Davacının "temyiz dilekçesinin reddi ve kararın aynen onanması" yönündeki temyizden feragat niteliği taşıyan beyanının davadan feragatle doğmuş olan hukuki sonucu ortadan kaldırmayacağı ve sonuç doğurmayacağı-
Boşanma davalarında, maddi/manevi tazminata hükmedilirken; tarafların sosyal ve ekonomik durumuna, boşanmadaki kusur derece ve niteliklerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına göre, TMK’nın 4. maddesinde yer alan hakkaniyet ilkesi çerçevesinde karar verileceği-
Velayet davalarının çekişmesiz yargı işi olarak kabul edildiği ve basit yargılama usulüne tabi olduğu-
Davalı kadının, cevap dilekçesinde yer almayan, ilk defa ön inceleme duruşmasında belirttiği maddi ve manevi tazminat isteklerinin talep sonucunun genişletilmesi niteliğinde olduğu, davacının açık muvafakati bulunmadığı ve ıslah da söz konusu olmadığından, davalının tazminat talepleri hakkında" karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde hüküm tesisi gerekirken kesin hüküm oluşturacak şekilde ret kararı verilmesinin doğru olmadığı-
Davalı kadının kabul edilen bir davasının olmamasına rağmen davalı kadın yararına da karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Maddi ve manevi tazminatın takdirinde, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların kusur dağılımı, ekonomik ve sosyal durumları, evlilik süresi gibi olgular ile TMK. mad. 4'deki hakkaniyet ilkesi gözetilerek; uygun miktarın takdir edilmesi gerekeceği- Boşanma davası içinde istenen boşanmanın fer'i niteliğindeki nafaka ve tazminat talepleri nedeniyle ayrıca vekalet ücreti verilemeyeceği ve yargılama giderinin de buna göre dağıtıma tabi tutulamayacağı-
Davacı-davalı kocanın davası reddedildiği halde davalı-davacı kadın yararına bu dava nedeniyle vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, davacı-davalı koca lehine vekalet ücreti takdirinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davacı vekili son celse dinlenilmeyen tanığını da dinleteceğini açıkça söylemiş olduğundan; mahkemece davacının dinlenmeyen tanığı usulünce davet edilip dinlenildikten ve beyanı diğer delillerle birlikte değerlendirildikten sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararlarının esas tutulması gerektiği -
İlk derece mahkemelerinin kararlarını bozup kaldırma yetkisi HMK. ve Yargıtay Kanununun 1. maddesine göre münhasıran Yargıtay'a ait olup; davacının feragat dilekçesi üzerine mahkemenin kendi kararını kendisinin kaldırarak davanın reddine karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-