Taraflar arasındaki evliliğin mutlak butlan ile iptaline karar verildiği, bu nedenle ergin olmayan müşterek çocuğun velayeti hakkında hüküm kurulmasının gerekeceği-
Kanunda özel boşanma sebebi olduğu belirtilen bazı olayların; eşlerin bazı kusurlu davranışlarının özellik gösteren hali niteliğinde olduğundan; bunlar kanunda açıklanan özellikte olmasalar bile; Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi uygulaması bakımından; genel boşanma sebebi olarak, evlilik birliğini temelinden sarsan bir kusurlu davranış niteliğinde kabul edilebileceği-
Ölen tanığın yerine bildirilen tanığın çağrılıp dinlenmesi için, mahkemece gerekli usul işlemlerinin yürütülmesi gerekeceği-
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılıp savunma imkânı tanınmadan göstermesi halinde delilleri toplanmadan yokluğunda hüküm tesisinin; hukuki dinlenilme hakkının (HMK md.27) ihlali sonucunu doğuracağından, bozma sebebi olduğu-
Boşanmanın eki niteliğinde olan maddi ve manevi tazminat taleplerinin, boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren faize hükmedilmesinin gerekeceği- Bozma öncesi yargılama giderlerinin de ilave edilerek, davalı koca aleyhine fazla yargılama giderine hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Boşanma davası kabul edildiği halde, yargılamada kendisini vekil aracılığıyla temsil ettiren davacı koca yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekalet ücretine hükmolunmamasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Mahkemece aynı gün ön inceleme duruşması tamamlanıp tahkikat aşamasına geçilmiş, davalıya başka tebligat yapılmadan tahkikat aşaması tamamlanarak hüküm verilmiş olup; davalının yokluğunda hüküm kurulması, davalının hukuki dinlenilme hakkına (HMK md. 27) aykırı olup; bozmayı gerektirdiği-
Kendisini vekille temsil ettiren davacı-davalı koca lehine karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret tarifesi gereğince vekalet ücreti takdir edilmesi gerekeceği-
Aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılması isteğin,ipotek bedellerinin tamamı üzerinden hesaplanacak nisbi harca tabi olduğu-
Başvuru tarihinde yürürlükte olan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 5236 sayılı Kanunla değişik 193. maddesinin 3. fıkrası gereğince; bir davada mahkemenin görevsizlik veya yetkisizlik kararı vermesi halinde, davacının, kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren on gün içinde karşı tarafa görevli veya yetkili mahkemede tebligat yaptırmasının zorunlu olduğu; aksi halde davanın açılmamış sayılacağı-