Tapuya tescil davasında, teknik bilirkişinin 05.12.2011 tarihli rapor ve ekindeki krokide yeşil renkle taralı kısmın davaya konu yer olup olmadığının davacı ve vekilinden sorularak beyanlarının duruşma veya keşif zaptına geçirilerek imzalarının alınması, ayrıca iddia edilen bir kısım yerin paftasında yol olarak gösterilen alanda kalıp kalmadığının aynı biçimde saptanması, davacının talebinin doğrudan doğruya 113 ada 16 nolu parsele özgülendiğinin ikrar edilmesi halinde söz konusu rapor ve eki kroki dikkate alınarak karar verilmesi gerekeceği-
Davacı tüketici olup yüklenicinin temlikine dayalı olarak tapu iptali ve tescil isteğinde bulunduğundan, o yerde ayrı bir tüketici mahkemesi varsa çekişmenin tüketici mahkemesinde görülmesi, aksi halde davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekmektedir. Mahkemece görev hususu re’sen gözetilerek işlem yapılması gerekirken çekişmenin esasının incelenip hükme bağlanmasının hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Davacı tarafından taşınmaz üzerindeki bina değil, sadece binanın bulunduğu arsa dava konusu edilmiş ise, vekalet ücretinin dava konusu arsa değeri üzerinden hesaplanması gerektiği-
Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekeceği-
Davacıların haricen satın aldıkları bağımsız bölümde halen oturmakta oldukları ve davalının bitişik bağımsız bölümün maliki olduğu ve anılan taşınmazda oturduğu gözetilerek, davalı yüklenici şirket ile davacılar arasındaki akdi ilişkinin varlığından bilgisi olup olmadığı davalı tarafından taşınmazın kötüniyetli olarak tescilinin yapılıp yapılmadığının dosyada mevcut tüm deliller ile davalı aleyhine açıldığı bildirilen diğer dava dosyaları da celp edilerek incelenmesi ve değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Davacı inanç sözleşmesini yazılı delil ya da karşı tarafın elinden çıkmış delil başlangıcı niteliğindeki bir belge ile kanıtlayamamıştır. Ancak; davacı, delil listesinde her türlü yasal delil demek suretiyle yemin deliline dayandığını bildirmiştir. Bu durumda mahkemece davacıya davalıya yemin teklif etme hakkı bulunduğu hatırlatılıp bu hakkını kullanıp kullanmayacağı sorularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Tapuya tescil isteminde, yerel bilirkişiler ve sağ iseler senet tanıkları ile taraf tanıklarının 6100 sayılı HMK'nun 243 ve 244 madde (HUMK'nun 258 ve 259. maddeleri) hükmü uyarınca keşif yerinde hazır bulunmak üzere davetiye ile çağrılmak suretiyle mümkün olduğunca taşınmaz başında yapılacak keşifte dinlenilmeleri, dayanak senedin bu kişiler aracılığıyla mahallinde yöntemine uygun biçimde uygulanması, anılan senedin nizasız 104 ada 30 nolu parsel ile nizalı aynı ada 31 nolu parseli kapsayıp kapsamadığının tereddüte yer vermeyecek ve denetime olanak sağlayacak biçimde belirlenmeye çalışılması, beyanları arasında aykırılık çıktığı takdirde çelişkinin giderilmesi, bu belirlemelerin tapu fen memuru yetki ve yeteneğini haiz uzman bilirkişiye düzenlettirilecek ölçekli kroki ve rapora yansıttırılması ve hasıl olacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekeceği -
Tapu Sicil Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu tür bir incelemeyi içermeyen mahkeme kararının hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-