Davanın miras bırakandan edinilen pay yönünden kabul edilmesi gerekirken taşınmazın tümü yönünden kabul kararı verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Tapu kaydında tespit ve düzeltim davasında görev yönünden sulh hukuk mahkemesinin görevli olmasının gerekeceği-
Mirasbırakanın kadastro tespitinden sonra öldüğü anlaşıldığından 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin uygulanamayacağı-
Davacıya tanıklarını bildirmesi için imkan tanınacağı, tanıkların bildirilmesi halinde usulüne uygun davetiye gönderilerek taraf tanıklarının dinleneceği, taraflar arasında tasfiye süreci kapsamında davalıya satış suretiyle temlikinin yapıldığı, tasfiyesi süreci ile ilgili varlığı bildirilen görülmekte olan diğer dava dosyalarının mahkemesinden istenip inceleneceği, dava konusu taşınmazlar bakımından davacının tazminat isteğine yönelik gerekli araştırma ve inceleme yapılarak, toplanan delillerin, dinlenecek tanık beyanları ile birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekeceği-
Tapu iptali ve tescile ilişkin istek yönünden davaya Asliye Hukuk Mahkemesi olarak bakılması doğru ise de katkı payı alacağı ile TMK’nun 241. maddesine dayalı istek bakımından davanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydının yapılması ve tefrik edilecek davaya Aile Mahkemesi sıfatı ile bakılması gerekeceği-
Davada ileri sürülen mirasbırakan adına tescil isteğinin, gerçekte çekişmeli taşınmazları miras bırakanın terekesine döndürmek isteği şeklinde anlaşılması gerektiği-
Hazine'nin kayıt malikinin mirasçısı olduğunu iddia ederek eldeki davayı açtığına ve kayıt malikinin mirasçısı olduğuna ilişkin mirasçılık belgesi esas alınarak dava kabul edildiğine göre artık davanın kısmen kabul edildiğini söyleyebilme olanağı yoktur. Bu durumda tüm yargılama giderlerinin davalılara yükletilmesi gerekirken dava kısmen kabul edilmiş gibi davalı lehine yargılama giderine hükmedilmiş olmasının hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Mirasbırakandan tüm mirasçılarına intikal eden taşınır taşınmaz mallar ve haklar araştırılması, tapu kayıtları ve varsa öteki delil ve belgeler merciilerinden getirtilmesi her bir mirasçıya nakledilen malların ve hakların nitelikleri ve değerleri hakkında uzman bilirkişilerden rapor alınması, bir paylaştırma kastının bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulması gerekeceği-
Davacı vekili, birinci tanık listesinden vazgeçtiği şeklinde beyanda bulunmuş ise de davalının karşı çıkması üzerine son celse birinci listedeki tanıklarını dinletmek istediğini belirtmiştir. Davacı vekilinin vekâletnamesinde tanık dinletmekten vazgeçme yetkisi de bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, hangi tanık listesinin birinci tanık listesi olduğunun açıklığa kavuşturulması ile listedeki tanıkların dinlenmek suretiyle muvazaa iddiasının değerlendirilerek ve davacının feragat ettiği taşınmazlar da dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde hüküm kurulmasının hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Dava konusu taşınmazların, dava tarihindeki değerinin keşfen saptanmasına karşın, keşfen saptanan değer üzerinden değil, dava dilekçesinde gösterilen değer üzerinden nispi karar ve ilam harcına hükmedildiği; mahkemece, dava dilekçesindeki değer esas alınmak suretiyle eksik harca hükmedilmiş olmasının doğru olmadığı, ayrıca haciz şerhlerinin kaldırılması isteği bakımından da verilecek kararın haciz alacaklılarının haklarını etkileyeceği, bu nedenle haciz şerhi olan kişilerin tespitiyle davada yer almalarının sağlanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-