Ehliyetsizlik ve hile hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin davada; tarafların hukuki ehliyetsizlik yönünde bildirecekleri tüm delillerin toplanacağı, miras bırakana ait sağlık kurulu raporları, hasta müşahade kayıtları, reçeteler ve benzeri belgelerin getirtileceği, daha sonra 2659 Sayılı Yasının 7 ve 16. maddeleri dikkate alınarak dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderileceği ve miras bırakanın akit tarihinde ehliyetli olup olmadığı yönünde rapor alınacağı, ehliyetli olduğunun saptanması halinde ise hile iddiasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, mahallinde keşif yapılıp, tarafların gösterdikleri tanıkların taşınmaz başında dinlenilmesi, dava konusu taşınmazların yerlerinin gösterilmesi, mevkilerinin sorularak belirlenmesi, bilirkişilerden uygulamayı yansıtan, infazı sağlamaya yeterli kroki ve rapor alınmasının gerekip, noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olmasının hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Davanın taşınmazların aynına ilişkin olduğu ve HUMK m 13/2 (HMK m 12/3) uyarınca, birden fazla taşınmaza ilişkin davalarda, taşınmazlardan birinin bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu, taşınmazın bulunduğu yerden maksadın ise tapuda kayıtlı olduğu yer değil, fiilen içinde bulunduğu mülki sınır olduğu-
Vekil ile sözleşme yapan kişi iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşmenin geçerli olduğu ve vekil edeni bağlayacağı; vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu hususun vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalacağı, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamayacağı-
Mahkemece, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasını ilgilendiren dava dosyası ile suç duyurusunun akibetinin araştırılıp sonuçlarının değerlendirileceği, ayrıca vekil ve 3. kişinin iyiniyetli olup olmadıkları konusunda da yeterli araştırma ve soruşturma yapılması gerekeceği-
Kayıt maliki ile mirasbırakanın aynı kişiler olduğu iddiası bakımından işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi ve iptal-tescil isteği bakımından da usulüne uygun bir ıslah yapılması gerekeceği-
Aldatma her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatma öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir. Hal böyle olunca; tarafların bildirdikleri tüm delillerin toplanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olmasının hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
İki taraftan biri dava konusunu bir başkasına temlik ettiği takdirde diğer taraf seçim hakkını kullanmakta dilerse temlik eden ile olan davasını takipten vazgeçerek davayı devralan kişiye yöneltmekte, dilerse davasına temlik eden kişi hakkında tazminat davası olarak devam edebilmektedir. Bu usul kuralına göre, mahkemece davacı yana tercih hakkı hatırlatılarak davaya hangi kişi hakkında devam edeceği sorulmalı, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmasının isabetsiz olacağı-
Dava dışı mirasçıların olurlarının alınması ya da miras şirketine MK.’ nun 640.maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek yazılı olduğu üzere davanın esası hakkında hüküm kurulmasının hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Davacının yargılama sırasında öldüğü anlaşılmakla şahsiyetin ölümle son bulduğu gözardı edilerek, tapusu iptal edilen taşınmazların davacı mirasçıları adına mirasçılık belgesindeki payları oranında tescili gerekirken, ölü kişi adına tescil kararı verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-