olmadığından bu başvuru zamanaşımını kesmez ise de ihale satış bedelinin dosya alacağını karşılaması halinde dosya bu tarih itibariyle infaz edilmiş sayılacağından ve alacaklının yapacağı herhangi bir işlem bulunmayacağından bu tarihten itibaren fiili imkansızlık nedeniyle zamanaşımı süresinin işlemesinin söz konusu olamayacağı, ihalenin feshedilmesi halinde ise infaz işlemi gerçekleşmemiş olacağından sürenin kaldığı yerden yani ihalenin feshi tarihinden itibaren işlemeye devam edeceği-
Kanundaki dava tabirinden maksat sadece eda davaları ise de, borçlu tarafından açılan menfi tesbit davasında, alacaklının savunmalarını bildirmesi durumunda, anılan davanın da zamanaşımını keseceğinin kabul edildiği, bu bağlamda kanunda belirtilen nitelikte olmayan istihkak, izale-i şuyu, kıymet takdirine itiraz, senet iptali, tasarrufun iptali vb. nitelikteki davaların zamanaşımını kesmeyeceği-
İİK'nun 170/b maddesi göndermesi ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takipler hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun'un 67/3. maddesi uyarınca, muris mirasçılarının kötüniyeti iddia ve ispat edilmediği halde mirasçı - borçlular aleyhine tazminata ve para cezasına hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Takip dayanağı belge kambiyo senedi niteliğinde bono olduğundan, olaya takip tarihine göre yürürlükte olan 6762 Sayılı TTK'nun 690. maddesi göndermesiyle 661, 662 ve 663.maddelerinin uygulanması gerekeceği, aynı kanunun 661/1.maddesi gereğince keşideciye karşı başlatılacak takiplerde zamanaşımı süresinin üç yıl olduğu-
Borçlu tarafından açılacak davada, alacaklı durumundaki davalının, itirazını def’i yolu ile ileri sürmesi halinde borçlu tarafından alacaklı aleyhine açılan menfi tespit davasının da bu nedenle zamanaşımını kesmesi gerekeceği-
İmza itirazında bulunanlar mirasçı olup, kötüniyetle imza itirazında bulundukları saptanmadığı halde, mahkemece borçlular aleyhine tazminata ve para cezasına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
İmzaya itiraz dışında kalan diğer bütün itirazlar borca itiraz olarak değerlendirileceği, tahrifat iddiasının ''senet metninden anlaşılan'' nitelikte bir itiraz olduğu ve yargılama sırasında ileri sürülmesinin mümkün olduğu- Tahrifat iddiası özel ve teknik inceleme gerektirdiğinden bilirkişi raporu alınması gerektiği-
Takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının oluşması halinde takibin şekline göre İİK.nun 170/b maddesi göndermesi ile olayda uygulanması gerekli aynı yasanın 71/2 ve 33/a-1 maddeleri gereğince icranın geri bırakılmasına karar verileceği-
Mahkemece, borçlunun zamanaşımına yönelik şikayeti kabul edildiğine göre; İİK.'nun 71.maddesi yollamasıyla aynı Kanun'un 33/a maddesi gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken; takibin durdurulması yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması yoluna gidildiği-